Bir zamanlar Balgat… Daha dün gibi hatırlıyorum. Balgat neydi öyle tarla tapandı ama çok güzeldi. Bahçelievler son durağından eve doğru yürüdüğüm günlerde burnuma mis gibi inek, tezek kokuları gelirdi. Yollar toprak ve tozluydu, ham yol derler ya hani işte öyle. Balgat’a 1955’te taşınmıştık. Babam şimdiki lisenin yerini ev yaptırmak için satın almış o zamanlar metrekaresi 2.5-5 Lira falan, hep ben Yapı Meslek Lisesinin ilk sınıflarındaydım, okula giderken öncelikle Bahçelievler son durağına yürür, sonra

“Ön Sözlerim” adlı bu çalışma, yayınlanmış 37 kitabımın ön sözlerinden oluşmuş bir kitaptır ki galiba bir ilktir. Oluşturulması bakımından benzersiz olan bu kitabın içeriği nasıldır? İşin püf noktası burada. Ve ben bu konuda, okuyucularımızı yanıltmamak için, “Öyle ahım şahım bir içerik yok” diyorum. Yine, Cemal Süreya’nın “Ben sana kızsam kendime küserim…” sözünden hareketle diyorum ki: Ben okuyucularımı yanıltsam kendime küserim. Okuyucu kitabı, içindekilerini bile bile satın alırsa, o kitapta

Bu kitapta yazılar senin hayal ettiğin gibidir. Evet, dünyada hiçbir şey abes yaratılmadığı gibi bu kitaba da abes bir yazı konmamıştır. Bunları istediğin gibi oku. Tadını çıkara çıkara oku. Tabii, arada bir dinlenin; ama keyfiniz hiç bozulmasın; bir de prensibiniz… Ne demiştik ta başında? Okuduktan sonra düşünecektik. Öyle azıcık değil, tam bir bilinçlikle… Güncelleyerek tefekkür ediniz. Ve de unutmayınız ki buradaki metinleri siz yaratacaksınız. Bütün sorumluluk sizde. Güzel çirkin, iyi kötü, tutarlı tuta

Böyle olmaz. Okuyucu kendini engelli koşu yarışında hissediyor. Her seferinde böyle uzun, böyle karışık yazmama bir mazeret bulduk; bir kılıf hazırladık. Yazdıklarımızı hiç düzeltme gereği bile duymadık. Artısıyla eksisiyle, tatlısıyla ekşisiyle vb “işte ben buyum” dedim. Siz ne diyorsunuz? Çok şey yazıp hiçbir şey yazmamak bu mudur? Kitabın adını da özellikle DEFOLU YAZILAR koydum ki kimse hayal kırıklığına uğramasın. Tabii ben de mahcup olmaktan kurtarayım. Öyle ya kendin seçtin kendin buldun, “kendin ett

Vecizeler (Özdeyişler) vitaminlere benzetilebilir. Vitaminlerin besin kaynaklarından doğal olarak alınması esastır. Ama ihtiyaç durumunda tablet olarak da alınıyorlar. 372 ünlünün 537 vecize konularına göre alfabetik sıraya konuldu. Ayrıca 372 ünlüyle ilgili dizin düzenlendi. Emek sarf edilerek yapılan bu çalışma bir ilktir. Okuyuculara yararlı olacağı unutulmaktadır.

“Michelangelo’ya, öyle güzel heykelleri nasıl yaptığını sorarlar, Michelangelo şöyle cevap verir: “Heykeller zaten taşın içinde, ben sadece fazlalıklarını atıyorum”. Michelangelo’nun bu cümlesi ile ne demek istediğini ayrı bir çalışma konusu yaparız. Şimdi bu benzetmeden hareketle okuyuculardan istediğimiz şudur? Hiçbir eserde görülmemiş “Sabahattin Ali Mozayığı” bu eserin içindedir. Siz sadece fazlalıkları atıverin. Hani dedim ya cümleleri de paragrafları da aynen aldım. Bu yüzden tekrarlar oldu. Bir

Şimdi, “Açıl susam açıl!” diyerek; ama öylesine değil Kırk Harami Masalı’ndaki Ali Baba gibi gönülden diyerek içeri girin ve hâzineden alabildiğiniz kadar alın. Ama içeride kalma tehlikesinin olduğunu da unutmayınız… Allah büyük Allah Ne kapılar açar Allah Sevmek tek anahtar Bu da geçer evelallah Murat Başaran – (Sabır) Dikkat ettiniz mi? Başaran “sevmek” ve “sabır”ın tek anahtar olduğunu söylüyor. Sabahattin’i gerçekten seviyorsanız ve de sabrınıza güveniyorsanız kitap yapraklarını çevirmeye başl

2014 YILINDA LİSANS EĞİTİMİNİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ALMANCA ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜNÜ ONUR ÖĞRENCİSİ OLARAK TAMAMLADI. 2019 YILINDA YÜKSEK LİSANS EĞİTİMİNİ, YENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI, SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI’NDA “ARAP BAHARINDA TUNUSLU KADINLARIN ROLLERİNİN VE KAZANIMLARININ İNCELENMESİ” İSİMLİ TEZİYLE, BÖLÜM BİRİNCİSİ OLARAK, 3,95 ORTALAMAYLA YÜKSEK ONUR ÖĞRENCİSİ OLARAK TAMAMLADI. ORTAY, 2021’DE YENİ Y

“İlk iki kitabı Aheste Beste ve Platon’un Görüşü ve Kitap Notları kitaplarını inceledim. Yeryüzü ve İnsanı Anlama Yolculuğu adlı çalışmasını daha başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Üslubu, lisanı, kavram derinliği daha sürükleyici bir okuma isteğini sürdürebiliyor.” Prof. Dr. Mehmet Erdaş/Akademisyen “Yunus Emre Yücebaş, kendi yaşanmışlıkları ışığında okumalarını harmanlayarak yazıya dönüştürüyor. Yazılarında yaşanmışlıklarının kökenlerini aramaya çalışırken olayları felsefi bağlamda da tartışıyor. Kend

Elinizdeki kitap, tamamı yeni nesil sorulardan hazırlanmış ÖSYM tarzı 15 adet paragraf denemesi içermektedir. Son yıllarda önemi iyice artan paragraf soruları artık tüm sınavlarda belirleyici sorular olarak karşımıza çıkıyor. Denemeleri çözmeye başlamadan önce her biri anahtar rolündeki çözüm taktiklerine, sınavlarda en çok çıkan kelimelere ve özet ipucu bilgilerine göz atmanızı tavsiye ediyoruz. Kitabın sonunda yer alan süreli hız denemeleri ise paragraf konusunda belirli seviyeye gelen öğrencilere özel ha

“Nereye gitsen bu kent, Seni peşinden izler.” der Metin Altıok. Evet, her gezi, içimizdeki o benzersiz dünyaları keşfetme yolculuğudur. Gidilen yer, karşı dağın arkası olsa da… Bu kitapta, yaptığım yolculukların öyküsü var; çocukluğumdan, o antik soluğumdan aldığım güçle, zamanın samanyoluna anılar döke döke… Yolumun düştüğü 42 farklı mekânın. Mitolojisi, tarihi, şiiri, edebiyatıyla…42 uygarlık 3000 antik kenti esenleyen “Anadolu Medeniyetleri Müzesi”den Urfa Arkeoloji Müzesi’ne…Zamanın hiçbir şeyi yads

Korku ve Umut: Bunlar, insan ırkına hükmeden ve devrimcilerin uğraşmak zorunda olduğu iki büyük tutkunun isimleridir. Ezilenlerin çoğuna umut vermek ve az sayıdaki zalime korku salmak, bu bizim işimiz. İlkini yapar ve çoğunluğa umut verirsek azınlığın onların umutlarından korkması gerekecektir; aksi takdirde onları korkutmak istemeyiz. Yoksul insanlar için istediğimiz intikam değil, mutluluktur. Gerçekten de yoksulların binlerce yıl boyunca çektiği acılar için nasıl bir intikam alınabilir?

"En basit tanımıyla tabakat, herhangi bir sanat alanı veya ilim dalıyla ilgilenen bir grup insanı, aralarındaki ortak özelliklere dayanarak bir takım kriterlere göre sınıflandıran eserlerin genel adı olup ünlü kişilerin hayatlarını ve yapıtlarını tanıtma amacı taşıyan biyografi metinlerinin bir türüdür. Tabakatüş Şuara kavramı ise eski dönemlerde yaşamış bir şairin veya edebiyatçının hayatına dair bilgilerin verildiği, edebi eserlerden anektodlar şeklinde örneklerin sunulduğu bir yazı türü, aynı zamanda

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinde derinlemesine okumalara/yorumlara imkân tanıyan önemli şairlerden birisidir Behçet Necatigil. Gerek şiirlerindeki biçim denemeleri gerekse tematik düzlemdeki çeşitli kaynakların oluşturduğu geniş çerçeve, şiirlerinin birçok açıdan ele alınmasını kolaylaştırmıştır. Bugüne kadar hem akademik çalışmalarda hem de popüler edebiyat ortamındaki deneme ve eleştiri yazılarında yapılan değerlendirmelerin hacmi, bu durumu açıkça ortaya koyar. Çok yönlü oluşun bir sonucu olarak Neca

Bir yandan siyasi darbelerle her türlü ideolojinin kısıtlandığı, diğer yandan küresel ve liberal politikalarla özgürleştirildiği 1980’lerin ikliminde geliştirilen “kimlik” politikaları, modern Türkiye’nin var oluş gerilimine eşlik eden zıtlaşmaların ve çatışmaların arasında, toplumsal değişimin hem sebebi hem sonucu olarak Türkiye’nin kaderini etkileyen bir problem alanıdır. Son yüzyılın çok konuşulan kavramlarından olan “kimlik” meselesine “roman”ın penceresinden bakmak, toplumsal değişimlerin sosyok

Ulaşım ve haberleşmenin yok denecek kadar az olduğu eski dönemlerde, birbirlerinden habersiz medeniyetlerin olduğu bir gerçektir. Zamanla savaşlar, seyahatler, alışveriş, ulaşım gibi imkan1ların artması ile toplumlar arasında iletişim daha da artmış ve farklı medeniyetler birbirleri ile daha fazla bilgi, teknoloji ve kültür alışverişi sağlamış, bunun sonucunda da farklı medeniyetler kültür bağlamında birbirlerine etki etmiştir. Afrika ve dünyanın ücra köşelerinde yaşayan ve modern dünya ile etkileşimi bulun

Cengiz Dağcı ve Kültür Halk Bilimsel Bir İnceleme Kısa Özet Halk bilimi insan hayatına ait değerleri bilimsel olarak inceleyen bir bilim dalıdır. Bu bakımdan halka ait değerlerin kayıt altına alınması bilhassa önemlidir. Küreselleşen dünyada kültürler tek tipleşirken bazı kültür unsurları önemini kaybetmeye başlamıştır. Bu unsurların yazılı eserlerde yeniden yaşatılması kültürel değerlerin devamlılığı açısından önemlidir. Özellikle hikâye ve roman gibi kurmaca metinlerde sözlü kültürün etkisi ve gelenekl

Kültürden Romana Yansıyanlar: Alev Alatlı’nın Romanlarında Türk Kadınının Görüngüleri Kısa Özet Tahkiyeli eserlerin geneli içinden çıktığı toplumun kültürünü yansıtır. Roman da bunlardan birisidir. Bu açıdan bakıldığında roman toplumun aynası hükmündedir, toplumu yansıtır. Sözlü kültür ortamında meydana gelen halk anlatıları nasıl kültürü yansıtıyorsa ikincil sözlü kültür ortamı olarak tabir edilen yazılı kültür ortamında üretilen eserler de o ölçüde içinden çıktığı toplumun kültürel değerlerini, yaşam biç