İnsanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip bulunan mülkiyet konusu, tarihin her döneminde aktüel değerini korumuştur. Bu açıdan sanayi devrimiyle başlayan ve tek tek ülkelere ve topyekun dünyaya birkaç büyük şirketin hakimiyet kurmasıyla sonuçlanan son iki asırda mülkiyet meselesi, bir yandan tür, diğer yandan da fonksiyon açısından yoğun tartışmalara konu olmuş, insanlık; biri bireye ve mutlak ferdi hürriyetlere dayalı kapitalist, diğeri ise toplumu ve devleti esas alan sosyalist iki akımla/sistemle tanışmıştır. Bugün itibariyle gelinen son noktada mülkiyet hakkı, temel insan haklarından kabul edilmekte, uluslar arası sözleşmelerle güvence altına alınmış bulunmaktadır. Bunun yanında özel mülkiyet, mutlak bir hak olarak görülmemekte, toplumsal ödevleri de bulunan ve kamu yararına sınırlandırılmış bir hak olarak kabul edilmektedir.
İslam hukukunda ise, bireylerin mülkiyet hakkı, fıtri bir ihtiyaç olarak görülmüş, bir müessese olarak benimsenmiş, her türlü haksız tecavüz karşısında hukuki güvenceye alınmıştır...
Yayımladığı akademik kitaplarla dikkatleri üzerinde toplayan Yediveren Yayınları bu kez de İslam hukukunda özel mülkiyet meselesini ele alan İslam Hukukunda Özel Mülkiyet ve Sınırlamaları adlı kitabı okurlarıyla buluşturuyor.
Kitap, İslam Hukukunda mülkiyetin kullanım ve tasarruf hakkının bir takım sınırlamaları var mıdır ve değişen zaman ve şartlara göre bir takım ilave sınırlamalar getirilebilir mi sorularına cevap arıyor.
Kitap dört bölümden oluşuyor. Birinci bölümde yazar, Mülkiyet Kavramları ve Temel Bilgiler konusunu ele alıyor. İkinci bölümde İslam Hukuk Doktrininde Özel Mülkte Tasarruf konusuna değiniyor. Üçüncü ve dördüncü bölümlerde yazar, sınırlamalar konusunu ele alıyor. Bu bölümlerin başlıkları; Fert Yararına Sınırlamalar ve Kamu Yararına Sınırlamalar.