Alevilik üzerine çalışmak, farklı sosyal bilimsel metotları bilmeyi aynı zamanda içten bakmayı gerekli kılar çünkü konunun teolojik, tarihî, sosyolojik, sanatsal ve kavranması esneklik gerektiren mistik bir yönü vardır. Maalesef ülkemizde yapılan çalışmaların ekseriyeti Aleviliği olduğu yerden anlamak veya gerçeği ortaya çıkarmak amacında olmayıp kişisel ve ideolojik beklentilerin gerekçelendirilmesi hedefiyle yapılmaktadır. Bu sebeple kitabımız; söz konusu çalışmalara ışık tutmanın ötesinde, çalışma örnekl

Aleviliğin teolojik yapısı kavranmadan, onun adına biçilen rollerin hepsi havada kalacaktır. Aleviliği anlamak ancak teolojik kabullerinin anlaşılması ve kabul edilmesi ile mümkündür. Bu anlamda elinizdeki kitap, inancın içinden bakan bir bilim insanının farklı disiplinlerden getirdiği donanımı ile Alevilik teolojisini aktarma gayretleri sonucunda ortaya çıkmıştır. Yaklaşık 25 senedir farklı zamanlarda parça parça yazılıp sonra bir sistem içinde birleştirilerek ortaya çıkan kitap, on üç farklı makalenin düz

Kaygusuz Abdal'a göre bu dervişlerin, abdalların ağzından çıkan sözler, Kuran'ın ayetleri gibi mayalanmış, değerli sözlerdir. Hakk haberi dinleyen, her şeyi Hakk bilen, Hakk'ın sırlarını çözmeye çalışan bu insanlarda çelişki, tereddüt vs. olmazdı. Bu insanları anlamayanlara Kaygusuz Abdal, cahil-i nadan diyor. Dolayısıyla insanlarda çürüme, bozulma olduğunda, bencillik, toplumu sarıp sarmaladığında, kin, kibir, hasetlik ve musibetler ortaya çıktığında tüm bu illetlerin reçetelerini de bu divaneler yazabili

Bizler, Dicle Köy Enstitüsü ve Dicle İlköğretmen Okulu eski öğrencileri olarak okulumuzu, bölgemizi, insanımızı ve ülkemizi seviyoruz, hizmet ettik ve ediyoruz. Hele bu hizmet alanı Dicle Köy Enstitüsü mirasıysa, bu uğurda canla başla hazırız. Bizim yerimiz, adresimiz Dicle Köy Enstitüsü’nden devir aldığımız Dicle İlköğretmen Okulu’dur. Ceketimizi alıp okuldan mezun olduğumuz günden sonra da adresimiz değişmedi. Biz buradayız, biz buralıyız, bu okulun varisiyiz. Bizler bu okulun eseriyiz. Okulumuzu unutmadı

“Doğanın ve yaşamın gerçekliğiyle insan yüreğinin, vicdanının ve bilincinin sınandığı çarpıcı olay, duygu ve durumlarla öyküden öyküye tatlı bir yolculuk edeceksiniz!” Müslüm Kabadayı/Edebiyat Öğretmeni/Yazar *** “Elinizdeki edebiyat ürününü okurken, İstanbul ile Zürih arasındaki gönül köprüsünden geçip, fırtınalı kalplerin tanığı olacaksınız. Böylelikle insanları daha çok sevecek; sevginin, sevdanın, aşkın engin gücüne inanarak, mutlu olacaksınız.” Kemal Yalçın/Öğretmen/Araştırmacı Yazar *** “Bu yapıtta di

Şeytanlar insanlara nasıl bir sihir öğretti? Antik Babil’de yapılan arkeolojik kazılarda üzerinde Marut yazılı bir taş kabartma bulundu mu? Cinler Süleyman peygamberin öldüğünü neden bilemedi? Süleyman peygamberin tahtının üzerine neden bir ceset atıldı? Sebe melikesinin tahtı Süleyman peygamberin yanına nasıl geldi? Süleyman peygamberin cinden ve kuşlardan oluşan ordusu nasıl bir orduydu? Arim seli nerede yaşandı?

Elbet bir gün doğduğumuz topraklarda, Binboğa Dağları‘nın eteklerinde sessizce buluşuruz umudu hep vardı Bahar da. Bu sevda sessizce, gizemlice, kalpten kalbe sevgi taşır ve toprağa kadar gidecek ters lale sevgisidir... Ve işte o zaman ters lale de buluşan eller ve gözler yeniden buluşup, yıllara meydan okuyan, gizemli ve sır dolu, gururlu aşkımız, sönmeyen sevdamız yeniden alevlenecek. Vasiyetim; mezarımızın üstünde tüm lale türlerinden oluşan bir lale bahçesi olsun isterim. Ve şu dizelerin mezar taşına ya

“İçimde büyüyen sevginle uyandım bu sabah. Bana dokunan ellerinle. Karşımdaki duruşunla. Gözlerine ilk defa bu kadar derinden bakıyorum belki de. İnsan kaybedince daha bir sıkı sarılmak istiyor elbette. Belki bu sefer gitmez diye. Anılar anımsamak için saklanan son eşyalardan daha iyi. Onlar eskimiyor da. Hiçbir şey yaşamamış insanların eşyalar üzerinden kurmaya çalıştıkları bu bağ niye? Giden kıymetliyse ve yaşamında varsa zaten ölümünden sonra anı aramaya gerek yok. Başucumda duruyor kitabın. Defalarca se

Yazarlıktaki çıraklığını ve kalfalığını, onlarca yazarın yetişip geliştiği, bereketli toprakların, deli poyrazların, serin yellerin, toz bulutlarının, sağanak yağmurların, nereden gelip, nereye gittiği bilinmeyen ırmakların iklimine sahip Çukurova’da tamamlamıştır. Seçtiği konular gerçekçidir. Yazılarındaki kişileri, emekten yana olanlardan, haksızlığa uğrayanlardan, ezilenlerden, direnenlerden, evrensel değerleri tüm inançların önüne geçirip, inatla savunanlardan seçmiştir. Eğitim düzeyi farklı okurlar

Şunu açıkça söylemek gerekir ki; “Zamanın Gerçek Tarihi” adını taşıyan 6. Kitabımızda bütün kanıtlarıyla birlikte ortaya koymuş olduğumuz gibi; bütünüyle Batılı fantezilerin toplamı olan “Eskiçağ Tarih Modeli” ve onun çeşitlemeleri olan ırkçı, ari tarih modellerinden kaynaklanan ve günümüzde neredeyse “Resmi tarih” konumuna yükseltilen eldeki “tarih bilgisi” bütünüyle “kurmaca”dır. Adı üstünde, bir “tarih modeli” olan bu “kurmaca” tarih bize, Batı’nın çıkarları doğrultusunda düzenlenmiş, Batı’nın üstünlüğü

Sosyalizm, dünyanın en güzel ütopyası olmaya devam ediyor. Bu cümleyi kurarken elbette "reel” olduğu iddia edilen Sovyetler Birliği’nin çöküşünü göz önünde bulunduruyorum. Bütün mesele ütopyanın gerçeğe dönüştürülürken teoride bazı sorunlar olup olmadığını tespit etmektir. Bu kitapta yapılmak istenen tam da budur. Teoride aksaklıklar veya yanlışlıklar varsa pek çok düşünürün fikirlerinden istifade etmek gerekir. Bu düşünürlerin fikirleri yıllardır "ütopik” sayılsa bile… Sosyalizmin bir ütopya mı yoksa uygul

Yaşamın hikâyelerden oluştuğunu bilirdim. Ama senin kaleminden başka başka yaşamların da var olduğunu gördüm ve okudukça içine girdim o hayatların. O dünyaları tanıdım. Yüreğin ve kalemin hiç susmasın. Ayla Taşdelen Sarı Zeybek Kültür Sanat Derneği Başkanı

Hristiyanlık Ve Müslümanlığın Ortak İnançları Olan Ashab-I Kehf (Yedi Uyurlar) Kıssası Şerefli Kur’an’ımızda Geçmesi Nedeniyle Bizler İçin Çok Özeldir. Dönemin Zalimlerinden Kaçıp Bir Mağaraya Sığınan Bu Tek Tanrıcı Gençler Yüce Rabb’imiz Tarafından 300 Güneş Yılı (309 Ay Yılı) Uyutulmuştu. Gençlerin Sığındığı Mağara Olduğu İddia Edilen Yaklaşık 40 Mağara Vardır. Gerçek Mağaranın Yerini Mutlak Ki Ancak Yüce Allah Bizlere Gösterebilir. Kur’an’ın 18. Suresi Olan Kehf Suresinin 17. Ayetinde Gençlerin Girdiği M

“KURTULUŞ SAVAŞI’NDA İHANET” Türk ulusuna unutturulmak istenen bir tarih kesitini gözler önüne seriyor!.. “Kuvayı Milliyeciler”in işgalcilere karşı verdiği mücadele sırasında; “padişah, hükümet ve işbirlikçi” üçlüsünden beslenen ihanetin iç yüzünü anlatıyor… Yüz yıl önce sömürgeci devletlere karşı verilen kutsal bir mücadele sonrasında kurulan “Türkiye Cumhuriyeti”nin tüm değer ve kazanımlarına; o devletin kurucusu ulusun kurtarıcısı ”Atatürk”e geçmişte olduğu gibi bugün de karşı çıkan “siyasal İslam”ın ü

ANKA KUŞU Koparır bir fırtına, Alır seni sırtına. Seni hiç incitmeden Taşır masal yurduna. Çocukları çok sever, Onlara hep "gülün" der, Ve gülünce çocuklar, O da bizimle güler...

"Anımsamak tersine yaşamaktır aslında. Çağa, geçmişe, o güne sığdırdığımız yaşananların bohçasını yeniden açmaktır. Düğümü çözmek, ortaya saçmak, ürpermek, bileylenmektir. Pişmanlıklar ören tezgâhın başına yeniden oturmaktır. Boyasız fırçaya, sözcüksüz dile, dilsiz ağza, uçsuz kaleme, saklananlara söz düşürüp yeniden dillendirmenin efsunuyla hesaplaşmaktır...)" B. Başaran

Demokrasinin olmazsa olmazlarından sendikaların demokratik ülkelerde önemli siyasi görevleri vardır. Hükümetleri yönlendirme ve etkilemenin yanı sıra sorunların çözümüne de katkıda bulunurlar. Bu girişimler, demokrasinin hakim olduğu ülkelerde hükümet ile diyalog içerisinde olur. Sendikaların görevleri sadece toplu sözleşme imzalamak değildir. Toplumu ilgilendiren konularda da önemli sorumlulukları vardır. Demokrasinin olmadığı, ekonomik ve siyasi açıdan geri kalmış ülkelerde sendikaların yetki ve etkileri

Serinin bu ikinci kitabında, ► Hazreti Muhammed Ayı İkiye Böldü mü? ► Peygamberler Eşit mi, Yoksa Üstün Olanı Var mı? ► Kuran Hz. Muhammed'in Vefatından Sonra mı Kitap Haline Getirildi? ► Kuran'da Neden Kar Kelimesi Geçmiyor ► Bir Müslüman Kaç Kişiye Bedel? ► Kuran'da Sevgiden Bahsedilmiyor mu? ► Müslüman Olmayanların Ahiretteki Durumu Ne Olacak? Onlar da Cennete Gidebilecekler mi? ► Muhammed Suresi 35 Ayette "Üstün İken Barışa Çağırmayın mı" deniliyor? Ve akıllara takılan onlarca sorunun cevabı... Sonuç ol

Musa Anter anlatıyor: "Efendi! Ben 1938'de Dersim'de asker idim Kumandanımız Yüzbaşı Kenan Bey, biz Kürtlerden bir infaz mangası yapmıştı. Köylerden ve mağaralardan toplanan Dersimli kadınlar, çocuklar ve ihtiyarları, bize öldürtüyordu. Çoluk çocukların, ihtiyarların çırpınarak ve anaların çocuklarına sarılarak can vermeleri, beni deliye çeviriyordu. İntihar edeyim, diye düşündüm bir ara. Ama sonra kurtulmak için, daha kolay bir yol düşündüm. Baktım ki yaralanan arkadaşlarım Erzurum Hastanesi'ne gönderiyorl