Zor şartlar altında, “orantısız bir güç” karşısında yurdunu savunmaya çalışan Hamas mücahitleri, korkak Siyonistlerin kabusu oldu. Müslümanların imanı karşısında, israil terör örgütünün istihbaratı gibi teknolojileri de çöktü. Yapabildikleri tek şey havadan bombalayıp her şeyi, her yeri yıkmak... Bu destanın asıl kahramanları minik şehitlerdir. Sayıları on beş bini geçen bu günahsız yavrular, kanlarıyla canlarıyla Filistin davasını bütün dünyaya duyurdular. İmanlarıyla, metanetleriyle, tevekkülleriyle sade

Mehmet Gökkaya’yı anlatmadan tarihin tozlu yaprakları arasında bırakmanın, Türk Edebiyatına ve Gökkaya’nın aziz ruhuna yapılabilecek büyük bir haksızlık olacağı düşüncesiyle bu kitabı hazırladık. Bu kitapta Gökkaya’nın hayat hikayesini, hangi duygular içinde ve ne tür eserler bıraktığını anlatmaya çalışacağız. Elli dokuz yıllık ömrünü dolu dolu yaşamış, kâh gülmüş, kâh ağlamış bu insanı hakkıyla anlatabilmek öylesine zor ki... Zaman zaman bu satırların arasında kendini size o anlatacak... “Tuhaf insanları

“Tarihte üç büyük olay vardır. Bunlardan ilki; evrenin oluşumudur. İkincisi, yaşamın başlangıcının olması. Bu ikisiyle aynı derecede önemli olan üçüncüsü ise, yapay zekanın ortaya çıkışıdır.” “Yapay Zeka” kavramının ilk kez 1956 yılında ortaya çıkışından sonra bir çok araştırmacı bu konu üzerinde yoğun olarak çalışmakta. Ulaşılan nokta ve gelecekle ilgili hedeflerse, oldukça tartışmalı durumuyla her yaşta hemen herkesin ilgisini çekebilecek düzeyde görünüyor. Yapay zeka, insanın düşünme yapısını anlamak ve