Türk spor tarihinin yaşayan en saygın ismi olduğu konusunda tüm spor kamuoyunun görüş birliği içerisinde bulunduğu Seba, hem Türk futbol tarihinin son 70 yılının yaşayan canlı tanığı hem de Beşiktaş tarihinde Şeref Bey, Baba Hakkı ile birlikte oluşan sac ayağının yaşayan efsanesidir... Seba; bugün, o geleneğin son temsilcisi olarak, Beşiktaş Kulübü'nün resmi sitesinde Beşiktaş Duruşu diye kabul edilen değerleri, kişiliğinde cisimleştirmiş bir abide olarak anılıyor. Seba'nın yaşam öyküsü kimi sırlar ve gizl

Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum. Sizler, bizleri asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz. Onlar için darağacındaki fidanlar dendi, masum gençler dendi... Hiç kimseyi öldürmemiş olmaları ön plana çıkarıldı. Kimileri de lanetle andı onları. Ancak hiçbir biçimde önemleri yadsınmadı. Ölüm tehdidinden korkmayan, darağacını gericiliğin yargılandığı bir kürsüye dönüştüren tavırları unutulmadı. Onlar devrimci oldukları için asılmışlardı... Sonraki yıllarda yü

Gazeteci-yazar Rıdvan Akar tarafından hazırlanan Rıza Güral'ın Tornası adlı kitap okuyucusuyla buluşuyor. Rıza Güral'ın çocukluğundan itibaren, gerek özel yaşamında gerek iş dünyasında, hayatında yer alan pek çok kişiyle konuşularak hazırlanan kitap, hem Güral Ailesi'nin kişisel tarihlerine, hem de iş dünyasındaki yükselişlerine tarafsız bir gözle ışık tutuyor. Küçük bir Anadolu şehri olan Kütahya'da başlayan Güral Ailesi'nin hikâyesi, İstanbul ve Antalya'ya uzanan iş yaşamının detayları, akıcı bir dille o

... Hangi dağ, hayallerinin peşinden giden bir insana engel olabilir ki? Hayallerin peşinden giden Bir cesur insan... Anadolu'nun en doğusundan En batısına uzanan Bir mücadelenin öyküsü... Kah gülümseyerek, Kah hüzünlenerek, Bir solukta okunacak Bir kişisel tarih anlatısı....

Toprağın çetin ve sert olduğu Ormans´ın Juras bölgesi; her taraftan çalı ormanları ve kayalıklarla kuşatılmıştı. Taşkın bir ruha sahip olmayan bu memleketin insanları; kendi işlerinde, kendi dertlerinde, ufak tefek fakat iyi insanlardı. Jean-Désiré-Gustave Courbet 10 Haziran 1819´da, ailenin eski, yıpranmış, evinde dünyaya geldi. Bir memleketin resmini yapmak için, onu tanımak gerekir… Ben kendi memleketimi tanıyorum… Bu resimlerde görünen orman içleri, bizimdir; bu nehir La Loue nehridir… Şayet gidip

22 Temmuz 2004 Adapazarı Pamukova´daki hızlı tren cinayetinde ölenlerden biri de Muhammet Arifioğlu´ydu. Muhammet Arifioğlu´nu anlatmak için satırlar, cümleler, sayfalar yetmezdi...Ve öyle de oldu...Ortaya bir kitap çıktı... O´nun yazdıkları, yaptıkları ve yaşadığı her şeyi yazmaya çalıştık.Dostlarının dili döndüğünce, kalemi elverdiğince anlatılanları ve yazılanları topladık.Cezaevi yaşamında yapmış olduğu desen çalışmalarının, resimlerin ve hatta çizmiş olduğu oğlunun resmi de dahil olmak üzere kendisini

Şenlik Sanat ve Sabotaj, devletsiz hayat hakkı için mücadele edenlerin tarihinden, iktidar karşısında edepsiz ve adapsız davrananların geleneğinden kesitler sunuyor. Şenlik Sanat ve Sabotaj, demiryolu serserilerinin, dilencilerin, çingenelerin, şehrin kapısından içeri alınmayanların, sur diplerinde yaşayanların, akıl hastanelerine kapatılanların, yersiz-yurtsuzların, kültürel serüvencilerin öykülerini anlatıyor. Şenlik Sanat ve Sabotaj, Alamut Kalesi´ni, korsan ütopyalarını, Komün´ü modern zamanlara taşıy

Enis Batur: Üstlendiği başrolü en iyi simgeleyen şiir şüphesiz ünlü ´Saman Sarısı´dır: Bir bakıma kuğunun son şarkısıdır bu yakıcı şiir. Yusuf ile Menofis adlı oyun Tevrat´tan alınan tiradlar ile yazılmıştır. Nazım, dönme oldukları bilinen İpekçi kardeşlerin film stüdyolarında her zaman iş bulmuştur. Nazım´ın dedesi, M. Celaleddin Paşa aslen Lehlidir. Müslüman olmadan önce ismi Konstantin Borjenski idi. Nazım Hikmet Yahudi´miydi... Nazım Filistin meselesinde Yahudi´lerden yana değil Filistinlilerden ya

Abdüllatif Suphi Paşa Konağı´nda Aşk ve Tarih Abdülatif Suphi Paşa´nın Saraçhanebaşı Horhor Caddesi´ndeki Harem ve Selamlıktan müteşekkil 40 odalı 3 hamamlı, içinde havuzları olan konağında, ailemiz ve birkaç emektar dadı oturmaktaydı. Ben, Nevbahar Kızı Melek, bu mekanın farkına varmaya başladığımda, konak eşi saltanat ve debdebesini çoktan kaybetmeye başlamıştı. Hikayem doğrudan doğruya hayatımın kısaltılmış bir parçasıdır. Yazılanlarda yaşanmamış hiçbir unsur yoktur. Olabilecek önemsiz hatalar ancak zih

Bu kitap, 12 Mayıs 2005 tarihinde aramızdan ayrılan değerli felsefeci-yazar Selahattin Hilav?ın anısına armağan olarak hazırlanmıştır. Kitap dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Selahattin Hilav?ın kısa hayat hikayesi, yapıtları ve konuşmalar yer almaktadır. İkinci bölüm Selahattin Hilav?ın ölümünden sonra onun hakkında yazılmış çeşitli anma yazılarına ayrılmıştır. Bu yazılardan bazıları daha önce çeşitli yayın organlarında yayımlanmıştır, çoğu ise ilk kez bu kitapta yayımlanmaktadır. Kitabın üçüncü