Antikçağ’dan bugüne, toplumsal hayatla ilgili problemlere bir çözüm arayışı olarak ortaya çıkan siyaset felsefesi; insanın iyi hayat, iyi toplum ve iyi siyaset idealinin peşinden koşmasını ve bu idealden vazgeçmemesini isteyen, doğal ve rasyonel bir araştırma dalı. Türkiye’de üzerine pek kafa yorulmayan bir konu. Bir taraftan “hukuk devleti” istenilecek diğer taraftan da siyaset felsefesiyle ilgilenilmeyecek. Bunu izah etmek oldukça güçtür.
Bu çalışmada; Platon, Aristoteles, Farabî, İbn Haldun, İmam Maverdî, Karl Marx gibi düşünürlerin siyaset felsefeleri ele alınıyor ve sağlıklı siyasetin hangi zeminlerde kurulabileceği tartışılıyor.
Birçok felsefe tarihi yazarı ısrarla felsefe “Varlık Nedir?”, “Bilgi Nedir?” gibi metafizikî, epistemolojik sorularla başlar diyor. Halbuki bu tür sorular, hiçbir zaman insanı birinci dereceden ilgilendiren sorular olmamıştır. Aksine elinizdeki kitap düşünebilen her insan için birinci dereceden sorular hep; “İyi hayat nedir?”, “İyi hayat nasıl elde edilir?”, “İyi bir hayat için, iyi toplum ve iyi bir devlet ne şekilde kurulabilir?” biçimindeki sorulara cevap aramaya çalışıyor.
Alışılagelmişin dışında sadece Batı siyaset felsefesini değil, karşılaştırmalı olarak İslâm siyaset felsefesini de konu edinen bu kitap, önemli bir boşluğu doldurmaya aday...