Bir zamanlar bir ağaç vardı ve küçük çocuğu çok sevdi... Hergün çocuk ağacın yanına gelir, onun elmalarını toplar, dallarında sallanır, gövdesine tırmanır. Bu durumdan ağaç oldukça mutludur. Zaman geçer çocuk büyür. İstekleri ve beklentileri farklılaşmaya ve o oranda da artmaya başlar. Ağacı tüketircesine isteklerde bulunur. Ağaç verdikçe verir. Bu öykü dokunaklı ve dokunaklı olduğu kadarıyla da hayata ilişkin dersleri içinde barındırır. Öyküde mutlulukla üzüntü hep iç içe seyreder. Shel Silversteinin h

1994 yılında yörede hayvanlarını gütmekte olan bir çobanın gözüne toprak üzerindeki bir taş yapı çarpar. Merakı baskın geldiği için onun çevresini kazmaya başlar. Çoban bu kazı sonucu bir oluşumu ortaya çıkartır. Altı metre boyunda bir taştır bu... Bu taş bizi 13 bin yıl geriye götürebilecek müthiş bir uygarlığın ipucudur. Göbeklitepe'nin ilk keşfidir. Bugüne kadar gün yüzüne çıkartılan kalıntılar günümüzden 13 bin yıl önce kurulmuş bir uygarlık anıtının ancak yüzde beşidir. Siz düşünün artık bu tapınağın

Stilist, modelist, moda tasarımcıları ve öğrencilerinin yararlanması amacıyla hazırlanan bu kitapta, kullanım amacına yönelik olarak aynı figürün dört farklı teknikle çalışılmış çizimleri yer almaktadır. Resimsel Figür: Renkli tasarımlarda kullanmak üzere, ışık gölge tekniğiyle renklendirilerek hacim verilmiş, beden ölçüleri ve proporsiyonları gerçeğe uygun, ön, yan ve arka kadın-erkek figürlerini içerir. Çizgisel Figür: Hızlı ve pratik çalışmalarda kullanılabilecek siyah-beyaz kadın, erkek figürlerini iç

Rousseau bütünlüklü bir toplumsal ve siyasal düzenden yanadır. Bu yolda yasama ve yürütme erklerini aynı ellerde görmek istemez. Devletin işleyişinde bütünlüğü bozan her yapı devlete zarar verecektir. Rousseau toplum anlayışında değişik görüşlerin dile gelmesine karşı çıkmaz, ama ayrı ayrı topluluklar oluşturup güç oluşturmak Rousseau'nun kabul edebileceği bir şey değildir.

Ormanın derin sessizliğinde minik sincap ve ailesi, yaşadıkları meşe ağacının kovuğunda dışarıda yağan karı izlemektedirler. Yavru sincap meraklı meraklı Kar neden yağar, hava neden soğur? gibi sorular sormakta anne sincap ise sabırla ona cevap yetiştirmeye çalışmaktadır. Bir gün; ormanın bu huzurlu sessizliğini bozan bir gelişme ormanda yaşayan tüm hayvanları rahatsız etmiştir. Kendi yaşam alanlarında ellerinde baltalarıyla onlarca insan dolaşmaktadır. Bu insanlar neden burada, neden ağaçlarımız kesiyorlar

Gönül güzüyle dizisinin bu altıncı kitabında da Afşar Timuçin bu topraklarda yaşayan insanların dilekleriyle, kaygılarıyla, sıkıntılarıyla, sevinçleriyle ilgili konuları insanlığın temel sorunları çerçevesinde ele alıyor. Felsefenin şiirle ve şiirin gündelik yaşam görünümleriyle iç içe geçtiği bu anlatımıyla ilginizi çekecektir. Umudun kırılmışlıkla ve inancın boşvermişlikle yan yana yaşadığı bu ortamda bu deneme yazıları yalnızca bir şeylere ışık tutmak istiyor.

İzci olmak isteyen çocukların bilmesi gereken her şey! İzciler modern şövalyelerdir. Kendilerini her zaman güçlü tutmaya çalışan, problemleri çözmeyi öğrenen, asla bıkkınlık göstermeyen modern şövalyeler... İzcilik hakkında temel bilgiler Yürüyüş ve kamplar Düğümler ve bağlar Harita ve pusula Yönler ve meteoroloji İlk yardım

Düşlerin en güzeli şairin 2007-2011 yıllarındaki şiirlerini biraraya getiren on ikinci şiir kitabı. Keşkülünü hırkasına saklayan derviş Bir sonsuzun bittiği yere doğru koşar Kırılacaksa kırılsın aynalar Yeter ki sezilmesin bu sessiz gidiş Gün gelip ellerim ve sesim titremeden Bir parça gök kesip yıldızlı geceden Geldiğim gibi gitmeliyim

Hücrelerimiz durmadan bölünerek yenileniyor. En yaşlı hücremiz 15 yaşında. Peki, biz neden yaşlanıyoruz öyleyse? Bir durup düşünelim isterseniz. Yeni yeni ilaçlar çıkıyor, tıp ilerliyor, teknoloji gelişiyor, sağlık personeli başına düşen nüfus azalıyor ama hasta artıyor... Sağlığımıza daha çok para harcıyoruz ama hep daha çok hastayız. Neden mi? Gelin şu haberlere bir bakalım; 11 Ocak 2010 tarihli Hürriyet Gazetesinde Sefa Kaplanın haberinde Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta şöyle diyor: Doktorlara Nataşa da

Köpek almak isteyen çocukların BİLMESİ GEREKEN HER ŞEY! EĞER BİR KÖPEĞİN BAKIMINI ÜSTLENİRSENİZ ONUN EFENDİSİ, BİR KEDİ ALIRSANIZ ONUN KÖLESİ OLURSUNUZ. BU BİR ZORUNLULUK DEĞİL, KENDİLİĞİNDEN GELİŞEN GÖNÜLLÜ BİR İLİŞKİDİR. *Köpeklerin tarihi * Kimler köpek almalı? * Köpek Cinsleri * Köpek seçmek * Yavru köpeğin bakımı ve eğitimi * Köpeklerin sağlık sorunları * Köpeklerin beslenmesi * Yaşlı köpekler

Çağla Çocuk Dizisinin bu ikinci kitabında Ayper, ailesinin diğer üyeleriyle birlikte düşlerde geziniyor. Annesi eve geç kalınca ailenin diğer üyeleri telâşlanıyor. Anneyi geç bırakan, İstanbul'un dillere destan trafik sorunudur. Fakat bu sorun, Ayper'in hayal dünyasını harekete geçiriyor. Çünkü düşler, sorunlar ne kadar büyük olursa olsun, çözüm için bire birdir. Ayper, düşlerinde ablasını pilot, annesini sürücü, babasını kaptan yapınca İşte o zaman herkes, istediği yerde, istediği saatte olabilir, de

Sıkı bir çalışma döneminin ardından insana yaşama sevinci veren bir tatil, herkesin hakkıdır. Ayper, dizinin bu bölümünde ailesiyle birlikte Foçadaki yazlıklarına gidiyor. Orada kaldığı iki ay boyunca bol bol denize giriyor. Fakat bununla yetinmiyor: Foçadaki doğal yaşamın güzelleşmesi için başlatılan bir kampanyada etkin olarak görev alıyor. En güzeli ise, Foça halkıyla kurduğu sıcak ilişki Berber Mehmet, Kahveci Emin, Balıkçı Hasan, gazete bayisi Rıdvan, yazar Tarık Amca, Kuaför Suzan; hepsi de Ayperin ya

Eski Yunancada Mythos sözcüğünün pek çok anlamı var. Söz, Söylev,Anlatı, Söylenti vb. bunlardan yalnızca bir kaçı Bunların yanı sıra Söylence, Masal, Uydurma anlamlarını da içeriyor Mythos sözcüğü ... Yine Eski Yunancada Mythologia ya da dilimize de yerleştiği biçimiyle Mitoloji, Söylence bilim demek. Her ulusun kendine göre az ya da çok işlenmiş söylenceleri vardır. Ancak Mitoloji deyince aklımıza her şeyden önce Yunan Söylenceleri gelir. Yunanların dinsel inançlarıyla iç içe olan bu söylenceler; ozanların

Rousseau bütünlüklü bir toplumsal ve siyasal düzenden yanadır. Bu yolda yasama ve yürütme erklerini aynı ellerde görmek istemez. Devletin işleyişinde bütünlüğü bozan her yapı devlete zarar verecektir. Rousseau toplum anlayışında değişik görüşlerin dile gelmesine karşı çıkmaz, ama ayrı ayrı topluluklar oluşturup güç oluşturmak Rousseaunun kabul edebileceği bir şey değildir.

Afşar Timuçin yarısı deniz gören bir pencereden bakıyor, bize gördüklerini anlatıyor. Bu küçük öykülerde yaşamı kendine göre düzenlediğini sanan o büyük insan tipleri yok. Sanki bir kamera dolaşıyor aramızda, oradan buradan görünümler çiziyor. Dünyanın derin gizlerine varmayı düşünmeden kendi tek kişilik yaşamını sürdürmeye çalışan sıradan insanlar... Ne var ki herbirinde insan olmanın derin anlamları yansıyor. Küçük sevinçler, küçük kurnazlıklar, küçük heyecanlar... Sıradan kişiler olmanın güzelliği içinde

Olağanüstü görsellikle birlikte çocuklara lalenin öyküsü anlatılmakta. Osmanlı İmparatorluğu döneminde yoğun olarak yetiştirilen ve saray yaşamının önemli süs bitkilerinden biri olan lalenin nasıl Hollandaya taşındığı ve o zamanlar Avrupada ne anlam ifade ettiği çok hoş bir dille yazar-pedagog Halide Karaarslan tarafından dile getiriliyor.

Bazı insanlar takıntılıdır. Bu takıntılarından kaynaklanan davranışlar yüzünden gündelik yaşamları çok zorlaşır. Takıntılar ve dürtüsel davranışlar, bazen huy olarak kabul edilip küçümsenirken bezen de delilik olarak etiketlenir. Ne biri ne de diğeridir. Tıpta adı Obsesif Kompulsif Bozukluk: OKB olan bu durum oldukça yaygındır. Erişkinlerde görüldüğü gibi çocukluk çağında da görülebilir. Bu kitap OKB'si olan bir çocuğun çektiği çileyi öylesine güzel anlatıyor ki ilkokul çağındaki bütün çocukların okuması ön

''Üzerinde yaşadığımız topraklarda yetişen bitki çeşitliliğinin neredeyse koskoca Avrupa kıtasıyla eşdeğerde olduğunu biliyor muydunuz? 'Bugün Avrupa'da 11 bin 570 çeşit bitkiden söz edilirken, Türkiye florasında 9 bin 870 bitki var'. diyor bitki uzmanı Hüseyin Kemal Çağın. Evet, ne yazık ki millet olarak sahip olduğumuz pek çok değer gibi, hepsi birbirinden şifalı bitkilerin de farkında olduğumuz pek söylenemez. Son yıllarda doğal yaşama, dolayısıyla da doğal ürünlere ilgi artmış görünse de bir modadan ile