Yanlış bilgilerin gürültüsünde doğru bilgilerin sesini duyurmasının zorluğu tarih boyunca tecrübe edilmiştir. Doğru olmayan bilgilerin toplumun bir kısmını ikna etmeye yönelik televizyon, gazete, dergi, broşür, tiyatro, makale ya da sosyal medya paylaşımı ile dolaşıma sokulduğu görülmektedir. Terör örgütleri de bu bilgi karmaşasından faydalanarak şiddet içersin içermesin tüm faaliyetlerini topluma duyurmak arzusu içerisindedir. Bu arzu toplumun bir kesimini korkutmayı ve sindirmeyi hedeflemesinin yanı sıra bir kesimi üzerinde de meşruiyet sağlama, sempati toplama amacına matuftur. Zira terör örgütleri insan kaynağı ve halkın bir kesiminin desteği olmadan varlıklarını devam ettiremez. Terör örgütüne üye olan ya da olmayan ancak örgüte sempati duyan kimselerin örgütün ideolojisini, amaçlarını ve faaliyetlerini (şiddet içeren ya da içermeyen) başkalarına benimsetme eylemleri, kavram olarak terör örgütü propagandasını oluşturur. Türk Hukuku açısından ise terör örgütü propagandası suçunu terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren eylemlerini meşru gösteren, öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eden şekilde propagandasını yapmak oluşturur. Toplumun ve devletin güvenlik kaygıları karşısında insanın temel haklarından biri olan ifade özgürlüğünün nasıl sınırlandırılacağı, bu sınırlandırmanın gerçekten toplumsal bir ihtiyaca karşılık gelip gelmediği, demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığı, hangi ifadelerin terör örgütü propagandası mahiyetinde hangi ifadelerin Türk Ceza Kanununda yer alan diğer suçları oluşturacağı hangi ifadelerin ise haber verme ve düşünce açıklaması çerçevesinde kalacağı hususlarının somut olay özelinde tartışılarak bir sonuca varılması gereken hassas noktalar olduğunu ifade etmek gerekmektedir. Doktrinde terör örgütünün propagandasını yapmak suçu olarak ifade edilen bu suçu çalışmamız kapsamında Türkçe’ye daha uygun olduğu kanaatiyle terör örgütü propagandası suçu olarak belirlemiş bulunmaktayız. Nitekim Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi de kararlarında suç türü olarak terör örgütü propagandası yapmak olarak suç nitelendirmesinde bulunmaktadır.Bu nedenlerle çalışmanın ilk bölümünde terör ve terörizm kavramlarının uluslararası toplumda nasıl karşılandığı ve terörizm ile mücadelede oluşturulan uluslararası mevzuatın kapsamına değinilmiştir. Türk Hukukunda suç örgütleri ve terör örgütlerinin düzenleniş şekline ilişkin çalışma kapsamında bilgiler sunulmuştur. Propagandanın ne olduğu ve terör örgütü propagandasının toplum üzerindeki tehlikesi açıklanmaya gayret edilerek söz konusu propaganda faaliyetlerinin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliği ve kamu düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi gibi ifade özgürlüğünün sınırlandırılması nedenleri karşısında ne kadar korunabileceği ve bu yöndeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile Türk Anayasa Mahkemesi kararları analiz edilmiştir.İkinci bölümde ise terör örgütü propagandası suç tipinin Yargıtay kararları ışığında ve suç teorisi çerçevesinde analizi yapılarak Türk Ceza Kanununda düzenlenen benzer mahiyetteki suçlardan farkı incelenmiştir. Çalışmanın sonuç bölümünde ise bu suça ilişkin kanunda yapılacak değişikliklere dair öneriler ile uygulamaya ilişkin eleştirilere yer verilmiştir.