Bir devrim geçiriyoruz. Nüfus hızla artıyor, gezegen giderek kentleşiyor, tıp daha önce iyileştiremediği hastalıkları iyileştiriyor, doksanlıklar paraşütle atlıyor, işadamları uzay gemisi sahibi oluyor, iklim değişiyor ve dünyadaki
bilgi Internet aracılığıyla herkese ulaşabiliyor.

Tüm bu nedenlerle geleceğin dünyasının nasıl görüneceğini bana söyleyeceğini umduğum bir yolculuğa çıkıyorum. Kanseri iyileştirebilecek miyiz? Biyoteknoloji devrimi nedir? Nihayet robotlar geliyor mu? Nano-teknoloji hakkında kopan bunca şamata neyin nesi? Internet toplumu şekillendirmeye nasıl devam edecek? Hızla artan bir nüfusla nasıl başa
çıkacağız? İklim gerçekten değişiyorsa bizi nasıl etkileyecek?

Yapabileceğimiz bir şey var mı? Uzaya mı gideceğiz? Teknoloji dostumuz mu olacak yoksa aramızdaki mesafe açılarak bizi şaşkın ve kafası karışmış bir halde mi bırakacak? Ve tüm bu sorulara verilecek yanıtlar nasıl bir araya gelerek yaşadığımız, çalıştığımız ve eğlendiğimiz formları değiştirecek? Soruların en kişisel ve en büyüğüne yanıt bulmak istiyorum, bu hepimizin
sorduğu bir sorudur: Sırada ne var? Ya da başka bir şekilde söylersek, ne kadar zamanım var? Geleceğim ne kadar sürecek?

Mark Stevenson dünyanın ünlü fütüristlerindendir. Bu keşif yolculuğu onu Oxford'a, sonsuza dek yaşamaya niyetli transhümanistlere; Boston'a, hissedebilen bir robota ve Outback'in en zeki çiftçilerinin yanına, Avustralya'ya götürmüştür. Mojave Çölü'nde uzay projelerini araştırmış, nanoteknolojiyle tanışmış, kişisel gen haritasını çıkarttırmış ve insan evriminin bir sonraki aşamasına göz atmıştır.