Doğa, başına geleceklerden habersiz proje ödevi için taş toplamaktadır. Bulduğu taşlardan birinin onu ve arkadaşlarını başka dünyalara savuracağını aklının ucundan bile geçirmez. Üç kafadar, önce hız sonra da kıtlık evreninde tuhaf olaylara şahit olurlar. Çocukların mahsur kaldıkları yerden kendi dünyalarına dönebilmek için ihtiyaç duydukları şey ise tam bir sürprizdir. Doğa ve arkadaşlarının macera dolu bu yolculuğu sana hazine değerinde bir bilgi sunacak, kıymetini b

“Siz hiç kitapların öylece kaybolup gittiğini duydunuz mu? Bir insan hayatı boyunca pek çok şeyi kaybedebilir. Bu bazen bir kalem, bazen bir çorap, -ki çoraplar kaybolmayı çok severler- bazen de bir kaşık olabilir. Bunlar kaybolsa da eninde sonunda ortaya çıkarlar. Koltuk ve buzdolabı gibi eşyalar ise genelde kaybolmaz. Bu gerçekten komik olurdu. Peki ya kitaplar? Ne dersiniz, kitaplar da kaybolur mu? Arkadaşınıza ödünç verdiğiniz ve size geri vermeyi geciktirdiği kitaplardan bahsetmiyorum. Bir gün öylece k

İstanbul’u kim fethetti biliyor musunuz? Fatih Sultan Mehmet, askerleri ve Ulubatlı Safa! Yanlış duymadın, bizim Safa, askerlerin arasına katıldı. Ulubatlı oldu. Sonra Çelebi Sahaf’a gidip Beş Şehir’in sonuncusu İstanbul’a ışınlandılar. Ahmet Hamdi Tanpınar ve ikizlerin Eminönü’ndeki balık ekmek ziyafetine eşlik etmek istiyorsan haydi durma! Bu kitabı al ve kapağını arala! Belki sen de kendini bir anda İstanbul’da bulursun.

İkiz kardeşler, dedelerinin istediği kitabın peşinde giderken onları şehirlere ışınlayan kabartma kapaklı gizemli bir kitap bulurlar. Bu kitap sayesinde Beş Şehir kitabının yazarı Ahmet Hamdi Tanpınar ile tanışırlar. Sen de Ahmet Hamdi amca ile Konya’nın güzelliklerini keşfeden ikizlere eşlik etmek ister misin? Haydi durma! Bu kitabı al ve kapağını arala! Kim bilir belki sen de kendini bir anda Konya’da bulursun.

Çelebi Sahaf’ta Beş Şehir kitabını açan ikizler, bir anda Ankara’ya ışınlanırlar. Ankara’da onları bekleyen Ahmet Hamdi Tanpınar ile Mehmet Akif’in evini, Kelime Müzesi’ni ve daha birçok yeri gezerler. Gittikleri yerleri, tattıkları lezzetleri merak ettiysen haydi durma! Bu kitabı al ve kapağını arala! Belki sen de kendini bir anda Ankara’da bulursun.

Çelebi Sahaf’ta Beş Şehir kitabını açan ikizler bir anda Erzurum’a ışınlanırlar ve Ahmet Hamdi Tanpınar ile birlikte şehri gezerler. Palandöken’de kayak yapıp Yakutiye Medresesi’ndeki ilginç bir sanat eseri incelerler biliyor musunuz, Türkiye’de Peri Bacaları sadece Nevşehir’de değilmiş. Haydi durma! Bu kitabı al ve kapağını arala! Kim bilir belki sen de kendini bir anda Erzurum’da bulursun.

Köydeki evinde yalnız başına yaşayan Gönül teyze, her sabah erkenden uyanır, donatır sofrasını türlü nimetle. Peki ama tüm bu hazırlıklar kimin için? Gönül teyzenin neşe dolu masasında, dostluğun, yardımlaşmanın, vefanın, paylaşmanın, tabiatın kalbinde yeşeren bir yaşam hazinesinin şükrüyle dolacaksınız.

Çelebi Sahaf’ta Beş Şehir kitabını açan ikizler, bir anda Bursa’ya ışınlanırlar. Bursa’da, Ahmet Hamdi Tanpınar ile Osmanlı Devletini kuran Osmangazi’yi ziyaret edip o zamanlarda itfaiyecilerin kullandığı saat kulesine çıkarlar. Bursa’da, Safa’nın çok keyif aldığı; Şifa’nın da korktuğu bir şey var. Ne olduğunu öğrenmek için bu kitabı al ve kapağını arala! Belki sen de kendini bir anda Bursa’da bulursun.

İnsan bütün bu evreni bir küçük beynin içine sığdırır, hayatını onun sınırsızlığında yaşar. Beynin beş giriş kapısı vardır. Bunlardan biri kulaktır. Düşünsene bir kulaktan insanın hayatının neler girer neler! Ama Berkay’ın kulaklığı onun hayatının diğer bütün girişlerini kapatmıştı. Berkay müzikte hapsolmuş bir çocuktu. Oradan kurtulmak için bir tek kişiyle mücadele etmesi gerekiyordu. Kendisiyle! Kendini dize getirdikçe etrafındaki güzellikleri fark etmeye başladı. Önceden gürültü sandığı sesler arasından

Merhaba çocuklar! Safa ve Şifa'nın macera dolu dünyasına hoş geldiniz! Onlar, sahafta rastladıkları özel bir kitapla gizemli bir yolculuğa çıkıyorlar. Kahramanlarımız, gittikleri şehirlerde oraya özgü tarihi detaylar, kültürel zenginlikler ve lezzetlerle tanışıyorlar. Eve dönmek için gezi notları tutmak zorunda olan ikizler, Tanpınar'ın rehberliğinde okuma, yorumlama ve yazma becerilerini geliştiriyorlar. Bu hikâyeler size, Konya, Ankara, Bursa Erzurum ve İstanbul'a uzanan bir serüven sunuyor. Üstelik, bu

Uçsuz bucaksız bir sıcaklıkta, telaşlı bir arayışla, kaybolmanın ve bulmanın sıcacık ve dokunaklı hikayesi Boş Matara. Susuzluk kalpte mi hissedilir en çok? Yoksa kuruyan dudakta mı? Kervandan ayrı düşen Kasım , Medine’ye kavuşacak mı? Maceralarla dolu bu eşsiz yolculuğa eşlik etmeye ne dersin?

Biraz yaklaşın, size bir şey söyleyeceğim. Suya düşmek, pabucu dama atılmak ve her gün bayram olsa gibi deyimleri duymuşsunuzdur. Peki, bu deyimleri ilk kim ve nerede söyledi biliyor musunuz? İşte elinizde tuttuğunuz bu eserde bazı deyimlerin hikayelerini bulacaksınız. Sadece hikaye değil deyimlerin masal ve fıkra anlatımları da var burada. Bu yolculukta size eşlik edeceğim ben kim miyim? Yeniçeri Serdar!

Kanguru Tumturak bazen çok fazla uyuyor bazen çok az. Bazen bir türlü doyamıyor bazen hiç acıkmıyor. Bir bakmışsın o kadar hızlı ki işler birbirine karışıyor bir de bakmışsın yavaşlığından herkes çok sıkılıyor. Dengede olmayı öğrenmenin mutlaka bir yolu olacak. Bakalım bizim Tumturak nasıl bir çözüm bulacak?

İçsel bir yolculukla, insanın kendini bulma ve gerçek değerleri keşfetme sürecini anlatan sürükleyici bir hikaye. Yazarın bu dokunaklı öyküsü, okurları hem düşündürüyor hem de duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Kuşlar kapıyı çaldığında gerçek dostluğun, aile bağlarının ve sevginin bizleri nasıl birleştireceğini keşfedeceksiniz. Kim bilir bir gün sizin de kapınıza bir kuş konabilir…

İnsan hayatı bir yolculuktur. Ve insan yol boyunca müzik dinler. Bu kitapta size birinden bahsedeceğim. Ama kim olduğunu söylemeden. Onun sırlı nefesinden, neyinin büyülü sesinden bahsedeceğim. Onun notalarıyla bir seyahate çıkacağız. Yollarımızın nasıl kesiştiğini, eşsiz anılarımızı, önce kendisini, sonra beni nasıl yetiştirdiğini anlatacağım. Hazırsanız arkanıza yaslanın ve gözlerinizi kelimelerden ayırmayın. Kendinizi sese ve söze bırakın.

Rüya gibi şiirler! Fakat gerçeğin ta kendisi dertlerden hareketle kaleme alınmış. Çocuklara yeni bir renk katacak, duyuş ve hayallerinde yeni tatlar bırakacak Balık Rüyaları kitabı. Ayşe Altıntaş’ın çok sevilen kalemi şimdi çocukların dünyasında!

Şu saygı denen şey nasıl bir şeydir? Elle tutulabilir mi? Tadı veya kokusu var mıdır? Saygı ile konuşabilir miyiz? Peki saygıyı sevmezsek bize küser mi acaba ? Saygı ile tanışmak ister misin?

Okuduğu kitaplar, öğrendiği bilgiler yetmiyordu Akil Küpüne. Daha çok bilgiye ulaşmanın bir yolu olmalıydı. Düşündü taşındı ve sonunda kararını verdi. Ülkenin en iyi bilim insanını bulup onun çırağı olacaktı. Buldu bulmasına ama bu işte bir gariplik vardı. Acaba Bay Hep Bilir Çok Bilir nasıl bir bilim insanıydı? Peki bilim insanı çıraklığı sandığı kadar kolay olacak miydi? Ne dersin kitabı açıp cevapları arayalım mı?

Sekiz Dakika, Acar'ın hayatının sıradan bir gününde başlayan fantastik bir macerayı an- latıyor. Acar, okulunun eski ve gizemli bir bölümünü keşfederken, kendisini kitapların İçinde bir dünyada buluyor. Peki, Acar'ı buraya çeken neden ne? Bu devasa kütüphanede nelerle karşılaşacak? Yazar, bu eşsiz kitapta fantastik öğeler ve gerçek dünyanın iç içe geçtiği bir hikâye sunuyor. Hayal gücünün sınırlarını zorlayan bir serüvene davet eden Sekiz Dakika, okur ları gerçek ve hayal arasındaki ince çizgiyi keşfetmeye

Şehri boş sözlerden, kalp kıran kelimelerden, gereksiz cümlelerden temizlerdi siyah şapkalı, siyah paltolu adam. Ertesi sabah güneş doğunca şehir biraz daha güzelleşmiş olurdu. Ta ki küçük kahramanımız bu boş laf ustasını görene kadar.