" Tohum saç, bitmezse toprak utansın!" Tarih kadar uzun bir yoldan geldik ve nihayet sizlerleyiz. Nüktedan artık 2. sayısında. Umut ediyoruz ki 22'ler, 222'leri de göreceğiz. Bir ağaç düşünün filizlerinden yeşeren köklü bir ağaç, tıpkı Osman Bey'in rüyasında gördüğü gibi "O" ulu çınar gibi. Bu sayımızda ulu bir çınar olacak Nüktedan Dergimizin tohumlarını serptik. Bu tohumların mayasında özlem var, hasret var, vuslat var. Nice duyulmamış sesler var, haykırışlar var, serzenişler var. Edebiyat dünyamızın tam

" Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın bende gülemedim yalan dünyada! " Değerli Okuyucularımız, 1, 2 ve nihayet Nüktedan 3 sizlerle... Bu sayımız da "Neşe Dert Aşk" üçlüsünün Anadolu toprakların da Neşet Ertaş olarak birleşmiş halinden dem vuracağız. Neşet Baba ile zahidemizden, cahil olduğumuz zamanlardan, Dünya'ya kandığımız anlara kadar hepsini ele alacağız. Halk insanı değerli ozan, aşık ve ses sanatçısı Neşet Ertaş'ı rahmetle anıyor, yorulup gittiği bu Dünya da sevenleri olarak ismini ve eserlerini

Nüktedan olmak; kırmadan, dökmeden, gülerek, güldürerek anlatmaktır. Sözün başı nasılsa, sonu da öyle olmalı, tıpkı niyet gibi. O zaman ilk sayımızda ilk sözümüzü ve çizgimizi belirleyelim. Biz gönüller yapmaya geldik, gönüllere köprü olmaya, geçmişle geleceği buluşturmaya geldik. Çıktığımız bu yolda meselemiz bir matbu basından daha fazlasıdır. Bizlere ışık olan geçmişimizdeki kalem erbablarının açtığı yolda, o ışığı daha ileriye taşımaktır. Toplumda kaybolmuş bir değerdir Nüktedan kişi olmak. Bunu topluma

"Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm." "Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni..." Bizim Yunus gönül diliyle, gönlümüzün sesi oldu. Umut oldu bizlere, günümüz yazarlarının ilham kaynağı olan Yunus Emre'mizi bu sayımızda misafir edeceğiz. 3. Sayımızın değerlendirme toplantısında İbrahim Özgün hocamız bizlere bir Yunus Sözü etti. Ve hep birlikte 4. Sayımıza orada karar verdik. Yayın Danışmalarımızdan, Koordinatörümüze ve Kurul Üyelerimize kadar hep birlikte bu sayımızın Yunus Emre Özel Dosyası o

"Kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için" Bu yollar yürümekle biter mi? Yolun gülü dikeni sarar ayağımızı, yolun dikeni var diye, hiç gülden vazgeçilir mi? Nüktedan 5. Sayısında, 5. İstasyonunda. 2017 Ağustos ayında yola çıktığımız da çok bekletmiştik sizleri, şimdi zaman ne kadar da çabuk geçti. 1. yılımıza 1 sayı kaldı. Nüktedan filizleniyor. Büyüyor. Sizlerle birlikte köklü bir Çınar olacak. Ülkemizin geleceğinde Nüktedan insanlar olacak. 4. Sayımızda yayınladığımız manifestomuzun diğer dergilerde

Ve... Nüktedan artık 1 "yaş"ında! Geçen sene bu zamanlarda Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesinde tanıtımını yaptığımızda, toprağa "filiz"i dikmiştik. Şimdi o filiz yaş attı. Toprağa kök saldı. Toplumun sorunlarına Çözüm üretmeye çalıştı. "Temiz Edebiyat" şiarıyla; "Edebiyat"ımızı, "Edep" sınırları içinde muhafaza etti. Neşe, Dert, Aşk ve Bizim Yunus derken geldik Nasreddin Hoca'ya! Anadolu'muzun değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Topluma yanlış tanıtılan değerlimize hak ettikleri itibarı g