Daha önce Mardin-Güneş Ülkesi adlı çok ilgi gören gezi kitabıyla tanıdığımız Nükhet Everi bu kez bir romanla karşımıza çıkıyor... Sanat tarihçi ve turist rehberi olan Nihal, günümüzde Türk ve İslâm Eserleri Müzesi olarak bilinen Pargalı İbrahim Paşa Sarayı'nda turist grubuna anlatım yaparken, nereden çıktığını anlamadığı bir adam, üzerindeki yeşil kaftanı savura savura yürüyerek grubun yanından geçerken Nihal'i delip geçen ve sanki boşluğa uzanan sert bakışlarla müzenin diğer salonlarına doğru ilerleyip gö

Eylül, yıllar sonra arkadaşları ile yeniden bir araya geleceği Gelibolu tatilinin heyecanını yaşıyordu... Henüz bilmediği şeyse, Anzak Koyu'na yapacakları o gezide yaşayacağı olayın, tatilini hayatı boyunca unutamayacağı gerilimli ve gizemli bir maceraya dönüştüreceğiydi... Gelibolu'yu ve tarihini daha önce kimsenin görmediği şekilde görmeye hazırlanın: Savaş zamanı yaşamış bir kadının üzücü ve gizemlerle dolu sıradışı aşk hikayesinin peşinde, siz de Eylül gibi hayal ile gerçeği ayırmakta zorlanacaksınız.

Adrian Monk; eşyaların nerede, nasıl olmaları ya da olmamaları gerektiğini hiç yanılmadan bilen, gören, fark eden, anlayan ve hiç şaşmaz zekasıyla tüm ipuçlarını birleştiren harika dedektif. Ve şimdi yepyeni polisiye dizisinin başkarakteri olarak birinci kitap İtfaiye Cinayeti'yle okurlarının karşısında... Evi karıncaların istilası yüzünden ilaçlanmış olan Monk'un gidecek hiçbir yeri yoktur. Neyse ki asistanı Natalie ve küçük kızı, onu evlerinde misafir edecek kadar nazik insanlardır. Ancak ne yazık ki Nat

İşte o büyücülerin, rahiplerin, şamanların, velilerin, pirlerin filozofların, seçilmişlerin ve erginlenmişlerin en yücelerinin, en ulularının taa eski zamanlardan beri çok iyi bildikleri ve kıskançlıkla sakladıkları en önemli gizemlerden biri, belki de en ulaşılmaz sır, ´Büyük Yapıt´tır. Çünkü, bilmenin ötesinde bir bilgelik, aklın ve duyuların ötesinde bir bilinç, dünyevi arzuların ve sıradan yaşamların ötesinde bir adanmışlık ve arınmışlık gerekmektedir ´Büyük Yapıt´a ulaşabilmek ve onu koruyabilmek için

On dört yaşındaki genç Elif´in gözünden bir dünya Konuşan Çınar… Ağaca asılan şiir, öykü ve yazıların yarattığı imge dolu dünyada ergenlik çağındaki gerçek duyguların salınımları… Onun gözüyle irdelenen aile, onun gözünden okul, eğitim sistemi ve onun gözünden yaşananlar… Bir çocuk için yazmanın okumanın ve kendini geliştirmenin bir simgesi belki de Elif… Ve aileler için, öğretmenler için bir rehber Elif´in gözleri, gelecek için bir umut… Susan değil konuşan bir gençliğin adı Elif… Körü körüne ez

Ölüp yok olmak insanın kaçınılmaz kaderi mi? Diriliş ve sonsuz yaşam için en ufak bir umut yok mu? Dinler... Dinler insana diriliş ve sonsuz yaşam vaat ediyor... Ama yüz milyonlarca insan bu umudu yüreğinde taşımıyor... Onlar ölümsüzlük için başka çareler arıyorlar... Ve de bu arayış binlerce yıldır devam ediyor... Ne zamana kadar? Bir gün insanlık ölüme çare bulacak mı?.. Bu mümkün mü?.. Bu kitapta ölümsüzlük arayışında olan bir bilginin sürükleyici serüvenini okuyacaksınız... O, insanlığın binl

Yaşlı, bilge bir Alman kadınla, ekmek parası uğruna uzaklardan kopup gelmiş genç bir Türk çocuğunun inanılmaz, şaşırtıcı dostluklarının doyumsuz tadı. Hiç çocuğu olmamış yaşlı Alman kadınla, ailesini erken yitirmiş ana hasretiyle yaşamış bir Türk gencinin kesişen yolları. Farklı dünyalardan gelip yarattıkları ortak dünya. Doğa sevgisini ve bitkilerle tedavi yöntemlerini oğul bilip öğrettiği gencin bu mirasa sahip çıkması ve kendini bu yolda geliştirmesi. Üsküdar`dan başlayıp Almanya`da şekillenen olgunluk

Kendisinden binlerce kez daha güçlü olan yaratıcısına Tanrı`ya karşı gelerek yaratılanların ilk günahkarı olan Şeytan... Şeytan`nın peşinden giden, Cehennemin kapılarını aç, sonsuz karanlıklardan bize gel ve biz kardeşlerini bağrına bas! diye Şeytan`a dua eden ve O`na tapan Satanistler... Son yıllarda önce Amerika`da, daha sonra da Avrupa`da hızla yayılan Satanizm şimdi de ülkemizin gündeminde... Dünyanın her yanından genci kendine çeken bu akım, Satanizm, nedir, ne değildir? Şeytan İncili`nde neler yazıyor

İsa`nın on iki havarisinden biri olan Thomas`ın kafası kuşkularla doluydu. İsa gerçekten Tanrı`nın Oğlu mu? Dediği gibi gerçekten ölümden dirilecek mi? Tomas bu kuşkuları hep yüreğinde taşıyarak son güne kadar İsa`nın peşinden gitti. Sonra ne oldu da kuşku dolu yüreği, tüm kuşkulardan arınıp iman ışığıyla doldu? Ve O, bu ışığı yüreğinde taşıyarak ülkeler aşıp Hindistan`a gitti. Orada, Tanrı Sözü`nü onbinlere duyurdu ve bu uğurda şehit oldu. Bu kitapta Tomas`ın serüven dolu yaşamıyla birlikte sizin kendi kaf

Kerkeneze, bu okuyuşumdan bakışım da, hemen hemen dört yıl öncesinin aynısıydı. O dönemdeki bir yakıştırman geldi aklıma: Kerkenez bu coğrafyanın Boyalı Kuşuydu. Bugün de katılıyorum bu yakıştırmaya.