Beklentiler çelişkisi hıçkırıklar içinde mi uyanacağız her zaman uykularımızdan?
Akıllardaki iç sesler daha mı fazla bağıracak vicdanlardakinden?
Dostluklardan başlayarak, tüm sevdiklerimize sıçrayarak, büyük ayrılıkların eşiğinde ölümcül bir hasta gibi mi hissedeceğiz kendimizi?
Bireysel çelişkinin toplumsal çözümü eşitlik hayal mi olacak; Eşitsizlikler, korkunç bir ateş gibi, bütün sinekleri etrafına mı toplayacak hep?
Tersine gidiş yaşayan uygarlıklar(!) gibi karanlığa mahkûm mu olacak insanoğlu? Bencillikler dünyası, insanoğlunun özgür ruhunu varsıllar ve varsıllık hayali kuranlarla kendinde mi tutacak böyle?
Ucuz çözülüşüne yandaş arayan korkaklar gibi sineye mi çekeceğiz biz de bunu?
Önyargılı bir ideoloji gibi gerçeklerden mi kaçacağız sürekli? Bir vahşiye ait azı dişin sertliği, altın kalpleri çizmeye yetecek mi eskiden olduğu gibi?
Bütün olumsuzluklar ve yanlışlıklar böyle gelmiş böyle gidecek mi yine?
Aşktan sevgi, sevgiden aşk çıkarsamayı ihmal mi edeceğiz çoğu zaman?
Gücün ihtiraslı lezzetinden tatmak, yaşamanın kanunu mu olacak?
Sistemin vehim kurbanı paranoyaklar gibi, yakınlarımızdan da mı kuşkulanacağız?
Hırçın denizleri de mi prozac ile sakinleştirmeye çalışacağız...