İncelemekte olduğun kitap, genç bir bilim adamının yazmış olduğu; hayat, insan ve aşk ile ilgili şiirler içeren bir kitap olup yazarın ilk şiir kitabıdır. Her seferinde kalktın ayağa, yaşanacakları biliyordun zaten en başta, dünya alçak demek esasen manaca, durma haydi kalk ayağa, muhtaç olduğun kudret, mevcuttur damarlarında, unutma! Bütün her şey geçti, bu da geçecek, güneşli günler elbet gelecek, yağmur gözyaşlarından sonra, hayat sana da gülecek, o gökkuşağı gözükecek...

Ben reçel yapmayı babaannemden öğrendim; aynı şekilde yemek, börek yapmayı da. Niğde'de doğdum ama çocukluğum Adana'da geçti. Adana, yazları çok sıcak olurdu. Birçok Adanalı aile, civardaki yaylalara göç ederken biz de okullar tatil olur olmaz hemen Niğde'deki Kayardı Bağlarına koşardık. Babamın ailesi Kolağasıların, Kayardı 'da üzüm ve elma bağları vardır. Üç ay boyunca bütün yaz, o güzelim bağlarda geçerdi. Bağlardan elma ve üzümün dışında birçok çeşit meyve de bulunur. Meyvelerden kayısının sekiz on çeşi

Çocukluk aşkını kaybediş, onun arayışıyla birlikte geçmişten gelen sırlar ve insanın kendi içine yolculuğu… Anlam kargaşası…

Öbeka Ülkesi, tüm dünya tarihini sosyolojik boyutta ele alan fantastik bir roman. Yazar, insanlığın teknolojik ve bilimsel gelişimini distopik bir kurgu üzerinden ustaca anlatıyor. Öbeka Ülkesi'ni okurken insanlık tarihindeki kusurlu sistemin getirdiği yıkımları; para, din ve politika ilişkisinin toplum üzerindeki etkilerini tüm çıplaklığı ile göreceksiniz. Yazarımız Toprak Özgür, Hotus ismini verdiği tür üzerinden bir dünya yaratıyor. Savaş, hırs, güç ilişkisi ve eğitimin nasıl değiştirilip düzenlendiğini;

Târih sayfalarını ibretli hâdiselerle dolduran Hz.Selmân’ın hayatı ve onun davranışları bizim dünyamıza ışık tutacaktır. Bu bakımdan, kaynaklarda onunla ilgili yer alan rivâyetleri bir araya getirerek değerlendirmelerde bulunduk. Böylece Selmân-ı Fârisi’nin hayatını, gerçeği arayan günümüz insanı için bir rehber, mânevî bir pusula haline getirmeye çalıştık. Çünkü Sahâbe-i kirâmın hayatlarını konu alan eserleri sıkça okumak ve okunanları uygulamak, metafizik bir gerilim içinde bulunmamızı sağlayacak v

Ve ecnebiler, senin duvarlarını yapacaklar ve kralları sana hizmet edecekler. Ve kapıların daima açık duracak, milletlerin servetini ve sürgün getirilen krallarını sana getirsinler diye gece gündüz kapanmayacaklar. Çünkü sana kulluk etmeyen millet harap olacak. Ve seni sıkıştıranların oğulları sana eğilerek gelecekler ve seni hor görenlerin hepsi senin ayaklarının tabanında yere kapanacaklar ve sana Rabb’in şehri 'İsrail Kuddüs’ünün Siyonu', diyecekler. Ve milletlerin sütünü emeceksin ve kralların memelerin

Yüzyıllardır kayıp som altından yapılmış kutsal bir şamdan... Şamdanın peşinde olan gizemli bir örgüt ve bu örgütün işlediği korkunç cinayetler... İstanbul’da işlenen çifte cinayet ve İznik kazı alanında bulunan başka bir ceset... Bir arkeolog ve bir başkomiserin yollarını kesiştiren ve onları iş birliğine iten cinayetler zinciri... Uğruna savaşlar verilen Yedi Kollu Şamdan’ın gerçeklere dayalı muhteşem hikâyesi, okuru geçmişle günümüz arasında soluksuz bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. İstanbul’un tarihi ka

Tasavvuf alanında ürettiği eserleri ile düşünce dünyamıza hitap eden yazar Hakan Kayalak '' Allah'ın Dostu Olmak'' kitabı ile nefis ve ruh terbiyesinden, ibadetlere çok geniş bir yelpaze ile Allah'a yakın olmanın yollarını açıklıyor. Oldukça hacimli olan bu eser, tasavvufa ilgi duyanlar için bir başucu kitabı olacak

"Tarih boyunca atalarımızın devlet yönetim anlayışlarının yer aldığı bu kitapta; Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Selçuklular, Timurlular ve Osmanlılar hakkındaki toplum sınıflarını ve yönetim anlayışlarını çok iyi bir biçimde anlayacaksınız. Bu kitapta hükümdarlar "Çelik iradeliler" ve "Arzu cellatları" olmak üzere iki ayrı ölçüde değerlendirilmiştir. Çelik iradeli olan hükümdarlar, daima hiyerarşisindeki insanları dinler, ortak kararlar alır ve başarıya ulaşır. Arzu celladı olan hükümdarlar, ba

Gözlerimizin rengi ayrı olabilir! Ya gözyaşlarımızın rengi?.. Söylesene herkes herkesle bire bir mi aynı? Kimin var dengi? Ya da kim birbirinden gayrı? Kılık kıyafetim farklıysa, senin inandığına inanmıyorsam eğer söylesene bu yok sayılmama sebep mi? Aynı toprağın çocuklarıyız biz, ıslandığımız yağmur aynı. Üşüdüğümüz rüzgâr aynı. Isındığımız güneş aynı. Tek fark tercihlerimiz, sen ayrı ben ayrı. Bu bir zenginlik, ayrılığa sebep değil ki!Ben uçurumun kenarındaysam ve sen de farkındaysan ardımdan itme.Bir da

Bazen bir kitabın adından daha ötedir, Hayat. Satırların taşıyamayacağı kadar ağır, düşüncenin teskin edemeyeceği kadar derin... Toplumdan uzak insanlığa yakın ya da kocaman bir soru işaretidir insanı her şeyden alıkoyan. İsyankar bir suskunluk hali bir ucu mazide diğer ucu meçhulde olan. Meçhule giden Beyatlı gemisinin değil meçhule devinen bir düşüncenin ardından...Varoluş öyküsünün bir arayıştan ibaret olduğunu keşfeden insanın bu arayışta bulduklarıdır hayatı anlamlı kılan da. Sadece buldukları değildir

O yalnız yaşar, yalnız gezer, yalnız haşrolacaktır. Resulullah,Ebuzer’i böyle tarif eder. Fakat onu ayrı kılan, onu mühim kılan yalnızolması değil: Onun dünyanın içinde yaşarken dünyadan uzak kalması idi. Dünyanın arkasından onu yercesine sarılanlara karşı Ebuzer hep karşı oturmuştur.Şimdi okuyacağınız bu kitap sayfaları arsında mahzun biredayla çalan piyanonun sesini, gecenin karanlığında sessizliği dinleyenyalnız, garip garip dökülen herkesten saklanmış gözyaşlarını, varlığınözünde gizlenen hikmetin parla