Çalışmamı hazırladığım dönemde kamu personelinin yaşadığı olaylar nedeniyle mesleki risk ilkesi kapsamında haklarının ne olduğu birçok kez tarafıma sorulmuştur. Bu bağlamda çalışma konumu belirlerken gerek kamu personelinin gerekse bu konuyu merak eden hukuk insanlarının bir nebze de olsa merakını gidermek adına bu çalışmayı hukuk camiasına kazandırmak istedim. Bu kitapta mesleki risk ilkesi; idarenin sorumluluğunun şartları, mevcut kanuni düzenlemeler ve yargı kararları çerçevesinde derinlemesine ele alınm

Elbirliği veya paylı mülkiyete tabi mal veya hakların paylaşımı söz konusu olduğunda ortaklar/paydaşlar arasında uyuşmazlık ortaya çıkabilmektedir. Günlük yaşamda bu uyuşmazlıklara sık rastlanmakta ve çözümü için hukuki yollara başvurulmaktadır. Paylaşma konusunda anlaşamayan ortakların/paydaşların uygulamada sıklıkla başvurdukları hukuki çözüm, ortaklığın giderilmesi davasıdır. Kitabımızda ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin teorik ve pratik bilgilere yer verilmiştir. Ortaklığın satış yoluyla giderilme

Eserde birbirlerine etkileri kaçınılmaz olan kamu ve özel hukuk disiplinlerinin kesiştiği alanların ortaya konulması ve üst norm olan Anayasa'nın bu disiplinlere olan etkilerinin vurgulanması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda gerek kamu gerek özel hukuk ve alt disiplinlerine farklı bir bakış açısından yaklaşma fırsatı sağlanarak, Anayasa'nın özel hukuka etkileri tüm yönleriyle ve uluslararası çerçevede tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, kitapta Anayasa ve temel hakların incelenmesi, Anayasa'nın

Teknolojinin gelişmesinin bir sonucu olarak hayatın hemen her alanında bilişim sistemlerinin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bireyler haberleşmelerinden alışverişlerine, araştırmalarından hastane randevularına kadar pek çok alanda bilişim sistemlerini kullanmakta ve bilgilerini bu sistemlerde saklamaktadır. Kamu ve özel sektör fark etmeksizin iş hayatının büyük çoğunluğunda da çalışmalar bilişim sistemleri üzerinden ilerletilmekte, içerikler buralara kaydolmaktadır. Söz konusu gelişmelerle sunulan bu imkanları

Gemi sahipleri bakımından gemilerinin güvenli limanlarda bulunması kadar durakladıkları limanlardan en iyi hizmeti alabilmelerini sağlayacak gemi acentelerinin varlığı da önem taşımaktadır. TTK'nın acentenin tanımına yer verdiği m. 102 f. 3, taşıma, deniz ticareti, sigorta, turizm gibi alanlara ilişkin özel düzenlemeler saklıdır, demek suretiyle gemi acentesine ilişkin özel düzenlemelerin yapılmasının önünü açmıştır. Türk hukukunda gemi acenteliğine ilişkin düzenleme kanun yerine gemi acenteleri hakkında çı

Kendisine irade atfettiğimiz “millet” topluluğu organik bir bütün müdür? Bir insan topluluğunun ortak iradesinin ortaya çıkardığı sonuç nedir? Milletin iradesine dayanan bir iktidar, yalnızca bu sayede meşru olabilir mi? İnsanlık tarihini mukaddesatın tarihinden ayrı okuyabilmek pek mümkün değil. Zira kişilere, sembollere, metalara ve kavramlara binlerce yıldır kutsiyet nispet eden insan toplulukları, bu kutsal değerler adına binlerce kez birbiri ile savaşarak içinde bulunduğumuz zaman dilimine vardı. Ve ni

Politik hukukbilim, hukuku insan deneyiminin ‘politik’ bir yönü olarak ele alan hukuk bilimi dalıdır. Hukukun, insan deneyiminin ‘politik’ kısmının bir veçhesi olarak anlaşılması gerektiğini iddia eder. Politik hukukçular, ne ütopist ne de evrensel bilgi arayışındaki filozoflardır; onlar politik düşünürlerdir; dünyayla, olduğu hâliyle çalışırlar. Politik hukukbilim, siyasi otoritenin nasıl oluşturulduğu sorusunun, hukuk düzeninin mahiyetini anlamanın anahtarı olduğunu savunur. Politik hukukbilim, Bodin’in 1

Mülteci Hukuku - Temel Kavramlar ve Mevzuat Uluslararası göç, sığınma ve iltica konuları her geçen gün bütün dünyada çok daha fazla ilgi çekmeye devam ediyor. Hem Avrupa’ya giden yolların üzerinde bulunması hem de çevre devletlerdeki savaş hâli, Türkiye’nin de gerek transit ülke gerekse hedef devlet olarak geçmişe oranla çok daha fazla göç, sığınma ve iltica olgusuyla karşılaşmasıyla sonuçlandı. Bu konular etrafındaki sorunların güncelliği ve önemi hem daha fazla uygulamacı ve araştırmacının hem de üniversi

Hukuk sadece mahkeme salonlarında ya da adliye koridorlarında karşımıza çıkmaz. Hukuk hayatımızın bir parçasıdır. Bu noktada haklarımızdan haberdar olmak da günlük yaşantımızı kolaylaştırmaktadır. Toplumsal bir sorun olan şiddetle mücadele ederken de şiddeti konuştuğumuz kadar kadınların hukuk düzeni içerisinde var olan yasal haklarından ve kadın erkek eşitliği ilkesinden bahsetmek gerekmektedir. Kadınların bu haklarından haberdar olması şiddetle mücadele yollarından birisidir. Çünkü bilgi güçtür, bilgi özg

Dini sembol ve kıyafetler hakkındaki tartışmalar bugün hala güncelliğini korumaktadır. Tartışmanın hukuk sahasında yer alan İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi'nin konu ile ilgili kararları bu çalışmanın odağında yer almaktadır. Türk hukuk öğretisinde başörtüsü, laiklik, zorunlu din dersleri ve dini azınlıklar gibi meselelere odaklanan pek çok eser bulunmaktadır. Fakat din ve inanç özgürlüğünün İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'ndeki formülasyonunu ve tatbikindeki sorunları, dini sembol ve kıyafetler ekseninde inc

Taşıma Hukuku Konferansları serisinin bu ikinci konferansı, 2 Haziran 2022 tarihinde "Uluslararası Deniz Taşımacılığında Güncel Gelişmeler" başlığıyla gerçekleştirilmiştir. Birbirinden değerli tebliğlerin yer aldığı bu konferansta deniz hukukuna dair birçok mesele, disiplinlerarası bir bakış açısıyla detaylıca ele alınmıştır. Üç tarafı denizlerle çevrili, Asya ve Avrupa'yı bağlayan Türkiye'nin jeopolitik önemi de dikkate alınarak nispeten düşük maliyetle taşıma yapılabilen deniz yolu taşımacılığının çeşitli

Hukuk ve Sinemanın Değerli Dostları, "Herkes için adalet" diyerek çıktığımız adalet yolunda, bilim ve sanat dünyalarının farklı görüş açılarını adalet ekseninde birleştiren festivalimizin sekizincisi 9-16 Kasım 2018 tarihleri arasında "Ceza Hukuku ve Sağlık Perspektifinden Uyuşturucu Sorunu" teması altında gerçekleştirildi. Festivalimizde bireylerin yanı sıra aile, çevre ve toplumun tamamını tehdit eden, ekonomik ve sosyal sıkıntılara neden olan, "Ceza Hukuku ve Sağlık Perspektifinden Uyuşturucu Sorunu" kon

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yüzüncü yılına özgülenen bu armağan kitap otuz iki yazarın bilimsel katkılarının ortak eseridir.Bu ortak eserde, TBMM’nin yüz yıllık birikimi siyaset bilimi,hukuk ve tarih disiplinlerinin yöntem ve yaklaşımlarıyla ele alınıyor. Katkı sunan yazarlar, farklı konu ve bakış açılarıyla Türkiye’deparlamentonun kurumsallaşmasını çözümlüyor, yorumluyor ve sorguluyorlar. Katkılar tarihsel, kuramsal, görgül ve normatif yöntemlerle TBMM’nin siyasal sistem, demokrasi,

“Suçluluğa karşı izlenecek politika konusunda son sözlerimiz şunlardır: Günümüzde de elbette “suç, sorundur. Ceza çözümdür. Ancak ceza verildiği zaman bir soruna dönüşmektedir.” (Didier Passion). Özellikle de özgürlüğün gereksiz yere ortadan kaldırılması durumunda bu sorunun dayanılamaz bir acıya dönüşeceği unutulmamalıdır. Bu yüzden vaktiyle Chataubriand, “özgürlük yoksa, dün¬yada hiçbir şey yoktur” demişti. Hiç kimseyi ötekileştirmeyen ve herkese ahlaka dayanan hakça bir demokratik düzende ve en gerçek

“Suça karşı tepkiler, devlet ve özellikle de Aydınlanma öncesi içgüdüsel ve abartılı iken daha sonra örgütlü ve ölçülü olmaya başlamıştır. Sorumluluk, önceleri nesnel ve ortaklaşa iken sonraları bireysel ve öznel olmaya başlamış, ceza bedensel olmaktan çıkıp özgürlüğü bağlayıcı ve/ya da malvarlığına yönelik olmaya başlamıştır. Barbar dönemlerin insana özgü öç anlayışına dayanan suç hukukundan dinsel dönemlerin suç hukukuna gelinmiş, daha sonraları ise, siyasal bir yaklaşımla suç siyaseti belirlenmeye başlan

“Dış dünyanın insana sunduğu olaylar ve nesneler geçidi, özneldir; dolayısıyla yetersiz, eksik, önyargılı, belirsiz ve şaşırtıcı sonuçlara gebe kaba, sığ ve yüzeysel bir bilgidir. Comte’un anlatımıyla tanrıbilimsel (teolojik), metafizik evrelerden bilimsel evreye geçiş, temellerini Eski Yunan mucizesinde bulur ve uzun bir sürecin sonucudur. Bu yüzden bilim ve/ya felsefe, sürekli bir arayışın ve değerlendir¬menin içinde olmuş; sürgit “doğru”nun ve “ger¬çe(kli)ğin ardından koşmuş; sorgulayıcı, düşünümlü olmuş

“İnsanlar arası ilişkileri düzenleyen bütün hukuk dalları gibi suç yargılama süreci hukuku da, hukukun önemli bir dalı, özellikle de yargılama süreci hukuklarının kendine özgü nitelikler sergileyen bir “kipi”dir. Gerçekten suç yargılama süreci hukuk dalı, temelleri ayrıntılarıyla görüleceği üzere, bütün yargılama süreci hukuku dalları içinde daha önce yaşanmış tarihsel gerçeği, olabildiğince canlı biçim¬de yeniden yaşatarak, bir başka anlatımla, yargıçlara somut (maddi) gerçeği yaşatarak doğruya yaslanan ya

“Suç hukukunda “hiç kimse düşüncesinden (cogito) dolayı cezalandırılamaz” (cogitationis poenam nemo patitur). Kısaca, hiç kimse ve hiçbir güç, bu arada hukuk, insanın beyninin ve yüreğinin içine giremez. Ulpianus’un bu ilkesi iki bin yılını doldurmuştur. Bu yüzden uygar dünyada suç ve suç yargılama hukukunun “cogito alanı”yla asla ilgilenmediği, pozitivistlerin de aynı görüşte olduğu, Eski TCY’nin kaynağı olan 1889 tarihli İtalyan CY’nin 1887 Zanardelli Raporu’nda suç hukukunun insanların iç dünyalarıyla u

Bu kitap, Hukuk Fakültesi birinci sınıf öğrencileri için hazırlanmış bir ders kitabıdır. Bundan önceki basılarda kitap sadece "Başlangıç Hükümleri" yer almakta idi. Bu yeni basıda kitaba "Kişiler Hukuku" kısmı da ilave edilmiş, böylece birinci yarıyılda öğretilen bütün konular incelenmiştir.