Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 128 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Şiir bazen öyle bir gelir ki hayatın tüm renkleri ve sesleri sizi huzurun kapısında karşılar. Şiirin bir duygu olduğu kadar duyuş olduğunu da anlarsınız o zaman. Şiiri okurken bir ritim de sizi kendine çağırıyorsa içinize dokunan bir kurgu dize dize ruhuna sesleniyor diyebiliriz. Sıddıka Zeynep Bozkuş'un şiirleri hayatın nefes alıp verdiği bir canlılığa sahip. Bir öyküsü, sesi ve daveti olan bu şiirşer özgün imgeleriyle günümüz şiirinin tüm parçalarını temsil ediyor. Bir uğultuyla çat kapı gelen, biraz mav
120 TL.
Tükendi
Son Olmasın. Sonu olmaz bu nevi güzellemelerin. Fermandır, ol Sultan'dan. Kelam-ı Kadim'in yurduna varayım, huzur vakti. Durayım. Susayım. Açayım ve okuyayım Mushaf-ı Şerif'ten. Allah, bize kafidir! Başa döneyim sonra. Son Olmasın'a. Kerbela'ya düşmek gibi bir gönle girmek. Muharrem'i yaşamak gibi. Vurulması gibi bir ceylanın gözlerinden. Vuruldukça gençleşmesi, güzelleşmesi gibi Züleyha'nın. Sızlayan yaraların şifa bulması gibi e's sükun ile, sözsüz ahitleşmeyle. Bazen, bir cümledir işte! Öylesine bir cüml
120 TL.
Tükendi
Ve nedensiz yıl dönümleri De tayinleyebilmek için Yaptım bu kâğıttan evi Karanlık odalarda Tab edilen fotoğraflar gibi Gerçek bir esrimenin Fitilini tutuşturan Rüya kuşları Gezinsin diye içinde Ki yaşamı bir parça Ölümle yenilemektir bu Ruhumu iliştirip Bir bulutun kancasına Hiç görmediğim Yerler gezdirecek
120 TL.
Tükendi
Eğitim, bir gence ders kitaplarındaki bilgileri anlatıp belletmekle gerçekleşmiş olmuyordu. Bu, eğitimin başlama noktasıydı. Onlara karşı asıl görevse bundan sonra başlıyordu, Toplumun bizden beklediği kendi hassasiyetlerinin genç nesillere de aktarılması ve belletilmesiydi. Adı üstünde 'millî eğitim' bunu gerektiriyordu. Toplumun tanınması, anlaşılması, gönlünde yatan aslanın, genç nesillerin gönüllerinde de taht kurması için çok önemliydi. Bunun gerçekleşmesi için de toplumla aynı telden çalmak, aynı hava
160 TL.
Tükendi
Bir nefes daha çektim kefeni Kara toprağa salıverdim Görmezsin, duymazsın her halin belli Sen bir makinesin Bense yüreği olan adam
120 TL.
Tükendi
Aile büyüklerimiz, bizi hep çocuk gözüyle baktılar öyle değil mi? Biz çocuklar aile büyüklerimizden gördüklerimizi yapmayı özendik. İşittikle- rimizi söylemeyi benimsedik. Büyüklerimiz gibi davranmaya gayret ettik. Bazılarında başımız okşandı, bazıların da ise kızıldık, uyarıldık, tembih edildik bir daha tekrar yapmamamız için... Unuttukları bir şey olduğunu düşünüyorum. Bizi çocuk diye önemsemeyip, bize zarar veren söz ve davranışlarda bulunmaları... Bizim her şeyi kaydettig
120 TL.
Tükendi
Beni en çok uyumak tedirgin eder Karanlık bürüyünce ıssız koyları Kafamda halledilmemiş yığınla mesele... Ve en çok ötmesi kuşların Kışın soğuğunda uçamamış Sığınacak yer edinme çabasında... Ve dalgaları denizin lodosta Tüm hortlakları takmış peşine Kimi çengel kollu kimi sakallı... Çocuklar tedirgin ediyor beni Yok mu üstünü örtecek biri? Öylesine masum, kıvrılmış köşede...
120 TL.
Tükendi
Geçtiğimiz yılın son aylarında birkaç kavramla tanıştık: Covid-19, korona virüs ve pandemi... Esasen bu kavramlar vardı; ama kullanımda olmadığı için bizim gündemimizde yoktu. Küresel dünya ve küresel salgın... Okullar tatil edildi, uzaktan eğitim, sekron ve asekron eğitim gibi kavramlarla bu sebeple daha çok yüzleşmeye başladık. Salgın, sadece sağlığı değil, eğitim başta olmak üzere bütün bir hayatı etkisi altına aldı. Kuşe-i Uzlet: Karantina Günlüğü, yazarın karantina dönemlerinde tuttuğu günlüklerden olu
120 TL.
Tükendi
Âdem, Var olan Âdem, Hayat, Âdem, mutluluk, Âdem tövbe, Âdem, Eşref-i mahlukat demek. Âdem, Havva demek, Âdem, Hâbil demek, Kâbil demek Âdem, Vatan özlemi demek. Hani cennette yaşıyorlardı ya Havva ile beraber Yiyin, için, gezin, dolaşın. Ama şu ağaca dokunmayın, Denmişti ya onlara, Şeytan da onları Kandırmıştı ya, Şeytan onları nasıl kandırdı? Onları isyana nasıl sürükledi? Ölümsüz olma vaadiyle tabii ki!
95 TL.
Tükendi
Ne yapmıştım şu gökyüzüne, bilseydim neden başucumda bu üzgün cellat bekler ziyanı yok aslında bakmayın öyle merakıma gökler için çırpınan bir sade canım iyi hatırlayacaklardır yalan dünyada gün görenler sema maviydi önceden çoğu zaman ve yavrular korkmazdı eskiden baktıkça göğe, niye anlamazlar bunu dinleyenler niye inanmazlar ki saygın bir kuşun sözüne... bir kural yok ya kara bulutlar delinmez diye nefes almaya geçiyorduk aradan daraldıkça bilmezdim dinamit koyduğumu farkında olmadan çağdaşlık temeline,
120 TL.
Tükendi
Şu göklerde oynaşan balıklar Kasırgalı günlerde sökerken balkonumuzu Biz en son o zaman bakmıştık babamla Aynı balkondan aynı gökyüzüne Siyah ve çatık kaşlı bulutlardı Uçurmasın diye beni rüzgar Uçtu babam
120 TL.
Tükendi
Mute harbinde şehit olan Cafer Bin Ebu Talip gibi kolları, ayakları kopmuş, o güzel yüzü parçalanmıştı. Kerbela'da Hazreti Hüseyin'in safındaki yiğitler gibi tek başına meydanda destanını yazmıştı. Delikanlı şehadete koşarken adeta şunları haykırıyordu: -Ey dünya, ey kainat sana meydan okuyorum. Ne yapabilirsiniz ki canımı almaktan başka? Ben zaten canımı Allah için vermeye and içmişken beni nasıl korkutabilirsiniz ki? Şu asfaltta akıttığınız kanım benim için dünyanın en büyük zaferidir. Beni öldürebilece
35 TL.
Tükendi
Ey Yolcu. Ne Züleyha'yı kına, ne Yusuf'un iffetini yok say. Bil ki, Yusuf'un mintanını yırtan aşk, kendini yok ederek bu öyküyü yazdırdı. Kutsal gerçeklerini bir yalana değiştirmesen, tanrıya verdiğin yakarışı büyü bozulduktan sonra değiştirmek zorunda kalmazsın! Ey Yolcu. Bir dost kaybetmek, acının ve yalnızlığın en derini olmalı. Bir ikinci kendini kaybetmenin hüznü olmalı. Felek yanlışımızı yüzümüze vurduğunda, insanlığın derin pişmanlığı bizi sarmadan kapıyı çarpmadan gitmeli, dönmek istediğimizde o kap
120 TL.
Tükendi
Seni aklıma düşüren Hayallerimin iz düşümüydü Asılsız ihbarlar sonucuydu Kendimi sağa sola vuruşlarım Bir leyla gülüşüydü Seni görebilmek Sırtımı koca Nemruda dayamış Güneşin leziz gelişini seyredebilmekti İçimdeki sancılar Bir psikiyatriye muhtaçtı
120 TL.
Tükendi
Masamın üzerinde özenle yerini korumaya çalışan kurumuş güllerin kahverengine saldırmış ve dokundukça çıtır çıtır seslere boğulan yaprakları yorulmuş. Bu yapraklara ben ne zaman baksam, yorgunluktan eğilen kafalarını kaldırabilecek bir mevsim bulamayınca bana hiç bakmadılar. Her şey yoruluyor. Güller de yorulur. Günlerin yorulduğu gibi. Her akşam, güneşin evini barkını toplayıp grilerin arkasına göç etmesi gibi yoruluyoruz. Herkes birbirini yoruyor. Sen beni yoruyorsun, o seni yoruyor, ben kendimi yoruyorum
120 TL.
Tükendi
Kanallara hapsedilen bir ırmağın Düşünü hayra yormak düştüğünden beri payima Çok okuyup az yazdım. Okudum. Yoruldum. Okudum. Yoğurdum kendimi. Sessizce içime aktı ırmaklar. Bu yüzden dilim lal gözlerim mahzun. Konuştum. Ama hal diliyle. Sesimi çok az yürek duydu. İçim kalabalıklar içinde bir tenhayken Yudum yudum çoğalttım hüznü.
150 TL.
Tükendi
Hey, çocuklar! Benim dev bir aynam var. Bakmak ister misiniz? öyle bildiğiniz aynalardan değil hemen burun kıvırmayın. Kendinizi nasıl görmek istiyorsa biz öyle görebilirsiniz. Diyelim ki kendini prenses gibi görmek istiyorsun ya da güçlü bir kahraman gibi. İşte, doğru yerdesin! Kimimiz kısa boyluyuz kimimiz bok uzun boylu. Kimimiz biraz şişmanız kimimiz ise çok zayıf. Bazen aynada kendimize bakarken kendimizi değersiz hissediyoruz, değil mi? İşte bu kitaptaki çocukların maceralarına ortak olursan aslında
95 TL.
Tükendi
Malatya caddelerinin en güzel arabası senindi.. Lüks ve pahalı arabalardan daha özeldi senin araban.. Çünkü mutluluğu yaşamış ve yaşatmıştın koca bir şehre.. Kaç kişi çıkar şu koca dünyada sonunun kendisine bağlı olduğu oyunu mutlu sonla bitirmek. Ve koca bir şehrin kalbinde yer bırakarak gitmek.. Yıllarca koca bir şehrin cadde ve sokaklarında denetim ve gücüne güvenerek tur atma cesaretini kim gösterebilirdi. Ama sen hem bu cesareti göstermiş hem de o değnek arabanla gerçek mutluluğu bulmuştum.. Yüzünden m
120 TL.
Tükendi
Kırmızı gül, ak gül, hiç kalır senin yanında. Hiçbiri senin kadar güzel kokmaz. Sen içimde bir sancısın. Olmuyor efendim olmuyor. Hep Mustafa'ya benziyor. Hep onun şiirlerine benziyor. Ulan Azime, bir şair olsaydım, bana da bir ilham gelseydi, neler neler döktürürdüm sana be! Şiirler yazardım. Adının harfleriyle şiirler yazardım, defter defter sana. Azime'nin avlusunda kuyu var. Azime'nin türlü türlü huyu var. Evlerinin önünde çam ağaçları. Kumru kuşları da amanın, kumru kuşları. Bak gene olmadı işt
120 TL.
Tükendi
mor bir nefestir yandıkça mum ağlayan bir yetimdir ellerinde ateş mevsim intizar, mevsim taşları yiyen dev bir ölünün cebinde kalan keder hatırlatıyor bana takvim yapraklarını ey sesimi sesine bastıran hüzün aydım, taşları yedim parmaklarımı kıran yabani rüzgar tutuşturulmuş hoyrat dal uçlarımı! yol bilmezim, içimdeki taşları bir bir ayıklayan giz her bir yıl, başka bir yola döşer sancısını ve yarım kaldı mı ay, yarım kaldı mı güneş şiirsiz kalır şehir, dumansız kalır ateş
120 TL.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 128 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2