Nina’nın ailesi, tatildeydi. Ay’da. Kanatları olan bir arabayla gitmişler… Yok yok, bir roketle. Tüm bunlara kızlarının inanmasını istiyorlar. Ama Nina, gözlerini deviriyor: “Durun, size açıklayacağım…” diyor. Çünkü Nina roketleri, Ay’ı, yer çekimini çok çok çok iyi biliyor. Ay’a nasıl gidileceğini öğrenmek isteyenler için pek farklı, pek eğlenceli bir kitap bu!

Çocuk, bir gün bir delik bulur. “Benim olsun bu delik!” der, deliği yerden alır ve cebine yerleştirir. Ama çok geçmeden, cebindeki bir deliğin pek de iyi bir şey olmadığını anlar… Delikli Öykü bizim için işe yaramaz görünen bir şeyin, başkaları için işe yarar olabileceğini anlatıyor. Bu kitap pek işe yarar ve çok eğlenceli!

Soyu tükenmek üzere olan ayı başladı çalışmaya: Ağaçların üzerinden dolana dolana geçti... Yapraklarda biriken su damlacıklarından içti... Her çiçekten polen aldı... Neden öyle şaşırdınız ki? Bazı tatlı acelecilikler, bazı tatlı karışıklıklara neden olabilir... SON AYI’nın sonu olmayan hikâyesini meyak ve kahkahalayla okuyacaksınız!

Kitaplar bizi inanılmaz güzel yolculuklara çıkarır ve bize dilediğimiz her yere gitme gücü verir! Bizleri cesaretlendiren kitaplar olmasa ne yapardık? Nerede, nasıl ve ne zaman olursa olsun: OKUMAK NE HARİKA BİR ŞEY!

BÜYÜK PATLAMALARDAN minik atomlara, her şeyin işleyişini BİLİM anlatır sana! Bilimin ne, neden ve nasıl sorularından yola çıkarak meraklı çocukların BÜYÜK sorularına BİLİMSEL cevaplar… Bu keyifli kitap, teknolojiden uzaya, deneylerden icatlara ve doğaya kadar bilimsel olan ne varsa onunla dolup taşıyor!

İçinde, Üstünde ya da YANINDA... Haydi yerlerini öğrenelim! Her şey nerede? Doğru yeri bulamadım. Ama şanslıyım: edatlar ve ben, artık arkadaşız! İÇİNDE, ÜSTÜNDE, YANINDA... Daha fazlasını öğrenmek ister misin? Senin için harika bir kitabım var!

PLANLA! ÇİZ! HAZIRLA! İCAT ET! Her çocuk bir mucittir ve hepsinin aklında acayip icatlar vardır! Biliyoruz sen de onlardan birisin! Tıpkı senin gibi bir mucit olan kahramanımızın bir günü nasıl geçiyor, öğrenmek istemez misin? Hem de öyle acayip ve havalı bir icat yapıyor ki… Hava yağmurlu da olsa gülen yüzlerde güneşler doğuyor! Haydi: Şimdi icat çıkarmanın tam vakti!

Orman da yalnız gezer Okapi Bulamaz oynayacak kimseyi Üzülür, ağlar durur her vakit Benzese, olurdu onlar gibi... Okapi hem bir ata benziyor, hem bir zebraya, hem de bir zürafaya… Ama hiçbirine tam benzemiyor da! Zaten bu yüzden yalnız, bu yüzden üzgün ya… Başkalarından farklı olmak, kötü bir şey mi? Mutlu olmak için bir başkasına mı benzemek gerekli? Okapi, hepimize aynı soruyu soruyor: Kalbinizde, farklı olanlar için yer var mı?

bir varmış bir yokmuş geceyi aydınlatan yıldızlar bile yokmuş ne Güneş doğar ne Güneş batar gün ve gece ve zaman bile yokmuş Evrenin keşfetmeye hazır mısınız? Güneş, uzayın derin sonsuzluğunda, hem de şiirsel bir anlatımla, bu benzersiz resimli kitapta yeniden doğuyor!

Anneannesi, annesi, teyzesi... İpek’in kuşaklardan kuşağa aktarılan aile geleneği, geleneksel yöntemlerle üretilen kâğıtlarla, “Kâğıt Müzesi”nde yaşatılıyor. Fakat bazı sorunlar nedeniyle, müze kapanmak zorunda. İpek, bu geleneğin yaşaması için bir çözüm arıyor: Hem kendisine hem de tüm ailesine bir doğum günü hediyesi! Kâğıdın Sırrı geleneği, gelecekleri için yaşatan herkes için bir umudun öyküsü...

Çocukların korkularını anlamak, çözümlemek ve kendilerini güvende hissedebilmeleri için neler yapmak gerekir? Korkuları hakkında onlarla nasıl konuşulmalı? Korktuklarında, onları teskin edebilmek için nasıl bir davranış biçimi sergilenmeli? Tüm bu soruların ve daha fazlasının yanıtını bulabileceğiniz, çocuğunuz için tatlı mı tatlı bir öykü ile uzman psikolog-aile danışmanı Abdullah Yıldız tarafından hazırlanmış ebeveyn rehberi aynı kitapta!

Küçük bir kız yeni evine taşındığında ilk fark ettiği şey, artık komşusu olan o muhteşem ağaçtır. Mevsimler boyunca, yaşlı komşusunun bu ağaçla ilgilenmesine yardımcı olacaktır. Hem komşusu ağacın hem de yaşlı komşusunun, diğer tüm komşularının kalbinde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu öğrenir sonra...

“Böylesi daha iyi.” dedi çocuk, “Orman, sadece yavaş hareket ettiğinde görebileceğin şeylerle dolu.” Kahramanımız, ormanın içinde sakin bir yürüyüşe çıkıyor tek başına. Önce bir kaplumbağa, sonra bir yarasa ve sonra da bir sincap eşlik edecek ona. Anın farkında olmak ve anda kalabilmek... Ne yapıyorsak ya da ne oluyorsa o an: “Böylesi daha iyi.” diyebilmenin huzurunu duyabilmek... Şimdi hazır olun, sayfaların arasında dinlenmeye: Gökyüzü muhteşem, fındıklar taze!

TÜRKİYE: 783.562 km² büyüklüğünde bir hazine! Bursa’nın “Oynar Güvercin”i, Rize’nin “Komar Çiçeği”, Van’ın “Keledoş” yemeği, Diyarbakır’ın “On Gözlü Köprü”sü, Antalya’nın “Mor Üzüm”ü, İzmir’in kavakları… “BENİM ÜLKEM” binbir değerle, binbir tarihi eserle, binbir çiçekle, binbir türküyle dolu! Çocuklarımız Türkiye’yi daha yakından tanısın diye “Meraklısına Türkiye Atlası” sizi rengârenk ve neşeli bir yolculuğa çıkartmak için heyecanlanıyor! Bu tatlı heyecana ortak olmak, bu muhteşem yolculuğa çıkmak için

Küçük Adımlarım, okula yeni başlayan miniklerin yaşadığı endişeyi anlatıyor. Bir çocuk için okula gitmek, arkadaş edinmek, sınıfa girmek ve öğretmenle konuşmak zor olabiliyor. Zaman geçtikçe sırtındaki çanta, elindeki defter, sınıfın kapısı zannettiği kadar büyük gelmiyor. Her zaman geçtiği kapı renkleniyor, sınıfı neşeleniyor, arkadaşları kalabalıklaşıyor. “1 adım, 2 adım, 3 adım, 4 adım, 5 adım, 6 adım,7 adım, 8 adım, 9 adım, 10 adım… Küçük adımlarımın farkındayım. Bazen kocaman bir bahçede bazen oku

Loughareema Gölü'nde gizemli bir şeyler oluyor: Göl, bazı günler pek güzel, pek ışıltılı ve dopdolu. Bazı günler ise... POFFF! Kayboluyor! Meara, kaybolan gölün sırrını çözebilmek için dedesiyle birlikte yola koyuluyor... Kaybolan Göl, doğanın bize sunduğu mucizevi sorulara hayal kurduran yanıtlarla dolu!

Ayda’nın heyecanla beklediği gün gelip çattı. Dürbünü, fotoğraf makinesini ve defteri çantasına attı, maceraya hazırdı! Gri balıkçıldan karatavuğa, mavi baştankaradan alakargaya korudaki kuşlar onları bekliyor. Ayda ise en çok kızılgerdanı görmek istiyor. Çalıların arasında büyüleyici sesiyle uçuşan küçük ve sevimli kuşu görmek için sessizce beklemeli. Ayda gerçek bir kızılgerdan ile karşılaşabilecek mi?

Göç, aile bağları ve ölüm hakkında hafızanızda şefkatle kök salacak bir hikâye… Emilia bir sabah uyandığında başucunda bir ceviz bulur. Dedesi cevizin arkasındaki büyüleyici hikâyeyi torununa anlatır. Bu, okyanusu aşarak yeni bir eve, sadece küçük bir valizle ve bir cevizle yaptığı göç yolculuğunun hikâyesidir. Uzun zaman önce, dedesi henüz gençken İtalya’daki Como Gölü yakınlarındaki bir ağaçtan tek bir ceviz koparır ve büyük bir okyanus boyunca farklı bir kıtadaki yeni bir ülkeye taşır. Dedesi yeni evinde