Akıcı ve içten diliyle, Nilgün ILGAZ´ın ilk çocuk romanı... Karadeniz Ereğli´sinde geçen kitapta; çocukların kıyıda rastladıkları iki fok balığı ile yaşadıklarından yardımlaşma ve dayanışmaya dayalı arkadaşlık ilişkilerine kadar pek çok konu, roman kurgusunda güzel bir serüvene dönüşmüş... Çocukların ince duyarlılıkları ve duygusal yanlarının etkileyici bir üslupla verildiği kitap, aynı zamanda onların büyülü dünyalarına büyüklerin olumlu-olumsuz ne gibi etkiler yapabileceklerini de gösteriyor... Çocukl

26 Ekim 1946 yılında Bolu´da doğdu. İlk, orta, meslek lisesini Bolu´da bitirdi. 1964-1968 yılları arası yüksek öğrenimini Ankara´da Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu´nda tamamladı. Çocuk gelişimi ve eğitimi meslek dersi öğretmeni olarak mezun oldu. 1968-1970 yıllarında Ağrı ve Balıkesir´de meslek dersi öğretmeni ve yönetici olarak çalıştı. 1971-1992 tarihleri arası İstanbul Bakırköy Anadolu Kız Meslek Lisesi´nde meslek dersi öğretmenliği, anaokulu yöneticiliği ve koordinatör öğ

Sevgili Çocuklar, Bu kitabı, bizimle dünyamızı paylaşan, doğayı şenlendiren hayvanları sizin de tanımanız, sevmeniz ve onları incitmemeniz için yazdım. Onları koruyun, onlar da sizi koruyacaklardır.

Küçük bir çocukken, köpeğim olmasını o kadar çok isterdim ki, uyuma numarası yaparken ailemin duyacağı bir şekilde, Köpek... Köpek istiyorum... diye sayıklardım, işe yarar ümidiyle. Her seferinde, Oğlum, büyüyünce kendi evinde bakarsın. gibi yaygın yanıtlardan birini alır, ağlardım. Sonunda büyüdüm, veteriner hekim oldum... Üstelik yaşantımı paylaştığım bir kedim, bir köpeğim ve hayata bağlamaya çalıştığım binlerce hastam var. Birçok arkadaşım oldu, erken verilmiş kararlarla ´dostum´ dediğim insanlar... Pek

Rıfat Ilgazın çocuklar tarafından çok sevilen özel Bacaksız Sigara Kaçakçısı, Bacaksız Tatil Köyünde, Bacaksız Paralı Atlet, Bacaksız Kamyon Sürücüsü ve Bacaksız Okulda özel kutusunda bir arada Çok küçük yaşta öğretmenliğe başlamam, ilkokulun ilk sınıflarında çocuklarla arkadaşlık kurmamı da sağlamıştır. Böylece çocukların yaşamına karıştım. Onların beğenilerini, özentilerini, serüvenci yanlarını yakından izledim. Bu anlayışım Bacaksızın Başından Geçenler dizisindeki romanlarımda da kendini göstermektedir.

Normal bir çocukken, bir sabah uyandığınızda bir hamam böceğine dönüşmüş olduğunuzu görseydiniz ne yapardınız? Ağlar mıydınız? Çığlık çığlığa saçınızı başınızı mı yolardınız? Yoksa koşup annenizin kucağına mı sığınırdınız? Yaramazlık fırsatlarının kokusunu almak için özel olarak ayarlanmış gibi duran antenlere sahip gerçek bir böceğe dönüşen GregorCafard bunların hiçbirini yapmıyor. Aksine, bu eğlenceli maceranın kahramanı küçük Gregor beş santimlik boyuna bakmadan, uçabilen bir böcek olmanın üstünlüklerini

Saklı Kayın Orman´ının derinliklerinde yaşayan ayı ailesinde garip bir sessizlik hüküm sürüyordu. Baba ayı Madu kütüğün üzerinde sessizce oturuyor ve ayaklarına bakıyor, anne ayı Ahdu çörek yapar gibi gözüküyorsa da arada önlüğü ile gözlerini siliyordu. Minik ayı Vadu ise ne olduğunu hiç anlayamadığından şaşkın şaşkın bir annesine bir babasına bakıyor ve durmadan içini çekiyordu... (Kitabın Girişinden)