Çocuk / insanla ilgili en çok cümlenin kurulduğu son dört
yüzyıla rağmen çocukluğun sorunları çözülememiştir.
Çözümsüzlüğe itilen dünya çocuk sarmalının birinci temel
nedeni modern Batı uygarlığı ise ikinci nedeni de bu
uygarlığın dışındaki kültür ve medeniyetlerin çocukla ilgili
iddialarını yitirmiş ya da suskunluk sarmalı içine girmiş
olmalarıdır.
Yaşadığımız dünya modern uygarlığın kuşatması altındadır
ve Batı dışı medeniyetler çocuk / insanla ilgili kültürel,
siyasi ve ekonomik savunma hattında ne bir dil
geliştirebildi ne de çocuk anlayışı ve algılarını
güncelleyebildiler... 21 Yüzyılda her medeniyetin önünde
üç aşama bulunuyor: Kültür ve medeniyet değerleri
yanında çocuğun evrensel gramerine-doğasına ve evrensel
doğrulara dayalı bir dilin geliştirilmesi. Hayat çemberi
içinde çocuğu tanımaya ve anlamaya yönelik yeni kuram ve
modellerin oluşturulması. Kendi kültür/medeniyeti
yanında bütün insanlığın sorunlarını çözmeye yönelik
düşünce be uygulama örneklerinin insanlığa sunulması.
Çocuk ve Hayat Çemberi, insanlığın karşı karşıya olduğu
büyük kriz karşısında bütün kültür ve medeniyetlerin
diyalog hâlinde, aile ve çocuğu merkeze alan çok boyutlu
savunma hattı kuramlarını öneriyor. Çocuk ve medeniyet
düşüncesi, çocuk ve kültür, değişen aile, çocuk ve çocukluk,
çocuk yoksulluğu, çocuk ve anayasa, zekâ ve yetenek
eğitimi, okuma kültürü ile çocuk ve medyanın çağımızdaki
bileşenlerinin ve görünümlerinin yorumlandığı bu kitap,
Türkiye ve dünya için yeni bir başlangıca yönelecekleri
çocuk ödevlerine çağırıyor.