Bir sabah Maryam doğduğu ülkeden kalkan bir uçağa biniyor ve yabancısı olduğu bir ülkeye iniş yapıyor. O günden sonra Maryam konuşmuyor, yemiyor, oyun oynamıyor... Acaba Maryam'ın kafasında çarpışıp duran iki dil ne zaman barış ilan edecek? Maryam ne zaman yeni yemeklerin tadına varıp yeni arkadaşlıklar kuracak? Claude K. Dubois'in çizimleri, yazarın yaşamından izler taşıyan Benim Adım Maryam'ın güçlü öyküsüne sıra dışı bir incelik katıyor.

Andrea'nın, içine kıvrıldığında dertlerini unuttuğu bir kolisi ve tüm sevgisini verdiği yaşlı bir tavşanı var. Annesi evden taşındığından beri babasıyla birlikte kendine yeni bir düzen kurmaya çalışıyor. Ama baba, Suriyeli bir anneyle onun tekvandocu kızı Fidaa'ya evlerini açınca her şey tepetaklak oluyor. Sonunda tavşan Maikel kendini Andrea ile yollarda buluyor. Peşlerinde de Fidaa... İki kaçak çocuk, tavşanı kurtarmak için çıktıkları yolculukta birçok sıra dışı insanla tanışmakla kalmıyor, kendileriyle

Beynimiz nasıl çalışır? Yediğimiz besinleri hangi organlar sindirir? Burnumuzun içindeki kıllar ne işe yarar? Kalbimiz neden çarpar? İnsan vücudu deyince aklımıza sayısız soru gelir. Birçoğunun yanıtını bu kitapta bulacaksınız. Bilimsel açıklamalara eşlik eden ayrıntılı anatomik çizimlerin de yardımıyla vücudumuzu oluşturan uzuvları, organları ve onları çalıştıran sistemleri daha yakından tanıyacak, bedenin işleyişi hakkında birbirinden ilginç bilgiler edineceksiniz. İnsan vücudunun genel işleyişiyle ilgili

Türkiyeli okurun Bizim Evin Halleri'nden tanıdığı, çok sevilen yazar Will Gmehling'in eserlerini yayınlamayı sürdürüyoruz! Frida ve Mandalina, odağında sevginin yer aldığı resimli bir İlk Okuma Kitabı. Hikayenin kahramanı Frida, uzun süredir hayvan barınağında yaşayan çok yaşlı bir köpek. Onun, barınaktaki diğer köpeklerin desteğiyle bir aileye kavuşma macerası hüzünlü olduğu kadar da komik sahnelerle dolu. Yaşlılık, yalnızlık, her şey para ile satın alınabilir yanılgısı, din sömürüsü ve özgürlük tutkusu

Başını çevirme, gözünü kaçırma, harekete geç! Susan Kreller'in sarsıcı gençlik romanı Mavi Kulübe çocukların aile içinde ve dışarıda dolaylı ya da dolaysız olarak maruz kaldıkları şiddete karşı net bir tutum alıyor. Konuya ustalıkla yaklaşan yazar, çocuklara karşı şiddetin iki yüzünü de görünür kılıyor. Bir yanda şişmanlığı nedeniyle akran zorbalığına uğrayan Max var, öte yanda aslında çocukları koruması gereken yetişkinlerin uyguladıkları şiddet... Görmezden gelenlerin suça ortak olduğunu işleyen yazar, ol

Kâğıt kırpıntısı ve hayal gücüyle dolup taşan bir kitap Eski gazete kâğıdının birçok kullanım alanı var. Onunla kirlenmemesi gereken yüzeyleri koruyabilir, cam silebilir, yağmurda ıslanmış ayakkabılarınızı kurutabilirsiniz. Birçok ödüllü resimli kitabın yaratıcısı Christian Duda ve Julia Friese ikilisinin yazıp çizdiği Kırpıntı'da gazete kâğıtları, dar gelirli bir ailenin çocuk odasında halı işlevi görüyor. En azından ilk bakışta. Daha dikkatli bakınca, odanın sakini küçük oğlanın kendine gazete kâğıtların

Başka türlüsü olamazdı. Sınıfın yenisi tabii ki Bert'in yanına düşecekti. Sonuçta ondan başka masasında yalnız oturan yok. Ama Bert'in, sınıfta hemen gülüşmelere neden olan eski moda ismi dışında, her şeyiyle yeni izlenimi veren yeni sıra arkadaşı gibi parlak ayakkabıları, parlak notları ve ona şahane öğle yemekleri hazırlayan bir hizmetlisi de yok. Bert, bulaşıkçılık yapan babası, temizliğe giden annesi ve üç kardeşiyle birlikte bildiğin kaos ortamında yaşıyor. En azından annesi, bazen ödenmeyen faturala

Sevgi nereden gelir? Sincap, geyik ve ördek bunu mutlaka öğrenmek istiyor! Bu sorunun peşine düşüp yola koyulurlar. Yanıtı bulacaklar mı? Öyle ya, sevgi hiçlikten değil, ihtiyaçtan doğar. Huzura, güvene, korunmaya, iletişime, sıcaklığa, dayanışmaya, temasa... Farklı yaşam koşulları farklı ihtiyaçlara, farklı ihtiyaçlar farklı sevgi biçimlerine karşılık gelir. Sevme becerisi ihtiyaçlar konusunda farkındalıkla, saygıyla gelişir. Nihayetinde sevgi emektir. Henüz küçücükken bile, insan için çok önemli olan, du

Her savaş bir düşmanı zorunlu kılıyor: İki haki renkli asker, beyaz sayfalarda açılmış kurşun delikleri gibi görünen çukurlarda tetikte bekliyor. Sayfaları ayıran dikiş izi onları düşman kamplara bölüyor. Bir askerin iç sesinden diğerinin ne menem bir canavar olduğunu öğreniyoruz: O, vahşi bir yaratık. Merhamet nedir bilmez. Kadınları ve çocukları öldürüyor. Sebepsiz yere öldürüyor. Eğer ortada bir savaş varsa bu tamamen onun suçu. Tüm bunları biliyorum çünkü aptal değilim. Bunu el kitabında okudum. Oysa dü

Ayda tek keçi var. Haliyle canının her istediğini yapabiliyor. Ağzını tıka basa roka dolduran da ay tozuna resim çizen de daima tam ruh haline uygun tişörtler giyen de o. Her şeyden önce anın tadını çıkarıyor. Aya sürekli bir dolu şey düştüğünden sıkılmaya fırsat kalmıyor. Keçi içlerinden güzel ve yararlı olanlardan kendine bir hayat kurarken, onu huzursuz edenleri doğruca ayın en derin kraterine atıyor. Ta ki onu korkularıyla yüzleşmek zorunda bırakan şu kocaman gizemli nesneyle karşılaşıncaya dek... Haya

Sözün bittiği yerde çocukları kucaklamayı başaran bir kitap Dünyada milyonlarca insan savaştan, açlıktan, baskı ve şiddetten kurtulmak için kaçıyor. İçlerinde çocuklar da var. Tıpkı köyde, nehir kıyısında oynarken birden savaşın ortasında kalıp koşmaya başlayan Akim gibi. Benzer travmalarla ya da kriz bölgesinden kaçan insanlara dair dehşet haberleri ve fotoğraflarıyla örselenen çocuklarımıza savaşı ve sığınmacı olgusunu açıklamak olanaklı mı? Elinizdeki kitap bunu deniyor. Çok az söz ve sözün yetersiz ka