Sinemada istilanın ana tema olduğu pek çok filme rastlamak mümkündür. Genellikle bilim-kurgu, gerilim ve korku türlerinde bazen zombi, vampir, hayalet, şeytan, uzaylı, cyborg, böcek, sürüngen vb. bazen de başka insanlar tarafından birey(ler) veya yaşam alan(lar)ı istila edilir. Bu istilalar bedensel bütünlük ve yaşama istencine bir çeşit saldırı olmakla birlikte, insanlığın en büyük korkusu olan ölüm ve varoluşunu yitirme üzerine konumlanır. Sonuçta bu tür filmler, Lacan'ın 'ayna evresi'ndeki

Mecdi- ''Seviniz, seviniz... Ah bu dünyada yalnız aşk vardır ve insana şevk ve saadet bahşedecek yegâne ve en şayan-ı tebcil [yüceltmeye layık] kuvvet odur.'' Diyorlar... Behice- O kadarcık mı ya? Mecdi- Hayır, daha ilave ediyorlar ki ''ve eğer hayat size bu saadeti bahşetmek lütufkârlığında bulunursa, yani sevecek ve sevilecek bir güzel ve müstesna kadına tesadüf ederseniz, sakın bu fırsatı kaçırmayınız ve boş tasvirlere itaatinden bu fırsatı feda etmek cinnet ve cinayetini irtikab etmeyiniz [işlemey

Toplumsal koşulların bir çıktısı olan milliyetçilik, toplumdan ayrı ve bağımsız bir olgu olarak değerlendirilemez. Milliyetçi söylemin yayılması ve yeniden üretilmesinde kitle iletişim araçlarının etkisi büyüktür. Mesajını görüntü ve göstergeler üzerinden ileten sinemanın; radyo, televizyon, gazete vb. gibi geleneksel iletişim araçları ile kıyaslandığında anlatı dili daha evrenseldir. Bu bakımdan sinema için, toplumsal yaşamdaki milliyetçi söylemi yeniden üreten en güçlü araçtır denilebilir. Aynı anda dünya

Bu kitaba çok yakışan bir başlıkla ilerliyor yazılar. Görsel Anlatılar ve Ötekiler! Çünkü her görsellik bir anlatıdır ve ötesi vardır. Öte, ulaşmak için çabaladığımız yerdir. Ötekiler görsel anlatının sözünü söyleyip bıraktığı yerden devam edenlerdir. İnsanlık tarihinden iki önemli unsuru, bilim ve sanatı çıkarırsanız geriye koskoca bir hiçlik kalır. Bu yüzden sanat kitapları, biraz da varlığımızın temel kaynakları olarak okunmalıdır. Öylesine bakıp geçtiğimiz portreler bize koskoca bir kültürü aktarabilir.

Desen biçim değildir, biçimi görme yoludur. Desen görülen şey değildir, başkalarına gösterilmesi gereken şeydir. Bilinmediği zaman resim pek güçlü bir şey değildir. Ama bilinince... o zaman bambaşka bir şeydir! - Edgar Degas Desen nedir ve gerekliliği nasıl açıklanır sorularına yanıt vermek için sanatçının sanat eserini oluşturma eyleminden çok öncesine, ilk çağlara kadar geriye gitmemiz gerekli görülmektedir. Desenin, çizim yapma eyleminin doğal bir ihtiyacı olduğu, sanatçı için desenin bir zorunluluk ol

Ülker Köksal, Sacidenin ilk defa sahnelendiği 1972'den, Değişim adlı son tiyatro eserini yayınladığı 2003 yılına kadar çok sayıda eser vererek tiyatro tarihimizin önemli isimlerini arasında yerini aldı. Yaşamın ve toplumun neredeyse her kesiminden/kesitinden olağanüstü gözlem yeteneğiyle yakaladıklarını en yalın ve anlaşılır şekilde sahneye taşıdığı oyunları, geniş kitlelere ulaşır. Oyun yazma deneyimini, kendi kişiliğini parçalayıp ayrıştırarak, oyun kişisiyle yeni bir alaşım yapma çabası olarak gören Köks

Türkiye'de figür resminin en önemli isimlerinden biri olan Cihat Burak'ın Mengü Ertel Koleksiyonu'ndan çıkan 80'i aşkın desenine odaklanan kitap, iki arkadaşın dostluklarına da atıfta bulunarak Dostun Çekmecesinden olarak adlandırıldı. Edebiyat ile resmin, afiş ile tasarımın, mimari ile tiyatronun konuştuğu 1960'lı yıllardan başlayarak 90'lı yılların başına kadar olan süreçte iki arkadaşın dünyalarına da kapı aralıyor. Oğuz Erten'in kaleme aldığı kitap Cihat Burak'ın hikayelerinden onu okuyabilme özelliğin

Sanat Tarihi-1 kitabı plastik sanatlar öğrencileri için hazırlanmış temel bir başvuru kaynağıdır. İnsanlık tarihi aynı zamanda yaratılar tarihidir. Çok geniş bir konu olan sanat tarihi, bu yayında öz bir yaklaşımla ele alınmıştır. İlk insanın tarih öncesi çağlardaki sanatının açıklanmasının ardından coğrafi olarak Akdeniz havzasına yani Batı sanatını inşa eden uygarlıklara geçilir. Konu modern çağlara geçişle son bulur. Kitap, temel terim ve kavramları açıklayıcıdır, bu nedenle örneklemeler, üslubu açıkla