Kosovalı genç yazar Yeton Neziray, kendi ülkesinden beslenerek kurguladığı bu oyunda, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkması ile AB'nin çaresiz kaldığını varsayar. AB'de bütün gözler ve umutlar Kosova'ya çevrilse de katılma süreci o kadar da kolay olmayacaktır. Çünkü ezeli rakip Sırbistan bu isteğe karşı durmakta, Kosova'ya meydan okumaktadır. Kosova yönetimi her ne kadar AB'ye girmek konusunda çok istekli davransa da, AB standartlarına adapte olma konusunda kendi bürokrasisiyle büyük zorluklarla karşı k

Kara mizah, umutsuzluğundan ötürü, inanç olgusundan kaynaklanan tüm değerleri alaşağı etmeye çalışır. Başlangıçtan bu yana hiçbir şey değişmediğinden; umudun, değişim özleminin, evrime olan inancın altında saklanan ikiyüzlülüğün peçesini düşürmeyi hedefler. Dinler, ideolojiler, tarih ve ilerlemeye inanmayan ya da kendini kaptırmayan kara mizah, ütopyayı reddeder. Bu reddedişle distopya ve kıyamet fikrine de iyiden iyiye yaklaşır. Özgün ve ilk olan bu inceleme çalışması bize, kara komedyanın tüm özellikleri

Nesrin Kazankaya, bu oyunu ile 40'lı yıllar Türkiye'sinde varlık Vergisi, İhtiyat Askerliği gibi azınlıklara yönelik baskılar ve günümüze uzanan bir dizi olaylar sonucunda yaşanan ayrımcılık ve ötekileştirmenin acı sonuçlarına ışık tutuyor. Tarihe baktığımızda, insanların etnik kökenleri, inançları ve düşüncelerinden ötürü ötekileştirilmesinin ne denli büyük facialara yol açtığını görüyoruz. İnsanların doğdukları, kültürüyle büyüdükleri ülkelerinden gitmek zorunda kalmaları, bilmedikleri yeni bir yerde kök

Bu çalışmanın amacı; sahne sanatlarında, savaş ve dövüş sahnelerinin sunumunda en organik ve akışkan anları yaratmak, bir sahne sanatçısının sahne dövüşüne nasıl hazırlanacağına dair -mental çözümlemeler ve çalışma metotlarıyla bir yol haritası çıkartmaktır. Sahne dövüşünde olması gereken estetik ve organikliği güçlendiren fiziksel hazırlık sürecinde, sahne sanatçısı kendi bedenini ve düşüncelerini anatomik bilgiler doğrultusunda daha iyi tanıyacak ve sahne üzerinde en işine yarayan metodu kullanacaktır. E

Matéi Visniec, Çehov'unMartı oyununun finalinde Treplev'in intihar girişiminde başarılı olmadığını varsayıp, Martı'daki aşk üçgeninin üç karakterini Rusya'daki 1917 Devrimi döneminde karşı karşıya getirerek Çehov'a yazdığı mektupta şöyle diyor: Etkileyici üç Çehovyen karakter, tarihe ve ütopyaya karşı... Bu kadar ünlü üç karakterin ütopyayla karşılaşmasının anlamını kavrayabilmek için de metinlerinizin tamamını, biyografinizi ve mektuplarınızı yeniden okudum. Aslında tüm sanatçıların birer ütopik mesaj ta

Öyle yoksuluz ki, insanlar bizi yok hükmünde saydıklarından selamımızı bile almazlar, diyen birbirinden inatçı, yoksul mu yoksul iki köylü... Aralarındaki çekişmeyi bitirsin de, adaletli bir karar versin diye Yüce Sultan'ın Koca Yargıcı'na başvuruyorlar. Yargıç, mübaşir, avukatlar, bilirkişiler, tanıklar ve geçip giden zaman... Mahkeme giderleri, avukat ücretleri de var tabii. Komedi türünde bir oyun. Biz komedi diyoruz ama bu oyun, Koca Yargıç tarafından hayatı hakkında karar verilecek olan EŞEK için tam b

Kitaptaki iki oyun absürd tiyatro türünde iki çalışma. Oyunların ortak noktası, eksenine ölümü ve ölümün çeşitli biçimlerini yerleştirilmiş olması. Koleksiyoncu, bir mezar başında, mezar kazıcı ile ölen arasında, Adel Seni Seçti, kapılarının nereye açıldığı belli olmayan odalara açılan, dört bir köşesine bilinmezlik ve sırların sindiği bir pansiyonda geçer. Koleksiyoncu : 2 Erkek / Adel Seni.. : 3 Erkek 2 Kadın

Mustafa Kılıkçı, bugünü, içinde yaşadığı toplumu, olumsuz toplumsal koşulların ve baskıların içinde hayatta kalmaya çalışan insanların durumunu dert ediniyor oyunlarında. Oyun Odası: Bir cinayeti ya da cinayetleri çözmeye çalışan bir komiserin hikâyesini absürd bir komedi türünde sergiliyor. Asansör: Birbirlerinden başka kimseleri kalmamış üç ihtiyarın yaşamlarını anlatan, yalnızlık, dostluk, sevgi, yaşlılık ve unutkanlık üzerine yazılmış bir oyun. Tiramisu: Bir adam ve bir kadının, hayata, birbirlerine,

Büyünün Gözleri, İtalyan halk tiyatrosunun bütün özelliklerini içeren bir güldürü; Baton ya da Baton, iktidar kavgasının bilinen ayrıntılarını özenli bir kurgu ve üslupla anlatan bir oyun; Şeytan Tırnağı, soyutlamalarla ve şiirsel bir dille yazılmış, yeni deneysel çalışmalara olnak sağlayacak bir çalışma; İlmik İlmik, 12 Eylül'de içeri düşmüş bir aydının, tiyatro sanatı aracılığı ile emekçi insanların sorunlarını 'oyun içindi oyun' biçiminde sahneye aktaran bir oyun.

Cuma Boynukara, Güneydoğulu genç oyun yazarlarımızdan. Kendi toplumuna ve yaşama olan duyarlılığı ile yazmış olduğu oyunlar birçok yarışmada ödül almış.Genç yazarın bu kitaptaki üçü de ödül almış üç oyunun ortak teması, yazarın kendi bölgesinin sorunları, orada yaşayan insanların acı ve trajedileri...Oyunlar, bu bölgenin sorunlarını anlatırken, aslında toplumumuzun ortak sorunlarını duyarlı bir üslupla dile getiriyor..

...Toplumun dayatmalarına değil kendi paşa gönlüne göre kırkına gelmiş yalnız bir kadının hayatından trajedi değil komedi de çıkabileceğini, kararsızlıklarla, tereddütlerle de olsa kendi kaderini kendi tayin edip mutlu da olabileceğini gösteren, gülen, güldüren bir oyun, Topuklu Terlik Süt Yapar. Sonunda, 'Mutluluk kayıtsız şartsız düğünde ve bebekte' mesajı vermiyor bir kere, daha ne olsun? - Asu Maro (Milliyet)

Zümrüdüanka, Tarihi gerçeklerden uyarlanarak yazılmış bir oyun. Osmanlı'da müteahhit Ohannes ve Boğos Dadyan kardeşler, Sultan Abdülmecit tarafından İzmit'te Çuha Fabrikası kurmak için görevlendirilirler. İki kardeş, Hereke'den geçerken burada bir İpek Dokuma Fabrikası kurmaya karar verirler. Ancak bu işi Padişahtan gizli yapacaklardır... Kırmızı Ruj, Ne ailesinin ne de kocasının evinde sevgi görmemiş, hayalleri olan genç bir kadının, yıllarca yaşadığı şiddete daha fazla dayanamayıp kurban olmayı değil k

Toplumun farklı kesimlerinden gelen bir erkeğin ve genç bir kadının yaşamlarına yeni bir yön vermek için oynadıkları oyun. Yalnız başına yaşama tutunmaya çalışan Aylin, meslek, aile, çocuk yeni, pırıl pırıl bir geleceğe ait ne varsa ulaşabilmek için başarılı işadamı, sevgili başarısız aile babası Kemal'i kaçırır. Düzene karşı çıkarken düzenin dışına çıkamayan iki insan; biri kaçıran, diğeri kaçırılan. Arkada teneke çalan bir dünya. Gerçekte hangisi kurban? Satır Başı, yeni başlangıçları sorgulayan bir ikile

Japon oyun yazarı Kunio Şimizu, Japonya'da 1950-1960 yılları arasında ülkesindeki siyasi gerilimin tırmandığı bir ortamda, birçok devrimci üniversiteli gencin tiyatroyu kendilerini ifade etmenin yolu olarak gördüğü dönemde devrimci ruhunu oyun yazarak ifade eden bir yazar olmuştur. İlk oyunu olan İmzacı'yı yazdığında henüz 21 yaşındaydı. Bu oyun, şiirsel kelime oyunlarıyla ve yazarın genç enerjisiyle okuyanları ve izleyenleri çok etkilemiştir. Kulis, kadın sanatçıların sorunlarına eğilen, tiyatro kulisleri

David Mamet, oyun, senaryo, deneme yazarı olarak Amerika'nın önemli bir çağdaş yazarı ve 1970'ler genç kuşağının, tiyatrodaki önde gelen temsilcisidir. Oyunlarında, çeşitli dilsel anlatım yolları deneyerek, yaşam-ölüm-yalnızlık-kişilerarası sorumluluk sorunlarını işlemiştir. Kitabın ilk oyunu Oleanna, Mamet'in en son oyunudur.

İnsanoğlunun yaşamındaki gerçekleri felseŞ boyutta derinlemesine incelemiş olan Avusturyalı kadın yazar Bachmann'ın, kurulu düzene ters düşen aşkların asla gerçekleşemeyeceğini anlatan üç radyo oyunu birarada. Bir Düş Alışverişi'nde, düş satan bir dükkânda kendi aşkları üzerine kurulu düşleri almaya sıra geldiğinde, özveride bulunmaktan kaçıp, sıradan kişiliği tercih eden bir insanın tragedyası anlatılır. Ağustos Böcekleri, bir adaya toplanmış insanların kırılgan, buruk yaşam öykülerinin resmi geçididir. O

Onları Eve Getir Irak'ın işgalinden hemen sonra, asker tabutları birer birer Amerika'ya gitmeye başaldığında ortaya çıkan bir slogan. Irak işgali, hem Doğu'da hem batı'da sadece ekonomik dengeleri değiştirmemiş, asıl zararı, etik ve metafizik dünyamızı toptan yıkarak vermiştir. Onları Eve Getir, savaşın stratejik bir eylem planı değil, bir lanet olduğu yerden söze başlamış ve sanki ölüler diyarından yazılmıştır. Oyuncular: 5 erkek, 3 kadın.

Dinçer Sümer'in gelişen oyun yazarlığımızda özel bir yeri vardır. Tiyatromuza irdeleyici ve eleştiril bir tavrın egemen olduğu yıllarda, Dinçer Sümeryaşama başıkında hep sevecen bir yaklaşım yolunu seçmiş, insan ilişkilerinde dostluğa, sevgiye, anlayışa duyduğu özlemi dile getirmiştir. Ali Ayşeyi Seviyo da cinsel eğitim düzeyimize bir kara güldürü çevresinde bakıyor; Beni Dünya Kadar Sev'de sanat hayatımızın çarpık yanını bir aldatma-yanılma-düş kırıklığı ekseninde sergileniyor.

Üretken oyun yazarlarımızdan "Tuncer Cücenoğlu", son iki yılda tiyatro yaşamımıza üç yeni oyun kattı. "Şapka", 1995'in Hoşgörü Yılı olması nedeniyle yazılmış bir "hoşgörüsüzlük" oyunu; "Ziyaretçi", fantastik ve eğlenceli bir kara güldürü; "Matruşka", kadın-erkek ilişkilerinde bir türlü yaratılamayan dürüst ve uygar tavrın, mizahi bir üslupla sorgulanması... "Öğretmen" ise, yazarın ilk dönem oyunlarından biri; ilkeli, namuslu ama doğru seçim yapamayan bir öğretmenin yenilgisini anlatıyor.

Büyük komedi ustası Molière'in Tartüf (Le Tartuffe) adlı bu oyunu, tiyatro komedya sanatında onu doruk noktalarına taşımış en önemli oyunlarından biridir. Din adamı kişiliği altında insanları dolandıran oyunun başkahramanı Tartüf, bu sahtekârlığı sezemeyen, kendilerini bu ikiyüzlülüğe kolayca teslim eden insanlara trajik sonlar hazırlar. Oyun aynı zamanda, bu konudaki toplumsal körlüğü de özellikle vurgulaması açısından evrensel bir sorunu sahneye getirmektedir.