“Bizler nasıl bir umutsuzluk hastalığı kapmış olabiliriz?”
Gece Viyana’ya çökerken, hasta ve uykusuz Franz Ritter yatağında ngeçmişe savrulur: İstanbul, Halep, Şam ve Tahran yolculukları, belleğini dolduran sanatçılar, oryantalistler ve kâşifler… Ve tüm bu anıların
merkezinde, Avrupa ile Ortadoğu arasındaki gerilimin ortasında duran ulaşılmaz aşkı Sarah.
Pusula, belleğin ritmine kapılmış bir zihnin kıvrımlarında dolaşırken klasik müzikten tasavvuf ezgilerine, Goethe’den Arag ...