Manners Of The Sufi Way SEMERKAND YAYINLARI

This book consists of the advices done by Hazrat Ibrahim Haqqi of Erzurum to his loyal murid Mullah Halil of Avnik, after the afternoon prayer of a friday. Revised by Ali Sözer from Ottoman Turkish, and translated by Ahmet Sözer into English, this little book which you can read easily and quickly tells about rabita, tawajjuh, ma?nawi states, getting close to Allah, talking to ordinary people, and the ihlas of the murids. Submission, visiting graves, patience, zikr, irshsd, good morals, and relationships w

Müslüman yaşamı âhiret ve dünya dengesini gerçekleştirebildiği ölçüde güzeldir. İdealyaşam, ne büsbütün dünya telâşın içindedir ne de hayattan kopuktur. S. Muhammed Saki Erolun Semerkand dergisinde yayımlanan başyazıları böylesi bir yaşama ışık tuttuğu için geniş kitlelerin beğenisiyle karşılandı. Bu kitapta her biri müslümanca bir hayatın düsturu olan konular kutlu bir gönül ehlinin kaleminden okuyucuya sunulmaktadır.

Ashab-ı kiramın gördüğü gaybi ve ilahi yardımlara dair örnekler, çarpıcı kıssalar içeren elinizdeki kitap, o altın çağın manevi iklimini bir parça olsun solumanıza yardımcı olacaktır.

Peygamberim (s.a.v) - Efendimiz'in Örnek Ahlakı Hz. Peygamber (s.a.v) ile birlikte insanlık en yüce değerlerine ulaşmış, bütün övülmüş meziyetlerin kemali Hz. Resulullah'ta ziyadesiyle görülmüştür. Onun dillere destan güzel ahlakı en azılı düşmanları tarafından bile kabul edilmiştir. Ehl-i beyt ve sahabilerin her biri ondan aldıkları feyiz ve ilham ile birer yıldıza dönüşmüştür. O hayatı, ibadet ve ahlakıyla kıyamete kadar müminlerin en güzel örneğidir. Semerkand Yayınları'ndan çıkan Peygamberim-Efendimi

Resûl-i Ekrem Efendimiz (S.a.v) Medine'ye hicret ederken, yol üzerinde bulunan Ranuna vadisinde kıldırdığı Cuma namazında insanlara şöyle seslendi: Ey insanlar! Ölmeden önce kendiniz için ahiret azığı hazırlayın. Allah'a yemin olsun ki her biriniz öleceğinizi ve sürünüzü çobansız bırakacağınızı elbette biliyorsunuz. Sonrada Rabb'i ona, aralarında ne bir tercüman ne de perdedar olmaksızın şöyle diyecek: benim elçim sana gelip hakikati tebliğ etmedi mi? Ben sana mal mülk verdim, ihsanda bulundum; peki, sen