Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 42 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
1960tan Günümüze Türkiye Tarihi, genellikle tarih yazımı geleneğinin kapsamlı bir şekilde eğilmediği bir dönemin tarihini anlatıyor. Darbe, militarizm, sol, milliyetçilik, Kürt meselesi ve siyasal İslâm gibi belirleyici başlıkların yanı sıra, kitapta 1960-2014 arasında yaşanan siyasi, iktisadi, toplumsal ve kültürel dönüşümlere, önemli eşiklere de yer veriliyor. Çeşitli kurum, tartışma ya da çatışmaların ortaya çıktığı tarihsel dönemeçlere özellikle işaret ediliyor; olayların tarafları, öne çıkan aktörler r
410 TL.
Tükendi
Son yılların en çarpıcı kitaplarından Cehenneme Övgü`de gündelik yaşantımızdaki gönüllü tutsaklığımıza dikkatleri çeken Gündüz Vassaf, bu sefer de bizi modern insanın sınır tanımayan eğlencelerinin dipsiz kuyularına indiriyor. Rüyaların satılıp hükümetlerin kiralandığı beldelerde Freud`un kuramlarını Amsterdam`da yaşama geçiren genelevlere uğruyor, Yunan adalarında özgürlüğün yepyeni yaşam biçimlerini hayata geçiren kolonilerle karşılaşılıp Çin gizli servisinin içyüzünü açığa çıkarıyor, renk renk cenaze tör
195 TL.
Tükendi
1876 yılı baharında gayrimeşru bebeğimi doğurmak üzere evin erkeklerinden habersiz Büyükada'ya gönderildim. Yanıma Bedriye Kalfa'yı verdiler. Evin kadınları baba ve ağabeyime küçük bir hikaye takdim ettiler. Para kazanma hırsıyla yaşayan babam yokluğumu dikkate alacak vaziyette değildi zaten. Sadece ağabeyim bir süre uzaklarda olacağımı duyunca şaşırmış. Sofrada kızılcık hoşafını kaşıklarken bir an donup kalmış. Ona öyle anlatıldığı üzere, güya, talihsiz bir kaza neticesinde saçlarım tutuşup yandığından, Be
189 TL.
Vitrinler hep neskafe doldu... Civciv kutusu ne ki, çok daha acıklı öyküler anlattı zaman... Kimileri, çiş karışmış suyla neskafelerini içerken, iki reklam arasına sıkışmış haberlerde, bu acıklı öyküleri izlediler. Hamile kadınlar, gecekondu önlerinde dozer kepçeleriyle güreş tutuyorlardı... Damlara çıkıp kendisini atan, yakan oluyordu... Tüm kent için için yanıyor, görünmeyen alevlerin pis kokusu, herkesin genzini dağlıyordu... Ama alabildikleri son nefesi bile; kendi sularına az daha işemek, arablarına fa
53.5 TL.
Tükendi
Ben bu kadar kötü iken neden hastalar, hasta yakınları bana York dükü imişim gibi davranıyor da, hayatını hiçbir maddi çıkar gözetmeksizin hastalarının sağlığına vakfeden, dürüst, memur zihniyetli hekimlere burun kıvırarak bakıyorlar, yetmiyor, hakaret ediyorlar, hırpalıyorlar? Hekimin iyilik dediğiniz ve o çok kutsadığınız halisane vasfının toplumda bir karşılığı olduğuna gerçekten inanıyor musunuz? Hem bana ?Hipokrat yemini ettik biz, sen etmemiş miydin? falan da demeyin boşuna. Ettim tabii, hepiniz orada
20 TL.
Tükendi
Galeri denilen yer üç tane salon. Biz birinin işini bitirince gidiyoruz. Haftaya kalmadan diğer salon için çağırıyorlar. İş kolay, hem de makara yapıyoruz. Hasan'la tıkır mıkır çalışıyoruz. İşte böyle çalışırken ben O'nu gördüm.Beyaz bir elbise giymiş, boynuna kırmızı bir şey sarılı, yürümüyor, sanki uçuyor. Geldi salonun en dibindeki resme bakmaya başladı. O resme bakıyor, ben O'na bakıyorum. Ne kadar baktık bilmiyorum, Hasan gelip koluma vurdu. ? Bora Bey seni çağırıyor. Geliyorum, deyip kafamı çevirdim
131 TL.
Tükendi
Bir çocuk karanlığa kalmış ve dar sokaklarda yönünü şaşırmışsa orası İstanbul'dur. Eski sevgilisini bulmak için maceraya atılan gencin, siyah tilki kürkünün peşine düşen avcının, fırtınada sürüklenen geminin, dünyayı bir elmas gibi avucuna almak isteyen prensin, boyun eğmemeye yeminli son isyancının, şarkıcılık hayaliyle evden kaçan kızın, para babalarının, hırsızların ve şairlerin vardığı kent İstanbul'dur. Her hikâye burayı anlatır. Pus dağıldıkça çoğalan renkleriyle, surları, kuleleri, kubbeleriyle İstan
178 TL.
Tükendi
O kadar yoktum ki, içeride eşyalardan başka hiçbir şeyin bulunmadığına dair ben bile bahse girebilirdim. Ellerimi havaya kaldırdım, ellerim yoktu. Parmak uçlarımı ağzıma, gözlerime, yanaklarıma yaklaştırdım, yüzüm yoktu... Pahalı bir evde yaşayan, büyük bir şirkette çalışan, özgüveni yüksek, hırslı ve parlak bir profesyonel, bir sabah uyandığında, ortada hiçbir neden yokken hiç var olmamışçasına kaybolduğunu fark eder. Öylece, birdenbire bir Yokadam'a dönüşmüştür. Kâbus, trajedi, muamma, kumpas, adına ne de
20 TL.
Tükendi
Annemin öldüğünü anlatma, onun etkisi altında olduğum için kendisini sevdiğimi düşünmesin. Tamam Galip. Karanlıkta uyuyamadığım için gece lambasını açık bıraktığımı anlatma, beni ottan boktan korkan biri zannetmesin. Tamam Galip. İlk defa âşık olduğumu anlatma, beni bu konularda tecrübesiz biri zannetmesin. Tamam Galip. Geçen sene el frenini çekmeyi unutup Kartalı boklu dereye yuvarladığımızı anlatma. Malının kıymetini bilmeyen biri olduğumu düşünmesin. Tamam Galip. Babamın orospu çocuğu olduğunu anlatma. O
154 TL.
Yaptım abi, dedi, yapmaz olur muyum? Bir akşamüstü mendirekte kayalara oturmuştuk. Çift kâğıdı sardım. Kafalarımız hemen güzelleşti. Deniz de nasıl biliyor musun? Çarşaf. Güneş batmak üzere, denizin üstü bildiğin pembe ama böyle saten gibi. Elimi kaldırır gibi yaptım,Edebiyat yapma lan, doğru dürüst anlat, dedim. Sahil kenarında yaşayan emniyetten malulen emekli bir polis Nusret Çakmak... Karısını kaybetmiş, kızı onunla konuşmuyor, oğlu bir var bir yok... Annesinin yanında yaşıyor ama ne yapsa eksik yaşıyo
29 TL.
Tükendi
Keşke kalksaymışım.O zaman babam çarşaftaki kanı görüp, Batırmış yatağı, al şu kızı buradan, diyemezdi. Donumdaki kana baka baka öyle ağladım ki, annem sabah sabah Anırma, diyerek bir tokat attı. Bir daha onun kıllı suratına bakarsam ne olayım. Ablam da yanıma gelip, Ağlama salak ben de hastalandım, artık her ay hastalanacaksın, dedi. Ben hasta değilim yalan söylüyorsun, deyince; Tabii sen kraliçesin, kraliçeler hastalanmaz, kıçımın kraliçesi, dedi. Pis pis güldü gitti. Bitirgen bir büyüme hikâyesi. Küçük b
105 TL.
Tükendi
Bize bu şehri emanet ettiler. Hangimiz Ankaralıyız? Hiçbirimiz. Emanete hıyanet edersen seni burdan kovarlar. Bu parti işleri Ankarada yapılmasa, başka şehirlerde olsa, buraya hiç dokunulmasa iyiydi. Kırklı yılların sonu, Soğuk Savaşın başı. Demokratlar iktidara ha geldi ha gelecek... Ankara tedirgin, başka bir dönem başlayacak. Yel üfürecek, sel götürecek, başka bir siyaset çökecek şehre... Komünistler dolanıyor arka sokaklarda, veremliler var hastanelerde, gün batımında kıtlık, gün doğumunda yokluk... Yah
62 TL.
Tükendi
Edebiyatımızın kilometre taşlarından olan Oğuz Atay özellikle son yirmi yıldan bu yana büyük bir okur kitlesine ulaştı ve benimsendi. Yazarın gerek yaşamı gerekse eserleri hakkında yazılanlar ise makalelerle sınırlı kaldı. Modern Türk edebiyatı konusundaki ciddi ve kapsamlı araştırmalarıyla tanınan, aynı zamanda önemli bir Oğuz Atay uzmanı olan Yıldız Ecevit, ilk defa Oğuz Atay`ın yaşamını ve eserlerini kitaplaştırdı. Ecevit bu kitabında Oğuz Atay`ın yaşam öyküsünü anlatırken eserleri ile yaşamının örtüştü
350 TL.
Sanatla gerçekliği buluşturmaya adanmış büyük bir dehanın ve yakıcı bir tutkunun öyküsü... Başta ressamlar olmak üzere, her alandan sanatçıyı etkilemiş olan Bilinmeyen Şaheser, yaratıcılığın sınırları ile sanatçının kusursuzluk arayışı arasındaki çatışmanın ağır bedelini, yani deliliği yürek burkucu bir biçimde işliyor ve okuyucuyu varoluşsal bir sorgulamaya sürüklüyor. Cézanne, Picasso gibi ressamlara, yazar Henry James'e, yönetmen Jacques Rivette'e ilham veren öyküyü, Renan Akman'ın incelikli çevirisiyle
80 TL.
Tükendi
Meydandaki çay bahçelerinden birine oturmak geldi içimden sonra. Çünkü Erdek bir kitap olsaydı, bu çay bahçeleri ilk cümlesi olurdu onun. Gelindi mi oturulmalıydı. Bir çay, birkaç sigarayla, kıyıda kayığında ağ onaran, çapari kösteği hazırlayan balıkçıları seyretmek, bir tost isteyip, bacaklarıma sırnaşan kedilere atmak, yakın masalarda konuşulanları dinlemek, birini bekliyormuş gibi ikide bir saate bakmak iyi gelebilirdi. Gelmeliydi en azından. Yine yaz akşamları. Yaralı tekneler, küflü sesler. Erdekte çay
22 TL.
Tükendi
Gelenlerin çoğu karar ânıyla ilgili buna benzer şeyler anlatır. Dinlemek beni sarsardı eskiden. Hep bir çatlama, kopma sesiyle, ayrılma hışırtısıyla zihnimde beliren, dönmemek üzere giden insan imgesinin yerini, ansızın içimde uyanan bir sezgi sonrasında, bir yırtınmayla dünyaya gelen insan görüntüsü aldı. Nasıl doğduklarını anımsayıp bilmeden bunu anlattıklarını düşünmeye başladım. Ben artık böyle dinliyorum öykülerini. Ama söylemiyorum kimseye. Latife Tekin Unutma Bahçesi'nde, toplumdan ve şehir hayatını
24.07 TL.
Tükendi
Yıllarca kaybettiklerimizin dökümlerini yaptık hep. Acı, bizden başlayıp bize dökülen bir dere oldu. Yüreğimiz ve beynimiz bir 'korkunç anılar deposu'na dönüştü. Oysa biraz da gülerek bakmak gerekir hayata. Güldüğümüz kendimiz bile olsak. Yani, 'Alem buysa kral biziz' demek lazım bazen. Yangınlardan çıkıp da paçalarımızdaki yanığa gülmek lazım... Evrim Alataş, bu kitabında 1990'ların olağanüstü hal ortamında Kürtlerin yaşadığı mezalimin mizahını yapıyor. Hayatın içinde akıp giden trajikomiği anlatıyor aslı
125 TL.
Tükendi
Beni beklerken, her zaman olduğundan daha güzel, daha savunmasız, daha cazip, daha derindi. Kendi eksikliğimi onun anlamlı yüzünden okumak... Ya gelmezsem kaygısıyla gerilen hatları, büyüleyici bir tereddütle etrafına bakınması, milyarlarca insanın yaşadığı koskoca dünyada sadece beni bekliyor olması... İşte bu baş döndürücü görüntü karşısında huzur içinde ölebilirdim. İnsanın aşık olduğu kişinin kendisini bekleyişini izlemesi harika bir şey. Biliyorum, bu pek rastlanacak bir manzara değil. Çünkü o seni b
142 TL.
Tükendi
Yirminci yüzyılın iilk yarısında büyük bir üretkenlikle dergilere yazdığı şiir, öykü, makale ve eleştri türü yazılarla, Türk edebiyatı sahnesine adımını atan Yakup Kadri Karaosmanoğlu, romanları, hikayeleri, denemeleri, oyunları ve anılarıyla, en önemli edebiyatçımız arasında yer alır. Üslup özellikleri bakımından Yakup Kadri`1910`dan 1974`e dek verdiği eserler Türkçe`nin geçirdiği bütün evreleri yansıtır. Eserlerinin konu ve fikir zenginliği de dil özelliklerinin çeşitliliğinden aşağı kalmaz. yakup Kadri`n
180 TL.
Yirminci yüzyılın ilk yarısında büyük bir üretkenlikle dergilere yazdığı şiir, öykü, makale ve eleştri türü yazılarla Türk edebiyatı sahnesine adımını atan Yakup KAdri Karaosmanoğlu, romanları, hikayeleri, denemeler, oyunları ve anılarıyla, en önemli edebiyatçılarımız arasında yer alır. Üslup özellikleri bakımından Yakup Kadri`nin 1910`dan 1974`e dek verdiği eserler Türkçe`nin geçirdiği bütün evreleri yansıtır. Eserlerinin konu ve fikir zenginliği de dil özelliklerinin çeşitliliğinden aşağı kalmaz. Yakup Ka
168 TL.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 42 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1