Elinizdeki rehber kitabı Türkiye kamuoyunda Karun Hazineleri adıyla bilinen, 2 bin 6 yüzyıllık bir grup Lydia eserini başlarından geçen maceralarıyla birlikte tanıtmak ve tarihi önemlerini vurgulamak amacıyla kaleme alınmıştır. 1960'lı yılların ortalarında Güre yakınlarındaki mezarlarda bulunup ABD'ye kaçırılan ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın zorlu bir hukuk mücadelesi sonrası ülkeye geri kazandırdığı Lydia Hazineleri, kamuoyunda Karun Hazineleri olarak adlandırılmıştır. Peki kimdir bu

Phrygia Hierapolis'i dizisinin dokuzuncu kitabı, tarihinin ve kurumlarının anlaşılması için işlevsel olan Hierapolis'e ait epigrafik ve edebi belgelerin sistematik analizini sunmaktadır. Kitap iki bölüm­den oluşmaktadır. Birinci bölümde, sit alanının, kökenlerinden Hıristiyanlığın kabulüne kadar olan dönemdeki coğrafi özellikleri, politik ve dini kurumları, sosyal ve kültürel hayatı tartışılmaktadır. İkinci bölümde, Hierapolis'teki olaylar ve Hellenistik Krallıklar ile Roma hakimiyetinin temsilcileriyle ola

Sedasalı'ların Halk Meclisi, tüm Sedasa halkı ile birlikte, Vianor'un oğlu Valerius'u onurlandırmaya karar vermiştir. Çünkü Valerius, hem halkı için yaptığı bütün iyiliklerle, hem de halkını gözetmesiyle başımızın üstünde taşıdığımız bir insandır. Şimdi de, oğlu Ingenesi evlendirirken, hem bizi onurlandırıyor, hem de bizimle aynı soydan olanları çeşitli şekilde cömert hediyelere boğuyor. Bu nedenle onun yanındayız ve onun bize olan iyi niyeti ve nazarımızdaki itibarı nedeniyle, yazılanlara uygun olarak hep

Kitapta, Smyrna Antik Kenti Kazılarında 2007 ile 2016 yılları arasında ele geçen yüzlerce kemik buluntu detaylı bir şekilde değerlendirilmiştir. Smyrna Agorası başta olmak üzere, Kadifekale (Smyrna'nın Akropolü), Smyrna Tiyatrosu ve Basmane mevkilerinde (Altınpark ve Şifa sektörü) yürütülen kazılarda bulunan tüm kemik buluntular, belli gruplar altında toplanarak incelenmeye çalışılmıştır. Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemi buluntularından oluşan 219 adet seçilmiş parçanın tamamı katalog bölümü içerisinde detayl

Eski İstanbul'un yani Byzantion'un kuruluşuyla ilgili her anlatıda körler ülkesinin karşısında ibaresiyle Kalkhedon, yani eski Kadıköy, mutlaka yer alır. Bugün Kadıköy'ün simgesi haline gelmiş olan Altıyol'daki boğa heykeli, 1864 tarihini taşımakla birlikte, Eskiçağ'da Kalkhedon'un en tanınmış boğalı sikkelerine selam verir ve Osmanlı Dönemi'nde Sığır Meydanı olarak bilinen Altıyol'a çok yakışır. Kalkhedon gerek bağımsız kent devleti olduğu dönemde gerekse Byzantium / Constantinopolis'in Roma İmparatorluğ

Şimdilerde kuramsal arkeoloji insanın materyal öğelerle kesişmesi, bu kesişmenin neden olduğu karşılıklı, devingen ilişki üzerinde daha derinlemesine durma çabasında. Şeylerin hayatlarımızdaki yeri, neden oldukları zincirleme bağlam, bizlere kurdukları tuzaklar ana odak haline gelmiş durumda. Bu yeni anlayış arkeolojinin yüzyılı aşkın süredir faklı şekillerde değerlendirdiği şeylere geçmişe oranla daha büyük ve karmaşık anlamlar yüklüyor.

Bu kitapta Laodikeia'da ortaya çıkartılan Hellenistik Dönem'den Geç Antik Çağ sonuna kadar olan amphora mühür baskıları, monogram ve işaretleri ele alınarak değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmalarda Laodikeia'ya ithal olarak gelen ve Hellenistik Dönem'e tarihlenen Rhodos ve Knidos amphora mühürleri ile Roma İmparatorluk Dönemi'nde imparatorluk himayesinde basılan mühürler görülmektedir. Bunun yanında İmparatorluk ve Geç Antik Çağ'da kentin terk ediliş süreci içinde daha çok Lykos Vadisi kentleri arasında (L

Üzerinde modern bir yerleşim bulunan bir antik kentteki çalışma zorluklarının ne denli büyük olduğunu anlatmak oldukça zor! Hele rantın büyük olduğu yerlerde. Foça kazıcıları bu acıları çok çekti! Bunu yalnızca yaşayanlar bilebilir! Şimdi Phokaia kazılarının ilk iki cildiyle tanışıyoruz. Birincisi Phokaia'nın Kent Duvarları ve Restorasyonu. İkincisi ise sevgili Prof. Dr. Zeki Arıkan tarafından kaleme alınan Tarihsel Süreç İçinde Foça - Şap Ticaretinden Tuz Ticaretine başlıklı Foça'nın Osmanlı tarihi. Bundan

Türkiye'nin yetiştirdiği önemli tarihçilerden biridir Prof. Dr. Zeki Arıkan. Uzun yıllar aynı çatı altın­da görev yaptık kendisiyle. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Tarih, Sanat Tarihi ve Arkeoloji bö­lümlerine ayrılmış koridorunda. Hem meslektaşım hem de arkadaşım oldu. Onun çalışmaları, Osmanlı împaratorluğu'nun Yeni ve Yakın Çağları'ndan başlar ve Modern Türkiye Tarihi'ne dek uzanır. Annales Okulu'nun Türkiye'deki önemli temsilcilerinden biridir. Hep ilgisini çekmişti Foça'da sürdürdüğümüz kazıla

2011 yılından itibaren Catania Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Scuola di Specializzazione in Beni Archeologici Okulu ile Dokuz Eylül Üniversitesi Smyrna Antik Kenti Kazıları arasında akademisyen ve öğrenci değişimi gerçekleştirilmiş, Smyrna/İzmir kazılarına İtalyan meslektaşlarımız ve öğrencilerimiz önemli katkılarda bulunmuşlardır. Akademik ilişkiler aynı zamanda Dokuz Eylül Üniversitesi ile Catania Üniversitesi Arkeoloji Bölümleri arasında imzalanan Erasmus antlaşması ile taçlandırılmıştır. İçindekiler:

Vorwort Zur Einführung Zu den Autorinnen und Autoren Feuser, Stefan / Die wirtschaftlichen Beziehungen vormoderner Hafenstädte in lokaler, regionaler und überregionaler Perspektive Flohr, Miko / Textiles, Trade and the Urban Economies of Roman Asia Minor Ruhl, Bärbel / Insularität und Wirtschaft: Zur ökonomischen Entwicklung der ostägäischen Inseln Haps, Silke / Architektur als Gradmesser für wirtschaftliche Veränderungen? Der Ausbau der Grenzregion Kommagene im Osten des Römischen Reichs im 1.?3. Jh.

İÇİNDEKİLER BİTEK/BİTİK TOPRAKLAR ÜSTÜNDE Bitek/Bitik Topraklar Üstünde Aydın Bitik Toprak Nedir ? Mesogis / Cevizli Dağları Bitkiler / Canlılar Havalar / İklim DERİN KÖRFEZİN SONUNDA Menderes Ovasında Çevre Değişimi Maiandros / Menderes İLK YERLEŞİM Dedekuyusu Höyük Hititlerin Akınları Altında Bir Mühür ve Bir Balta TRALLEİS Erken Yerleşim Tarihi Traldeis Yeniden Dirilen Kent TRALLEİSTE YAPI KALINTILARI Gymnasium / Üçgözler Tiyatro Stadion/Stadium Agora Bouleuterion/Gerousia/Ekklesiasterion Tapınaklar

Contents; Forward Acknowledgements Check-List of Amorium Publications General Introduction Archaeological Introduction E.A. Ivison, Excavations at the Lower City Enclosure, 1996-2008 Finds Reports B. Böhlendorf-Arslan, The Pottery from Destruction Contexts in the Enclosure E. Laflı, Roman and Late Roman Terracotta Unguentaria: 1988-2005 E. Schoolman, Middle Imperial, Late Roman, and Early Byzantine Terracotta Oil Lamps: 2002-2005 C.S. Lightfoot, Middle Byzantine Terracotta Lamps: 1993-2005 C.S. Li

Ephesosun kent merkezinde yer alan yaklaşık 4000 m2lik bir alana yayılan ve Yamaç Ev 2 adıyla anılan ev grubu, üç teras üzerinde yedi konuttan meydana gelmektedir. Yamaç Ev 2 son derece iyi korunmuşluğu nedeniyle, Roma konut kültürünün bilimsel açıdan en önemli ve dikkat çekici anıtlarından biridir. Burası, plan tipolojisi, kronoloji ve stil tarihi yönünden değerlendirmelere imkan tanımasının yanı sıra, Roma Dönemi nesne kültürü üzerine de neredeyse sonsuz bir kaynaktır. Yamaç Ev 2de, yaklaşık 200 yıllık ku

Günümüzden iki bin sekiz yüz yıl kadar önce Urartu hükümdarları kendilerine başkent olarak Van'ı (eski Tuşpa) mesken tutmuşlardı. Van Kalesi kayalıkları şaşaalı sarayları, yüksek tapınakları ve güçlü askerî tesisleriyle Ön Asya dünyasının sayılı kentlerinden biri haline gelmişti. Görkem bir yandan da, kilometrelerce öteden görülebilen anıt mezarlarla ifade edilmişti, dünyaya kafa tutarcasına. Bu anıtlar sonsuza dek yaşayacağına inanılan bir devlet anlayışının tanıklığını yaparlar günümüzde. Van Kalesi Urart

Müzebilim (museology/museum studies) ilk kez Philipp Leopold Martinin 1869 yılındaki Die Praxis de Naturgeschichte adlı kitabında, doğa koleksiyonlarının sergilenmesi ve korunması olarak tanımlanmış bir terimdir. Daha sonra müzebilim, doğrudan müzecilik uygulamalarına işaret eden müzeografiden (museography/museum practice) ayrı bir düşünme alanı olarak geliştirilmiş, müzenin ve müzeografinin işlevlerini ve rollerini, müze çalışmalarını araştırmayı amaçlayan bir bilim olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Müze

Bu yeni -aslında çok eski- inançlarda, insanlara çekici gelen pek çok özellik mevcuttu. Ruhun kurtuluşu umudunu müjdeleme, kimi durumlarda arınmış bir seçkin sınıfına üye olabilmek için egzotik törenler, evrensel düzeni ve bireyin evrendeki yerini tanımlayan allegorik söylencelerle süslüydüler. En önemlisi de, yaşamını toprağa ve yetiştirdiği çiftlik hayvanlarına bağlamış, gelir ve kültür seviyesi şehirde yaşayanlara oranla düşük olan kırsal kesim insanının istek ve umutlarına cevap veren tanrıları kapsamal

Harput yüz elli yıl kadar önce Doğu Anadolu'nun en büyük şehirlerinden biriydi. Zengin bir ticaret ve kültür kentiydi aynı zamanda. Cami, kilise, medrese, kolej ve bedestenler ile hanlar ve hamamların yükseldiği kent, Müslümanı ve Hıristiyanı ile renkli bir nüfusu barındırıyordu. Sonra gün geldi boşalıp ıssızlaştı; bir kısım halkı aşağıda yeni kurulan Mamuret-ül Aziz yani Elazığ'a taşındı, bir kısmı da göçüp gitti başka diyarlara. Zamanla eski yapılar birer birer yıkılıp yok olurken mahalleler de kaybolup g

Bu kitapta ele alınan mektuplar, daha çok edebi ve Türk milliyetçisi kimliğiyle öne çıkan ama uzun yıllar yurt içinde ve yurt dışında bir Osmanlı bürokratı olarak görev yapmış Ahmet Hikmet Müftüoğlu'nun, Budapeşte Başşehbenderliği sırasında İstanbul'daki Hariciye Nezareti'nde görevli Faik Bey'e gönderdiği kişisel mektuplardır. Mektuplar, 1912-1913 yıllarında yazılmış ve gönderilmiştir. Bu yıllar aynı zamanda Balkan Savaşları yılları olduğundan, Balkanların hemen yanı başındaki bir ülkede (Macaristan) Başşeh