İnce, uzun boyu, sarı saçları ve aşk giysileriyle Faith Madison birçok kadının hasetle baktığı tipik bir New York`luydu. Çocukluğunda meydana gelen trajedilerin üstüne bir sünger çekip, başarılı bir yatırım bankeriyle evlenmiş ve iki kız çocuğu yetiştirmşti. Annelik ve ev kadınlığı rolüne dört elle sarılan Faith Manhattan`daki evinde yaşamın tadını çıkarmaya çabalarken, içinde gizlediği sır, ona büyük acı veriyordu... Sonunda cesur bir adım atarak Faith tüm yaşantısı süresince onu huzursuz eden sırrı başkas

ÇATI`yı beğenenler!... ÇATIDAKİ ÇIĞLIĞI severek okuyacaksınız... ÇATI, ÇATIDAKİ RÜZGAR, CENNETTE FIRTINA gibi unutulmaz romanların yazarı V. C. Andrews`in müsveddeleri ölümünden sonra bulunan son şaheserleri.... Dawn, küçük kızı Christie ve vazgeçemediği aşkı Jimmy ile birlikte ailesinden miras kalan Cutler Koyu Oteli`ni işletmeye başlar. İlk aylarda şans Dawn`ın yanında gözükmektedir. Dawn ve Jimmy bir bebek beklemektedirler. Ancak Christie`nin babası öğretmen Michael`ın beklenmedik ziyareti, Dawn`ın bütü

Amerika`nın arı kovanı` lakabını taşayın şehrinde her türlü suç ve şiddet yaşanmaktadır. Arı kovanı amblemini rozetinde taşıyan polis teşkilatı da bu şehir gibi karmaşık bir yapı sergilemektedir. Tıpkı bir yaban arası gibi dönen, alçalıp yükselen ve karmaşık davranışlar sergileyen polis teşkilatı bu suç şehrinin sıradan hayatlarını, ironik kesişmelerini, gizli hesaplarını ve asla açıklanmayacak sırlarını taşımaktadır. Genç ve hırslı bir muhabir ise bu karmaşık arı kovanının içine koşullar elverdiğince soku

Taita, çok sevgili kraliçesi Lotris`in ölümünden sonra, mumyalama ritüelini yerine getirir ve kraliçesini görkemli bir cenaze töreniyle gömer. Yaşadığı acı ve ıstırapla başbaşa kalmak istediğinden, her şeyden elini eteğini çekerek Afrika çöllerinin en uzak köşelerinden birinde yaşamaya başlar. Sonunda, büyük kederini büyücülüğün gizemlerini incelemeye adar. Zamanla olağan üstü güçlere sahip olur ve Büyücüler Kralı olarak anılmaya başlar. Mısır`ı üzerine çöken kötülük bulutlarından kurtarmaya çağrıldığında

Aralık ayının karlı bir gününde telefon çalar. Kate, arayanın Joe olduğundan emindir. Joe, yani kocası, otuz dört yıldan beri onun itici gücü olmuş, yaşamı boyunca peşinden koştuğu mutluluğu bu bağımsız ruhlu adamın yanında bulmuştur. on yedi yaşındayken onunla ilk kez tanıştığı geceyi anımsayan Kate, telefona giderken kendisini bekleyen felaket haberini aklının ucundan bile geçirmemektedir.

Küçük kızın tüm arzusu birisine ait olmaktı... Sevgi dolu bir yuvada gerçek bir aile özlemi çekiyordu. Ne yazık ki kader onu öksüz ve yetim bırakmıştı. Yeni yaşamında harika bir fırsat yakaladığı halde geçmişindeki karanlık sırlar onun peşini bırakmıyordu...

Brooke yetimdi. Yıllar önce kendini terk eden annesini de hemen hemen hiç tanımıyordu. Yeni ailesi ona yepyeni bir yaşam sundukları halde, kalbinin derinliklerinden yükselen uğursuz bir ses ona eskisinden daha yalnız olduğnu fısıldıyordu. Raven`e gelince o istenmeyen bir çocuktu. Annesi ondan nefret ediyordu. Bir kabus gibi karşısına dikilen yüz kızartıcı sırlar, onun gerçek bir yuvaya sahip olma özlemini de tehdit ediyordu.

Stephen King`in ilk romanı `Göz` 1974`de yayınlandıktan bir yıl sonra Amerika son askeri birliklerini de Vietnam`dan çekti. O günlerin savaş karşıtı protesto gösterilerinin görüntülerini on yıl boyunca TV ekranlarından silinmedi. Birbirine bağlı öyklerden oluşan King`in son romanı `Maça Kızı` 1960`la 1999 yılları arasını kapsamaktadır. Her öykünün temelinde altmışlı yılların ve Vietnam Savaşı`nın derin izleir yatmaktadır. Kitaba adını veren öykü bir grup kolej öğrencisinin tutkuyla bağlandıkları kağıt oyu

Hükmedenler Güney afrika`nın bağımsızlık savaşı sırasındaki çarpıcı olayları ve entrikaları dile getirmektedir. Bu hikâye, Lothar De La Ray`le Centaine`nin kavgasıdır. Centaine, altın madenlerinin bulunduğu servetine servet katmak, Lothar De La Ray ise geçmişte kaybettiklerini ele geçirmek için mücadele vermektedir. Hükmedenler Afrika`nın altın madenlerinden iktidarın gizli doruklarına, Berlin`den Sina ufuklarına dek koşanların öyküsüdür.

Olivia, günün birinde kız kardeşinin başını belaya sokacağını biliyordu. Ama felaketin gizli akıntılarının kudurgan bir sele dönüşeceğini asla tahmin edemezdi...

1667 yılında İngiltere ve Hollanda arasındaki deniz savaşı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Sir Francis Courtreney ve oğlu Hal, yönetimlerindeki savaş kalyonu ile Güney Afrika sahillerinde Uzak Doğu`dan dönmekte olan Hollanda`ya ait bir geminin yolunu gözlemektedirler. Çünkü bu gemi baharat ve kerestenin yanında çok miktarda altın yüklüdür... Bencil ve Yedinci Papirüs yazarı Wilbur Smith ihtiras, heyecan ve zafer öğelerini ustaca kullanarak okuyucusuna yine en iyisini sunuyor...

Logan ailesinin büyük kızları Laura, ikiz erkek kardeşi Caary`yle birlikte doğanın büyüsüne inanmakta ve zamanının çoğunu onunla denizde geçirmektedir. Aralarındaki bu çok özel ilişki okullarına yeni gelen Robert Royce adlı yakışıklı ve duyarlı delikanlı tarafından sarsılır. Laura ve Robert yaşayabilecekleri en temiz ve yoğun duygularının bir gün Büyükanne Olivia tarafından engelleneceğini bilmemektedir. Onlar için bu aşk sonun başlangıcı olacaktır.

Dr. Kay Scarpetta, cinayet seliliklerini yakarak ortadan kaldıran acımasız bir katille karşı karşıyaydı. Eski düşmanı Carrie Grethen`in de bir şekilde olayların içinde olduğunu öğrenen Scarpetta, bu işi geçmişle bir hesaplaşma olarak kabul etmekteydi. Zaman gitgide azalıyordu ve ölümün soğuk nefesi her geçen saniye daha da yakınlaşıyordu.

Nantucket`in soğuk sularında yatan Andrea Doria`yla beraber gömülen sırrı çok az kişi biliyordu. Bu sırrın ortaya çıkması, belki de dünya tarihinin yeniden yazılmasına neden olabilirdi. Kurt Austin ve yardımcısı Joe Zavala bu uğurda işlenen cinayetlerin nedenini ve tarihi gerçekleri ortaya çıkarmak için görevlendirilmişlerdi. Ancak karşılarında çok güçlü ve acımasız bir düşman vardı.

Gabriella küçük yaşlarda annesi tarafından bir manastıra bırakılmıştı. Geçen zaman içerisinde bir rahibe aşık olmuştu. Ancak Rahip Joe Tanrı`ya olan bağlılığı yüzünden intihar etmiş ve o da Gabriella`yı terk etmişti. Bütün bu yalnızlığın içerisinde karşısına ona destek olacak bir erkek çıkmıştı. Acaba bundan böyle şans yüzüne gülebilecek miydi?

DAN BROWN'IN TAHTINA EN BÜYÜK ADAY. MIRROR Irak Savaşı'nda Saddam'ın iktidardan düşürülmesiyle ülkede bir kaos yaşanmış, asayiş sağlanamadığı için müzeler yağmalanmaya başlamıştır. Bağdat Müzesi de bu yağmadan nasibini alır. Iraklı küçük bir çocuk, tesadüf eseri müzenin gizli bir bölümünde eski bir kil tablet bulur. Gerçek değerini bilmediği için tablet elden ele dolaşmaya başlar ve sonunda tarihi eser kaçakçılarının eline düşer. Bu arada, bir arkeoloji profesörü olan Shimon Guttman, tesadüfen ele geçirdiği

Alice aylar süren yurtdışı gezisinin ardından kısa bir süre önce Londraya geri dönmüştür. Babasının ölüm döşeğinde olduğu haberini oldukça geç alan Alice, ona veda edebilmek için tam zamanında ailesinin evine varır. Danielın yıllardır başını sokabileceği bir çatısı olmamıştır, ama Londradayken kendini, hiçbir tuğla ve harcın başaramayacağı bir biçimde evindeymiş gibi hissetmekte, günleri, hayatında hiç görmediği kızını aramakla geçmektedir... Ta ki o güne dek... Kaybedilip bulunana, bir yere kök salamamaya,

Dünya Jack Londonı, gerçek hayatında da nefes kesici maceralar yaşamış bir yazar olarak tanır. Ancak yaşamında yıllarca gizli kalmış, kendisinin bile yazıya dökemediği bazı dönemler olmuştur. İşte ürkütücü, esrarlı, tuhaf ve sihirli bu dönemler, Jack Londonın Gizemli Yolculuklarıdır. Jackle o daha on yedi yaşındayken, altın bulma ümidiyle binlerce erkek ve kadının peşinde Yukona giderken karşı- laşırız. Jack için bu yolculuk meydan okuma ve macera gibi başka hazinelerin vaadiyle de doludur. Ancak vahşi top

Sevgiye dörtelle sarılma, yaratıcılığın tehlikeleri, hafızanın esrarı, doğaüstünün doğası... Stephen King bizlere büyüleyici olduğu kadar ürkütücü bir roman sunuyor. Kötü talihi Edgar Freemantle´yi inşaat alanında yakalar. Üstüne düşen vinç sağ kolunu koparır, konuşma ve düşünme yetisini hasara uğratır. Mutlu evliliği aniden biter, nekahet dönemi karabasana dönüşür. Edgar kazadan sağ kurtulduğuna pişmandır. Coğrafi bir deği-şiklik yapıp çok uzaklara gitmesini öneren psikiyatrı, Neyin onu mutlu ettiğini,

Adam kaçırmalar, şiddet dolu mücadeleler, akla gelmedik bilimsel çalışmalar ve güzel kadınlarla bezeli ölümcül Kurt Austin macera-ları devam ediyor. Kutup Kayması, geçmişte birçok kez olan bir fenomene verilen isimdi. En düşük noktasında hayvanlar yönlerini şaşırır, elektrikli aletler bozulur. En yüksek noktasında ise büyük patlamalara, depremlere ve iklim değişikliklerine neden olur. Zirveye çıktığında tüm canlıları yok eder... Altmış yıl önce, eksantrik dâhi bir Macar bilim adamı yapay tetiklemeyle kutup