Sanatına yansıttığı düşlerindeki yaşamı yaşayabilmek için Paul Gauguin gibi kararlı davranan sanatçıya sanat tarihinde az rastlanır. O, iki dünya arasında yaşadı. Sanatı aracılığıyla, hiç de iyi gözle bakmadığı uygar dünyaya ayna tuttu ve bir seçenek sundu: Tüm yalın, çocuksu uyumuyla ilkel yaşam.. .Bu değişik dünyanın resimlerini yapmak Gauguin`e yetmedi; o bu dünyayı yaşamak da istiyordu. O dönemde çoğalan gazete röportajlarının ve dünya sergilerinin etkisi altında kalanlara, güney Pasifik `egzotikliği`ni

Biz insanların birçok beklentisi aslında köpek doğasına terstir. Ancak köpekler, sırf bizi sevdikleri ve bizimle yaşamak istedikleri için bu beklentilerimizi karşılamaya çaba gösterirler. Bizim çok basit sandığımız, evde yalnız kalması, yabancı birine saldırmaması, günde kilometrelerce koşmaya programlanmışken bütün zamanını bağlı olarak geçirmesi gibi isteklerimiz aslında köpeğin içgüdüsel dürtüleriyle çelişir. Köpeklerin, pek çoğu içgüdüsel dürtülerinden kaynaklanan istenmeyen davranışları tıbbi tedavi y

Benim bu kitabı alan okuyucudan bir farkım, daha doğrusu ayrıcalığım var: Hem Taner Baytok u yakından tanıyorum hem de bu kitabı sizden önce okuduğum için sevgili dostum ne yazmış hepsini biliyorum. Taner kendi hayatını yazdı. Üstelik çok içten bir ifadeyle... Ama anlattıkları kendisiyle sınırlı kalmadı. Bu ülkenin, bazılarını tanıdığımız, bazılarını uzaktan bildiğimiz önemli kişile-rini de artılarıyla eksileriyle ve gerçek kişilikleriyle alıp önümüze koydu. Dahası, başlayın-ca bitirmeden bırakılamayacak ak

Avukat Joel Backman dünyanın en güçlü gözetleme uydusunun sırrını bilenler arasında hayatta kalan tek kişidir. Ama yirmi yıla mahkûmdur ve altı yıldır Rudley Federal Cezaevinin bir tecrit hücresinde hapistir. Backmanı yem olarak kullanıp diğer haber alma örgütlerine tuzak kurmayı planlayan CIA, seçimleri kaybeden silik bir ABD başkanını görevini devretmeden giderayak Backmanı affetmeye ikna eder. Backman artık özgürdür. Yeni bir kimlik altında yeni bir ülkede yaşamaya başlar. Ancak bir süre sonra CIA, Back

Fransız kadınları şişmanlamazlar; ama hem ekmek, hamur işi ve şaraptan hoşlanırlar hem de öğünleri üç çeşitten oluşur. Mireille Guiliano, Fransız kadınlarının yemekten keyif alarak sağlıklı ve ince kalmayı başarmasının sırrını okurlarıyla paylaşıyor. Basit ama etkili stratejiler ve tariflerle, ömür boyu sağlıklı bir kilonun korunması için gerekli ipuçlarını sunuyor. Yiyeceklerde tazelik, çeşitlilik, denge ve her zaman keyif alma unsurlarını vurgulayan yazar, herkesin bir Fransız kadını gibi yemeyi, içmeyi v

Ermeni örgütlenmelirini, nüfus hareketlerini ve Tehcir sürecini ermeni belgeleriyle de ortaya çıkaran Gürün, birinci elden gerçekçi ve çarpıcı yorumlarla konuyu gün ışığına çıkarıyor.

ABD de yaşayan Elvan Demirkan, başta ATV, Habertürk olmak üzere çeşitli televizyonlarda ve gazetelerde de geniş yankı uyandıran "Yoga temelli stres yönetimi" öğretmeni olarak ülkemizde ve tüm dünyada tanınıyor. Beyaz Saray, Amerikan Savunma Bakanlığı-Pentagon, IMF ile USA Today ve Time dergisi çalışanlarına uygulamalı dersler veren Elvan Demirkan, kitabının yayımlanması nedeniyle Türkiye ye geliyor. Demirkan ın yöntemiyle "farkında olmak", daha sağlıklı ve zinde bir yaşama kavuşmak isteyenler için bu

Müzeyyen Senar ; kendine has ses rengi, üslup özeni, görev ciddiyeti ve sorumluluk anlayışıyla, gerçek anlamda bir usta ve örnek alınan seçkin ve saygın bir sanatçıdır. Radi Dikici`nin Müzeyyen Senar`la birlikte 4 yıl süren bir çalışma sonunda hazırladığı bu biyografi, sanatçının hayatını büyük bir açık yüreklilikle göz önüne sererken, aynı zamanda Türk musikisinin Cumhuriyet dönemi serüvenine de ışık tutuyor.

Remzi Kitabevi dünyaca ünlü Taschen Temel sanat dizisini Türkçe olarak yayınlamaya başladı. Sanat akımları ve sanatçılar üzerine 100’e yakın başlıkla, konusunda kapsamlı bir kaynak oluşturan bu dizinin ilk üç kitabı sanatçı biyografilerinden oluşuyor. Ünlü sanatçıların yaşamöyküleri, sanatsal gelişimleri ve yapıtlarından verilen yorumlu örneklerin yer aldığı bu albümlerin basımı yurtdışında gerçekleşti.

1970`lerde Mississippi`nin küçük bir kasabasında genç bir anne çocuklarının gözleri önünde tecavüze uğrayıp öldürülür. Sanık Danny Padgitt, büyük bir izleyici kalabalığı önünde yargılanır. Dava sonunda Padgitt, tüm jüri üyelerini intikam almakla tehdit etmesine karşın suçlu bulunur ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılır. Ancak 1970 yılında ömür boyu hapis cezası her zaman ömür boyu çekilmemektedir ve Padgitt dokuz yıl hapis yattıktan sonra şartlı tahliyeyle serbest kalır. İntikam alma zamanı gelmiştir.

İstanbul`un kalabalık ve karanlık bir konağında yaşar Teodora. Konağın üst katında orta halli memur ailesi, en alt katında sefil hizmetliler, orta katında zengin beyzadeler ve ithal madamlar... Konağın dışı ise nice insanın daracık dünyasından oluşan yoğun bir bulutla sarılıdır. Kunduracı Platon, sütçü Hayriyanım, kasap İrakli, Saliha öğretmen, berber Niko, ekmekçi Garabet, sobacı David, doktor Halil, ütücü Foti ve daha niceleri... Aşuresi, ştrudeli, mevliti, kabul günü, danslı daveti ve bezik partileriyl

Bu bir aşk romanı...Aşkla birlikte yaşanması olası tüm duygular var içinde; sevmek, sevilmek, üzülmek, sevinmek, heyecan, korku, merak, gerilim, pişmanlık...Ve ihanet... Aşkı etkileyen, aşkın yönünü değiştiren ve onu giderek değişime uğratan duygular bunlar... Tıpkı bir zamanlar "Bu Düzen Değişmeli" diyenleri de değişime uğratan duygular gibi. Hem devrime hem birbirine sevdalananların romanı Aşklar da Değişti,mizah ve tiyatro yazarı Kandemir Konduk`un değişik türdeki ilk yapıtı...

Cunhuriyet gazetesi köşe yazarı Orhan Erinç, günümüz medyasının yasalar ve toplum karşısındaki konumunu "içerden bir bakış" la ele alıyor. Medyanın tüm engellere karşın bir işlevi olduğunu vurgulayan Erinç, demokrasinin tüm kurallarıyla kökleşmesi için siyasal çabaların yanı sıra toplumsal bilinçlenmenin önemine de dikkat çekiyor.

`Resim, doğanın yarattığı her bir şeyin yüzeyine, rengine ve biçimine kucak açar...`` Leonardo Da VİNCİ

Mango, 1938`den günümüze, Türkiye`nin toplumsal tarihine ışık tutuyor... Andrew Mango, Atatürk döneminin ardından İnönü ve Menderes`le başlayıp askeri müdahaleler sürecinden geçerek günümüze uzanan siyasal gelişmeleri modernleşme çabası açısından yorumluyor. -1940`lı yıllardan bu yana çok partili hayata geçişin sancıları ve soğuk savaş döneminin Türk aydınları üzerindeki etkisi... -Yakın dönemin; kadın hakları, sivil toplum, eğitim, enerji ve üretim açısından, sosyolojik verilerle değerlendirilmesi...

1915 yazı Wittgenstein ailesi için hem mutluluk, hem de yanı başlarındaki savaşın yarattığı endişe demektir. Ailenin büyük kızı Beata içinse bir dönüm noktasıdır o yaz. Alman Musevisi bu güzel genç kız, Cenevre Gölü`nün parıltılı sularının kıyısında, Katolik bir Fransız subayına âşık olur. İmkansız bir aşktır bu; çünkü onların hem ülkeleri düşmandır, hem dinleri farklıdır. Beata için bu çifte engeli aşmanın tek bir yolu vardır; yüreğinin sesini dinlemek... Yıllar sonra Avrupa`da yeniden savaş sesleri duyul

Serez`de bir hahamın oğlu olarak doğdu, Selanik`te Ömer Seyfettin`ler, Yunus Nadi`ler, Zekeriya Sertel`ler omuz omuza çalışıp onlarla kalıcı dostluklar kurdu, İstanbul`da Kemalizm hakkında dönemin ilk ciddi incelemesini yazdı, Türk Ruhu adlı eserinde Türkçülüğün coşkulu bir analizini gerçekleştirdi, Ziya Gökalp`ten etkilenerek dindaşlarının Türkleşmesi için yıllarca mücadele verdi... Peki Moiz Kohen, nam-ı diğer Munis Tekinalp, neden son yıllarını Nice`te yaşadı ve cenazesini Türkiye`ye götürülmemesini, Fr

Sinemamızın `yakın takipçisi` Atilla Dorsay, 1990`ların başlarındaki çöküşten bugünkü `rönesansa` kadar Türk sinemasının serüvenini mercek altına alıyor. Yılda 6-7 filmin çekilip onların bile sinemalara gelemediği dönemden, tüm zamanların rekorlarını kırması beklenen G.O.R.A. filmi dönemine nasıl gelindi? Hangi filmler dönüm noktası oldu, hangi evrelerden geçildi, hangi başyapıtlar ya da fiyaskolar çekildi? Tüm önemli filmlerin eleştirileri ve genel çerçeve yazılarıyla, bu 15 yılın tüm aşamaları artık elini

Oyuncak ayıların çocukların dünyasında ayrı bir yeri vardır. Ayıcıklar çocuklara hem güven verir hem de onlarla arkadaşlık eder. Tüm çocukların hayalinde, her ayıcık kendine özgü bir kişiliktir. Bu kitaptaki öyküler çocuklara büyülü bir dünyanın kapısını açacaktır.

Yüzyıllar boyunca bütün toplumlarda "matematik kadınlara göre değildir" önyargısı egemen olmuştur. Kadının matematik alanında eğitimi gerekli görülmemiş ve uygun bulunmamıştır. Matematik okumuş olanların birçoğu da ancak matematiğin dışında iş bulabilmişlerdir. Sayıları az da olsa, bu önyargıları aşıp başarılı olmuş kadınlar vardır. Bunlar çok büyük mücadeleler vererek bulundukları yerlere gelmişlerdir. Bu kitap, yüzyıllardan beri verilen bu mücadelenin öyküsüdür.