" Senin bildiğin bir şey yok. Başladığın yere geri dönmüşsün."
*Erkekleri "kalemleri", kadınlarıysa "kimlikleri" üzerinden sunan medya...
*Türkiye´de medya ne yaparken ne yaparmış gibi görünür?
* Komplo teorileri Türkiye´de kimin ne işine yarıyor, kimleri muhatap alıyor?
*Günlük hayat ve zihinler üzerinde yap-boz etkisini taşıyan güç odakları ya da araçları işini nasıl icra ediyor?
* Rating lokomotifleri nasıl çalıştırılıyor ve neyle yürütülüyor?
Daha önce "Hiçbiryer" ve "Uzak Ülke" gibi karakter romanlarıyla okurunun gönlünü fetheden Fatma K. Barbarosoğlu "Medyasenfoni" ile senaryoların girdabında bir Türkiye romanıyla çıkıyor karşımıza. Zaman zaman sıkı bir dedektiflik romanı zaman zaman soluk soluğa okuyacağınız bir komplo teorisine dönüşen Medyasenfoni proje kadın yazarları, bir örgütün kuklası olmuş yayın yönetmenleriyle kurgu mühendislerinin insafına teslim olmuş bir Türkiye portesi çiziyor.
Hrank Dink cinayetinden reyting almak için çirkin erkeklerin yanına konan güzel kadınlara; gay ama muhafazakar modacılara; spor akademilerine yerleştirilen; mayo giyen ama başörtülerini çıkarmayan genç kızlara; türbanlı dansözlere; bir belgesel marifetiyle azizeye dönüşen porno yıldızına hem tanıdık hem acayip bir ülke portresi resmediyor.
Barbarosoğlu Medyasenfoni ile Türkiye´nin paranoya damarlarını ortaya çıkarıyor.
Kitaptan:
… Başörtülü kesimden bir özne yaratmak amacımız. İslami kesime dair haber yapmak çok ses getiriyor. Bir dergide iki bayan arkadaş çarşaf giyip olmadık mekânlara gitmişler. Barlara, buz pateni yapmaya filan. Acayip bir haber olmuştu…
…Halan sıkı sıkı giyinmişti. Evladım dedim siz Cumhuriyet Türkiye´sinin sahiplerisiniz. Belki bu genç hanım bizi tutucu zannediyor. Onun için böyle saklı gizli kıyafetlere bürünüyor.
… Günah bir elbise değildir zaten. Günah bir deridir. Kim derisini çıkarabiliyor ki! Onun için saklanır günah. Kat kat saklanır…