Talan edilmiş anılar, kısmi yaralat; hedefsiz, plansız haritalar hem kısa hem çok uzun bir yaşam, hastalıklar, umutsuzluklar, kimi insanlar, mekânlarda zaman, hayat sevincinin kaybolması bunlar insana birer düşman. Ara ara galip, sonunda sanki yenilgi yaşam. İşte, böyle bir ruh hâlinde ve yaş artımı çaresizliğinde yazılmış satırlar. Ca/ıide Yormaz Öz birçok Öykü, deneme, roman, şiir çalışması sonrasında tekrar okuyucusuyla buluşuyor. Bu buluşmada yaşam yoldaşını kısa süre önce kaybetmiş bir insanın acıları

"Yukarıya baktığında göğe kadar yükselmiş gibi gelen yafa portakalı ağacının en yüksek ve en sağlam dalına ahırın bir köşesinde bulduğumuz halatı sıkıca düğümleyip bir salıncak kurmuştuk. Salıncağı o kadar yüksek bir dala kurmuştum ki sallanırken uçuyormuş gibi hisseder yüreğimiz ağzımıza gelirdi..."

Mutluluk misali yalnızım Cano yalnız Bir akşam üstü gözlerimin önünden geçti Günlerimiz. Yürekte acım gözlerimde sen Yalnızım canom yalnız Herkesten uzaktayım Her şey bana hüzün oldu Sen gittin gideli Cano Ben bir çareyim Cano can Bir öyküdür, bir cezadır yalnızlık Bana senden kalan ah canom Bu can bu bedenden ayrümıyorsa İçim içim, kanıyorsa bil ki Yalnızım yalnız canom...

Atam Sensiz kalmadık ki, duygular korda Çığlıklarda Atam, yürekler zorda Deryaya denize, uyanıp sor da, Seni unutmamız, mümkün mü Atam! Sevmek nasıl olur, bir de bize sor? Tüm dünya, yanında ufak kalıyor, Bizi bizden alıp, sana salıyor, Seni unutmamız mümkün mü Atam! Senin sevgin; umman, deniz inan ki, Hasretin kor olmuş, yakıyor sanki Seni çok yakından görmedik belki, Senin sevgin ile büyüdük Atam, Seni unutmamız, mümkün mü Atam!

Şiir yazma hayatıma 1961-1962 yıllarında başladım. Şiir okumayı, yorumlamayı, şarkı söylemeyi çok seviyorum. Çoğunlukla serbest yazı yazdığım için şiirlerim de aynı tarzda diyebilirim. Bu şiirler bir çok antolojilerde yayınlanmıştır. Bazı şiirlerim de besteciler tarafından bestelenmiştir. Korolarda solist ve korist olarak şarkı söylüyorum. Bestelenen şiirlerimi söylediğim videoları Youtube`de yayınlanmakta ve beğeniyle takip edilmektedir. Olduğu gibi görünen, herkesle dost, açık sözlü, neşeli, sosyal, semp

Elinizdeki Yürekler Dile Geldi adlı ortak kitap, aynı atmosfer altında yan yana, iç içe ama ayrı dünyalarda yaşayan, farklı hayat öykülerine ve zengin deneyimlere sahip, her biri ayrı bir değer olan 37 zekânın ürünlerinden oluşmaktadır. Edebiyat aşkı, gönül birliği ve sevgi kavşağında buluşan bu pırıl pırıl 37 insan, kalplerinden taşan sevgiyle yoğurdukları ürünlerini bir araya getirerek zarif bir buket haline getirmiş ve okuyucularına sunmuşlardır. Her biri birbirinden güzel olan ve hayatın farklı sahneler

Bir yanım Kırlarda zıplayarak neşeli şarkılar söyleyen kız çocuğu Diğer yanım Hayatın yorgun çizgilerini yüreğine nakşetmiş Tanrının unuttuğu kul Fakat Arada uğrayan deli kadındır kendimi bulduğum

Milli Mücadele dönemindeki 400 Kişiyi aşkın kahraman ve hainin anlatıldığı bu kitap, günümüzdeki kahraman ve hainler hakkında sizlere ipucu veriyor….

Aşkta her şey, ama her şey simdi olsun isteriz. Askın katlanamadığı tek şey sabırdır. Hayat bize, hemen ve derhal, o anda, simdi bir araya gelmemizi söyler. Esna da başka bir şey düşünmez olmuştu. Ask, sanki gökyüzü gibi bütün benliğini sarmıştı. Aydınlık bir günün hayal edilmemesi için hemen eklemeliyim ki; bu mehtapsız, karanlık bir gece idi ve Esna’nın gözleri hiç bir şey görmüyordu.* – Kızlarım. Yazarlar daima, bir insan olarak kendi varlığımız ve onu okuyucuya duyumsatacak olgular üzerine yazar. Öyküle

"İnsanın uğrunda ölebileceği bir aşkı olmalı. Yoksa o kişiyi ömür boyu bedbaht olmaktan kimse kurtaramaz. Aşk bana hep bozulmamış başka bir çağa aitmiş gibi görünürdü. Taş tabletlere yazılı ilahi bir mesaj, dünyaya gönderilen yeni bir amaç. Cismiliğin ve insaniliğin üzerinde yaşadığımı zaman zaman duyumsardım ama bu kadar belirgin görünmemişti bana. Ve bu ışık uğruna yazgının pişirip önüme süreceği kızgın lokmaları çiğnemeye hazırım. Kabul etmesem günışığımın söneceğini biliyorum. İnsan kendini tümüyle veri

"Başka yerde arama Aynaya baktığında karşında Mucize ruhunda Onu fark ettiğinde ne endişe Ne yetersizlik duygusu kalır içinde Anlam bulur hayatın Huzur dolar yüreğin Mucizeni fark et Mucize sensin." Bir yüreğe dokunmak en büyük arzum...

Açıklama: Şairin Şiir yolculuğu çocukluk döneminde, Milliyet ve Günaydın gazetesinin açtığı bir yarışmayla başlar.

Gece yarısı sislerin ardında işlenen soğukkanlı bir cinayet, bu cinayete karışan dört arkadaş ve bir tesadüfün geri dönüşü olmayan sonuçları... Anna, Bryan, Nehir ve Dario'nun hayalini kurdukları Budapeşte gezisi tam anlamıyla bir kabusa dönüşüyor. Olayların giderek daha sarpa sardığı, her geçen dakikanın bir öncekini arattığı bir macera polisiyesi ve bu sıradışı olayı var güçleriyle çözmeye çalışan bir renkli cinayet masası ekibi sizi olayların içinde heyecanlı bir yolculuğa sürükleyecek. ''Polenciğim,

O An Genç adam yalnızdı. Oturduğu yerin giriş kapısına bakmaktan neredeyse boynu kopacaktı. Yüzüne, beklemekten sıkılmış bir heykelin taviri nakşedilmişti sanki. Midesini ovuştururken sevdiğinin kapıdan girdiğini gördü. Neşelendi. Sanki biraz önceki adam kalkıp gitmiş, yerine bir başkası oturmuş gibiydi. Yüz rengi normale dönmüş ve asık yüzüne geniş bir tebessüm yayılmıştı. Gözlerini üç gündür ayrı olduğu sevdiğinin üzerine dikti. Onu iki eliyle hoyratça tuttu ve kimsele aldırmadan uzun bir süre kokladı. S

'Kokuyor işte!'' Bu sefer annesi sert bir şekilde çıkıştı ona: ''Kimse kokuyu almıyor da sen mi bileceksin?'' dedi, arkasından sus işareti yaptı.3 gün sonar anneannesi öldü ve evde tütsüye benzer bir şey yakıldı. İşte o koku! Nilgün, tüm bunları yaşadığında 9 yaşındaydı. O kokuyu ömrünün geri kalanında da hatırlayacaktı. Ölümün kokusu...

Sağlam karakterli çocuk yetiştirmek için çocuğun karnını ve zihnini doyurduğunuz gibi ruhunu da doyurmanız gerekir. Çocuğun sağlam bir kişiliğe sahip olmasında en büyük etken ail eve yaşadığı çevredir. Birlikte yaşadığı evcil hayvanların da etkisi büyüktür. İnsanoğluna en sadık evcil hayvan köpektir. ''RAMO İLE GARİP'' bir çocuğun köpeğiyle birlikte yaşadığı gerçek serüvenlerden oluşmaktadır. Kitabı okuyan her çocuk; hayvan sevgisinin olumlu etkilerini yokluk içinde yaşayan bir çocuğun her türlü zorluğu ye

Mitoloji efsaneler bilimi manasına gelir. Aynı mitoloji, Eski Yunancada "Geçmişte söylenenlerin tekrar edilmesi" gibi bir anlam barındırır. Masal ve efsanelerin toplandığı kitabın yazarı Gülüzar Özev, Yunanca'da abartılı sözler, söylenceler, efsaneler anlamında da kullanılan mitolojik anlatımları masal olmaktan çıkarıp hikaye haline getirmiş. Mantık (Logos) eklemiş yazdıklarına. İnsana ve topluma geçmişini hatırlatırken, geleceğini görebilmesi için büyük bir ayna tutmuş. Geleceğin sağlam ipliklerini örebilm

Samatya'nın tarihi dokusunu hedef alan bir suç şebekesi... Gizemli olayların gölgesinde aşk... Nereden bakarsam bakayım bir çıkmazdaydım, aslında bu çıkmazı ben yaratmıştım. Birbiri üzerinde açmazda birtakım dengeler; aşk, katıksız dostluk ve Samatya yağmacıları... Samatya'da ne aradığımı, artık daha iyi anlıyordum. Burada; huzur uykularına, dost sohbetlerine, her sokak arası çocukluk anılarıma kapılıyordum. Burada, yaşayan zamanın ötesinde, tarihe dair izler buluyordum. Tam da bu hâlde; yaşadıkça seviyo