Yaşlısından gencine herkes teker teker geldi, köyün ortasına bırakılan kesik başa yaklaştı, bir yıl önce yakından gördükleri hükümdarlarına benzemediğini söyleyerek işin içinden sıyrılmaya çalıştılar. Akıllarını kurcalayan benzeyip benzememe tartışması çok kısa sürdü; merak, çok geçmeden yerini büyük bir korkuya bıraktı. Süleyman Çelebi´nin başını kesen genç adam kesik başın çevresini saranları yatıştırmaya çalıştı: ´Durun, beni dinleyin. Başını kestiğimiz hükümdar, artık hükümdar değil. Musa Çelebi´den kaçıyordu. Biz öldürmesek, Musa Çelebi´nin adamları yakalayıp öldürecekti!
(...)
´Köyün çevresini sarın!´ oldu ikinci emri Musa Çelebi´nin. ´Hükümdarlarının başını kesmeye cesaret eden bu köyü ateşe verin. Genç yaşlı ayırmadan öldürün hepsini. Köyde bir tek canlı kalmasın.´
(...)
Düğümcü köyünü saran sessizlik, damlardaki saman yığınlarının yanmaya başlamasıyla bozuldu. Alevler kapılara sıçradı; evlere, ahırlara girdi. Yeni tomurcuklanan ağaçları sardı. Köylüler saklandıkları yerlerden çıktı, kendilerinden önce dışarıya fırlayan hayvanlarla birlikte köyün dışına doğru kaçmaya çalıştılar. Köyden çıkabilenler oklandı, yaralı halde askerlerin beklediği yerlere ulaşabilenler kılıç ve gürz darbeleriyle can verdi!
Musa Çelebi, akşamın karanlığı bastırmak üzereyken gözlerini kırpmadan izlediği yangını ve gittikçe azalan çığlıkları arkasında bırakarak oradan ayrıldı.

Devamı
Format :Kitap
Barkod :9789759915612
Yayın Tarihi :2008-01-01
Yayın Dili :Türkçe
Baskı Sayısı :2.Baskı
Sayfa Sayısı :324
Kapak :Karton
Kağıt :2.Hamur
Boyut :140 X 230
Emeği Geçenler :
Yazar   : Namık Doymuş
Çevirmen   : Ayşe Çelem
Yazarın Diğer Eserleri
İlgili Eserler