Fatih’ten Beyoğlu’na Benim İstanbul’umu yazmak; Atilla İlhan’dan, Demir Özlü’ye, Aytekin Kotil’den, Nurettin Sözen’e, Müjdat Gezer'den, Cavit Orhan Tütengil’e, Hayrettin Karaca’dan, Server Tanilli’ye dostlarla hayatımın geçtiği, kimi zaman Çınaraltı’nda, kimi zaman Asmalımescit’te ya da Pera Palas’ta bulunduğum bu kenti farklı bir gözle anlatmak istedim. Üniversitelerinden otellerine, derneklerinden sendikalarına konferans vermediğim, sohbet etmediğim köşesi bulunmuyor. Babıali’nin bir parçası oldum, Üniver

‘’Bu bir rehberlik kitabı değil, ama şehri tanıtan pek çok öğe barındırıyor. Tam olarak bir anı kitabı da değil ancak pek çok anı var içinde. Bir tarih veya edebiyat kitabı hiç değil. Ama tarihe ve edebiyata dair ipuçları da bulunuyor. Sonuç itibarıyla Prag’a bir veda yazısı bu. Kim bilir, benim için veda yazısıdır, belki bir başkası için tanışma vesilesi.’’Yazar Kadir Çevik, bu kitabında, dört yıl boyunca bulunduğu Prag’da yaşadıklarını, gördüklerini, öğrendiklerini, şehrin bugününü, geçmişini, tarihî olay

İspanya denince insanın aklına zengin tarihi geçmişi, göze hoş gelen mimarisi, kıyılarındaki harika kumsalları, Paella ve tapasları başta olmak üzere damakta güzel tatlar bırakan yemekleri, her yıl kutlanan coşkulu festivalleri, insanda heyecan uyandıran flamenkosu, popüler boğa güreşi, hiçbir zaman vazgeçilmeyen siestası, bağlardan zeytinliklere çok sayıda ürünün yetiştiği verimli toprakları, Picasso, Gaudi gibi dünyaca ünlü ressam ve mimarlarıyla tanınan bir ülke gelir.İşte bu kitap, gezginlerin her zaman

İzmir denildiğinde zihinlerde ilk belirenin, bağımsızlık ve özgürlük kavramları olduğu gerçektir. 8 bin yıllık tarihinde, pek çok kadim medeniyete ev sahipliği yapmış, ilklerin şehri olmuştur İzmir… Hoşgörünün, demokrasinin, kardeşçe yaşamanın kentidir İzmir. Kültürüyle, sporuyla, kulüpleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla bir başkadır bu kent. Kentin gelişmesinde, ilerlemesinde, büyümesinde tüm birleşenlerin payı büyüktür. Bu birleşenlerden biri de şehrimizin aydın insanlarını bünyesinde barındıran, kuruldu

Bu çalışma, Ebû Hâmid Muhammed el-Gırnâtînin 1114 yılında İspanyanın Gırnata şehrinden yola çıkması ile başlayıp, 55 yıl süren gezisi sırasında görüp duyduklarını yazdığı seyahatnamesini ihtiva etmektedir. Müellif bu süre içerisinde Kuzey Afrika, Arap Yarımadası, İran Coğrafyası, Kafkaslar ve Doğu Avrupaya kadar olan Karadenizin kuzeyindeki toprakları gezmiştir. Buralarda gördüğü ilginç olayları, yapıları, insanları ve zaman zaman buralardaki insanların kültür hayatına dair özellikleri 80li yaşlarında bir k

Bu çalışma, Ebû Hâmid Muhammed el-Gırnâtînin 1114 yılında İspanyanın Gırnata şehrinden yola çıkması ile başlayıp, 55 yıl süren gezisi sırasında görüp duyduklarını yazdığı seyahatnamesini ihtiva etmektedir. Müellif bu süre içerisinde Kuzey Afrika, Arap Yarımadası, İran Coğrafyası, Kafkaslar ve Doğu Avrupaya kadar olan Karadenizin kuzeyindeki toprakları gezmiştir. Buralarda gördüğü ilginç olayları, yapıları, insanları ve zaman zaman buralardaki insanların kültür hayatına dair özellikleri 80li yaşlarında bir k

19 Kasım 2017 Uğur’la birlikte önümüzdeki yaz için yurtdışı tatil planımızı yaptık. 20 günlük güzel bir Orta Avrupa turu oluşturduk kendimize. Her yıl olduğu gibi erkenden uçak biletlerini aldık, hostel rezervasyonlarını yaptırdık. Yaz rotamız için her şey hazırdı. Bir şey dışında. Heyecan! 4 Mart 2018 İstanbul'da ilk kez düzenlenen Gezgin Zirve'sine gittik. Bisikletle gezenleri dinlemek için gittiğimiz bu söyleşide yürüyerek seyahat eden Dicle Doğanla tanıştık ve Camino Yolunu ilk kez o gün duyduk.

Kısmet Yelkenlisinin maceraları, Türkiye’nin Karadeniz ve Kıbrıs dâhil, Akdeniz kıyıları ve komşu denizler ile Ege, İyon ve Adriyatik sahillerine uzanıyor. Sadun Boro'nun efsanevi Pupa Yelken kitabı, dünya seyahatini, Fora Yelken ise Atlantik ve Amerika seyahatini anlatır. Serinin üçüncü kitabı Kısmet'in Dümen Suyunda, özellikle pandemi ile yolculukların azaldığı günümüzde, kendi kıyılarımız ve yakın komşu sahillerimizi keşfetmeniz için sizleri hem denizden hem karadan harekete geçirecektir. Sadun Boro'nun

1888 ve 1895 yıllarında Dersim'i bir baştan bir başa dolaşan etnograf Antranik'in (Yeritsyan) 1900’de Tiflis’te Ermenice olarak yayımlanan kitabı 2012’de yapılan ilk Türkçe çevirisinden sonra bu kez de yenilenmiş baskısıyla okura sunuluyor. Tarihi boyunca kendine özgü bir yaşantının hüküm sürdüğü bölgenin doğal konumundan iklimine, sularından bitki örtüsüne, hayvanlarına, kuşlarına, madenlerine ve kaplıcalarına değin bütün bir Dersim coğrafyasını gözler önüne seren Antranik, yüz otuz yıl öncesinin Ders

Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, on yedinci yüzyıl klasiği olarakhem zevkle okunabilecek bir edebiyat eseri hem de dil, tarih, dinler tarihi, sanat tarihi, tasavvuf tarihi, yerel tarih, halkbilimi, topografya ve araştırmacıları için kaynak niteliği taşımaktadır. Asya, Avrupa ve Afrika’da gezip gördüğü yerler için yalnızca onun kullandığı bir dil ve bakış açısı ile tanıklık eden Evliyâ Çelebi, on ciltlik dev eserinin birinci cildiyle aynı zamanda ilk Türkçe “İstanbul Monografisi”ni de yazmıştır. Adlarını verm

Mayıs 2021 itibarı ile 1121 adet olan UNESCO Dünya Miraslar'ndan, 122 ülkede bulunan 874 Dünya Mirası'nı görerek kadınlar arası dünya birincisi olan Nihal Ege, gördüklerini ve deneyimlerini sizlerle paylaşıyor. "Görüntüsünün güzelliği kadar, turkuaz göllü çöllerin, kızgın güneş altında pırıldayan Kuartz kristalli soğuk kumların sırları idi bizi Brezilya'nın Atlas Okyanusu kıyısında Dos Lençois Maranhenses'e sürükleyen." Meksika'nın Baja Clifornia Bölgesi'nde, UNESCO Dünya Mirası El Vizcaino Biosfer R

Mustafa Kutlu’nun gezi yazıları serisinin bu son kitabında, İstanbul’un Anadolu yakasının tarihine bir yolculuk yapıyoruz. Camiler, köşkler, yollar ve insanlar... Her ayrıntı Kutlu’nun kalemi ile ince ince işlenmiş, görseller ile de zenginleştirilmiştir. Bu üçüncü kitapla Mustafa Kutlu'nun İstanbul gezisi nihayete eriyor ama okurları için yepyeni bir macera başlıyor.

Bu kitap kendi kaderini çizmek isteyenlerin pusulasıdır. Kitabın kapağını kapattığında demir kapılar aralanacak. Kim bilir belki de kendi kaderini yazmak için kalemi artık ellerinde tutacaksın. Bu satırlarda mutlu olma adına elinden hiçbir şey gelmediğini düşünen ve kendini Marmara Denizi'nin serin sularına bırakmak üzere olan bir gencin kendi tırnaklarıyla kazıyarak dünyanın dört bir yanında peşinden koştuğu olağanüstü bir serüvene ve onun yaşadığı dönüşüme şahit olacaksınız. Farklı ülkelerin, hiç bilmediğ

İslâm dünyasının en batısında yer alan Fas, on altıncı yüzyılda Akdeniz havzasında aktif rol oynayan devletler arasındaydı. Bu dönemde Müslüman Arap ülkeleri Osmanlı Devleti’nin egemenliği altına girmişken Fas bağımsızlığını koruyup sürdürebilmenin gayreti içindeydi. Osmanlılar tarafından Fas hâkimi diye nitelendirilen Ahmed el-Mansûr, 1578 yılında Üç Kral Savaşı'nda kazandığı zaferin etkisiyle kendisini güçlü ve saygın bir hükümdar olarak görmekte ve artık Osmanlı Devleti’ne gönderilmekte olan "tâbiiyyet v

Eskişehir, “ıssız Anadolu ovalarının ortasında” büyük şehirlerin gölgesinde mütevazı varlığını sürdürüyor. Kimi zaman Adalet Ağaoğlu’nun satırlarında kimi zaman Cemal Süreya’nın dizelerinde kendini gösterse de ne yazık ki Eskişehir hakkında yapılan kapsamlı bir çalışma bulunmuyor. Fotoğraf, sinema ve görüntü estetiği gibi disiplinlerdeki çalışmalarıyla tanınan akademisyen Levend Kılıç tarafından hazırlanan Avare Adımlarla Eskişehir literatürdeki bu eksiği gidermeye yönelik kayda değer bir çaba, bir vef

Yerinden doğruldu. Bugün kaçıncı oğlum bu? Televizyonun üzerinde duran arşiv dolabını bir kez daha açtı. Albümün yeni şeffaf dosyasını taktı ve dosyanın naylonunu dikkatlice araladı… Yok. Dosyanın açık tarafı üste gelmeliydi. Çıkardı metal kıskacından dosyayı… Ters mi bu? Yok tersi böyle değil ki! Tamam… Ama bu sefer de arkası dönük oldu. Hah tamam tamam, kenar yazısı ön tarafta, açık taraf da üstte. Yüzde yüz düz! Aman düz olsun Burak! Aman düz olsun, düzenli olsun! Yoksa sağlığın bozulur değil mi Burak? Z

Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, on yedinci yüzyıl klasiği olarakhem zevkle okunabilecek bir edebiyat eseri hem de dil, tarih, dinler tarihi, sanat tarihi, tasavvuf tarihi, yerel tarih, halkbilimi, topografya ve araştırmacıları için kaynak niteliği taşımaktadır. Asya, Avrupa ve Afrika’da gezip gördüğü yerler için yalnızca onun kullandığı bir dil ve bakış açısı ile tanıklık eden Evliyâ Çelebi, on ciltlik dev eserinin birinci cildiyle aynı zamanda ilk Türkçe “İstanbul Monografisi”ni de yazmıştır. Adlarını vermiş

Ön Asya kültürlerinin yazıldığı Anadolu defterinde Bodrum Yarımadası, Avrupa'ya geçişten hemen önce konulmuş bir virgül gibidir. Öncesinde Anadolu vardır, bir sonrasında ise Avrupa'nın kültürü. O yüzden yarımada, Asya ile Avrupa kültürlerinin sentez olduğu bir coğrafyadır. Tarihin en erken evrelerinde başlayan insan etkisi, neredeyse hiç ara vermeksizin bugüne kadar yaşamıştır bu topraklarda. Öyle ki, tüm Dünya'da adını kayıtlara "harika" olarak yazdırmayı başarabilmiş yedi anıttan birisi olan Halikarnassos

Ülkemin şehirlerine ve sınır bölgelerine kısa ve uzun günler süren seyahatlere çıktım. Merak duygum ile gezip, gördüğüm, tanıdığım ve bir dolu eğlenceli hatıraları biriktirdiğim İl, ilçe, köylerimiz ve insanlarını bu kitabımda sizlere anlatıyorum.Yolculuklar yaptığım yerlerde yeni insanları tanıma fırsatım oldu, turizmin ve tatilin gizemli keyfini sürdüm. Ayrıca dini, kültürel, sanatsal, bilimsel, tarihsel, felsefi değerde zenginliklerimize de hem kendim hem sizler için zihnimi ve gönlümü açtım.