‘Cumhuriyet Yolu’, Erzurum’dan itibaren Mustafa Kemal’in kurmay heyetinde bulunan Mazhar Müfit Kansu’nun anıları ekseninde, Kurtuluş Savaşı’nın çeşitli evrelerine tanıklık eder. Temelde belgelere yaslanılmıştır. Tarihsel süreci, olabildiğince çok yönlü yansıtmanın ve buna rağmen tiyatro değeri olan bir canlandırmanın olanakları aranmış, gerçeklik duygusuna yaslanan bir örgü oluşturmaya çalışılmıştır. O tüyler ürpertici, muhteşem tarihi yapanların da insan olduklarını gözden kaçırmadan… ‘Suikast’ ise 16 H

Pisliğe üşüşen sinekler gibi petrole üşüşse de sinekler, bir arı anlatamaz bir sineğe, neden pislik yerine çiçeği koşturduğunu. Arının kraliçesi bile var ama sinek dediğinde olsa olsa at sineği. Neyden beslendiğinize bağlı olarak sıfatlarınızı yaratırsınız. İşte pisliğe üşüşen sinekler gibi petrole üşüşüldüğünden beri bir fırtınadır kopuyor bu ahir zamanda. İnsanlık elden gidiyor ve insanlık adına endişe duyuyorum. Her iyi şeye ‘‘sen’’ diye seslenesim geliyor, son kalanlara verilen değerden. Ama her

“Eğer tahtından indireceğiniz bir zorbaysa Önce onun sizin içinizde kurduğu tahtı devirin.” Halil Cibran Üç mayfa üyesinin, liderlerini ikna edip mafyalarına demokrasi getirmeye kalkıştığı o gece de temel kural değişmiyor. İnsan, kendisine eziyet edenin tahtını devirmeye kalkarken, Halil Cibran’ın işaret ettiği, kendi içindeki tahtı devirmeyi unutuyor ve ne yazık ki devrilen taht değil, insanlık oluyor. İlker Köklük; Konsensüs: Mafyaya Demokrasi Gelirse ile kurmaca bir olayın ardından gelişen olayla

Türk edebiyatının işaret fişeklerinden Cahit Zarifoğlu’nun eserleri, bir duyarlılığın ürünüdür. Zulme uğrayan Müslümanların trajedisi ve akıl almaz direnişi, çağına tanıklık eden bir sanatçının kalemiyle ete kemiğe bürünür. O, medyanın normalleştirdiği yahut sessiz kaldığı işgalleri diri bir hassasiyetle gündemde tutar ve soluğunu Filistin’deki, Afganistan’daki, Hama’daki, Doğu Türkistan’daki Müslümanlara ulaştırmaktan geri durmaz. Zarifoğlu bu coğrafyalar ile İngilizler ve Fransızlar tarafından işgal

“Benimle Gelir misin, dünyada yedinci, Almanya’da beşinci prömiyerini yaptı; beş yıllık süreye dayanan bir aşk hikâyesi. Gitmek mi kalmak mı, aşk mı devrim mi gibi iki temel sorunun etrafında şekilleniyor. Teorik olarak cevap verdiğimiz bu soruların hayatın olağan akışında bize başka cevaplar verdirmesi olabilirliği üzerine kurulmuş bir hikâye. Bir İhtimal Daha Var, tüm zorluklara rağmen Türkiye’de kalmayı seçmiş yüksek öğrenimli iki kadının İstanbul’da tutunma çabasını konu ediyor. Değerlerin çok hızlıc

Manolya Ağacı, Günümüz İzmir’inde iki farklı kuşaktan ve apayrı kültürel arka planlardan gelen iki kadının birbirini sorgulayan, anlamaya çabalayan ve nihayetinde iyileştiren buluşmasına tanıklık ederken, bu iki kadının en büyük baş ağrısı erkekler de hikâyemizin içinden gelip geçmekte. Sevgili Dudu, Toplumsal rollerin içine hapsedilmiş yaratıcı, yetenekli ve bir o kadar da çaresiz bir kadının, kocası başta olmak üzere hayatındaki herkesle giriştiği bir hesaplaşmanın sürükleyici öyküsüne odaklanıyor. • Son

Tekkulak, hınzır ve şımarık bir ev kedisinin başrolde olduğu bir radyo tiyatrosudur. Bir yol hikayesidir. Kedimiz kendini bir anda savaşın ortasında bulur, daha doğrusu savaş onun yaşadığı yere gelince korkup kaçar, kaybolur ve evinin yolunu bulmaya çalışır. Oyunun kişilerini oluşturan kediler, köpekler, kuşlar, sinekler olan bitene bir anlam veremez, patlamaların, yangınların nasıl ve neden çıktığını bulamazlar. Mahir Ulaş Yeşil’in bu kitabında ayrıca, deneysel çalışmalar olarak yazılmış 4 ayrı kısa o

Tasarımcının rolünün değişkenliği temel meseleymiş gibi görünse de tiyatro sanatının "canlı" olma durumu bu yeni devinimlerin içinde tartışmaya açık. Seyircinin giyilebilir teknolojileri ile dijital bir tiyatro salonuna girip, metahumanların oynadığı bir Hamlet izlemesi fikri kulağa biraz fantastik gelse de teknolojinin evrimi bunu mümkün kılacak gibi gözüküyor. Peki biletlerini kripto tokenlerle aldığı tiyatro oyununu evinde tek başına yahut bir arkadaşı ile izliyor oluşu, tiyatronun sosyal formunu

Gazeteci, yazar, eleştirmen ve bürokrat olarak görev yapan Selim Nüzhet Gerçek’in Antik Yunan Tiyatrosu ve Latin Tiyatrosunu üzerine incelemesiyle Akşam Gazetesi’nde yayımlanan eleştiri yazılarından oluşan, tiyatronun tarihini, teknik özelliklerini ve Cumhuriyetin ilk yıllarındaki güncel sorunlarını anlatan bir kitap.

Mübadelenin 100. Yılı Anısına ‘’Ha Zeybek, Ha Sirtaki / Çal Birine, Oynasın Öteki’’ Bir tek bu var şimdi o günlerden kalan, bu ihtiyar zeytin ağacı. Belki yüz yaşında, tıpkı benim gibi… Buraya, Ayvalık’a gelirken, babam hatıra kalsın diye getirmişti fidesini Midilli’den. Bir bu ağaç var o günlerden kalan, bir de yüreğimde demir pulluk bıçağının toprakta açtığı gibi derin ve bir türlü iyileşmeyen bir yara! Taa çocukluğumdan beridir cız da cızz yakıp durur içimi, sanırsın içimde bir avuç ateş var… Ne z

Zincire Vurulmuş Prometheus, Eskiçağ’ın en ünlü tragedya yazarlarından Aiskhylos’un günümüze ulaşabilen nadide eserlerinden biri. Bir tragedya üçlemesinin ilk oyunu olan kitap, düzene başkaldıran ve tüm ömrünü insanların iyiliğine adayan, Yunan mitolojisine göre de uygarlığın ilk tanrısı olan Prometheus’un, Olympos tanrılarının gazabına uğramasını ve çektiği acıları konu ediniyor. Etkili, acı dolu ve isyan kokan diyaloglarıyla kitap, okuyucusuna günümüzün mevcut düzenini çarpıcı b

Şair, oyun yazarı ve tiyatro oyuncusu olan William Shakespeare, birçokları tarafından İngiliz dilinin ve dünyanın en iyi oyun yazarı olarak kabul edilir. 26 Nisan 1564’te Stratford-upon-Avon’da doğup 23 Nisan 1616’da yine aynı yerde ölen Shakespeare, İngiltere’nin ulusal şairi ve “Avon’un Ozanı” olarak da tanınır. Shakespeare, bilinen eserlerinin çoğunu 1589 ile 1613 yılları arasında üretti. İlk oyunları çoğunlukla komedi ve tarihî oyunlardı, bu türlerle on altıncı yüzyıl sonunda kültür ve sanatın zirvesine

Şair, oyun yazarı ve tiyatro oyuncusu olan William Shakespeare, birçokları tarafından İngiliz dilinin ve dünyanın en iyi oyun yazarı olarak kabul edilir. 26 Nisan 1564’te Stratford-upon-Avon’da doğup 23 Nisan 1616’da yine aynı yerde ölen Shakespeare, İngiltere’nin ulusal şairi ve “Avon’un Ozanı” olarak da tanınır. Shakespeare, bilinen eserlerinin çoğunu 1589 ile 1613 yılları arasında üretti. İlk oyunları çoğunlukla komedi ve tarihî oyunlardı, bu türlerle on altıncı yüzyıl sonunda kültür ve sanatın zirvesine

Şair, oyun yazarı ve tiyatro oyuncusu olan William Shakespeare, birçokları tarafından İngiliz dilinin ve dünyanın en iyi oyun yazarı olarak kabul edilir. 26 Nisan 1564’te Stratford-upon-Avon’da doğup 23 Nisan 1616’da yine aynı yerde ölen Shakespeare, İngiltere’nin ulusal şairi ve “Avon’un Ozanı” olarak da tanınır. Shakespeare, bilinen eserlerinin çoğunu 1589 ile 1613 yılları arasında üretti. İlk oyunları çoğunlukla komedi ve tarihî oyunlardı, bu türlerle on altıncı yüzyıl sonunda kültür ve sanatın zirvesine

Şair, oyun yazarı ve tiyatro oyuncusu olan William Shakespeare, birçokları tarafından İngiliz dilinin ve dünyanın en iyi oyun yazarı olarak kabul edilir. 26 Nisan 1564’te Stratford-upon-Avon’da doğup 23 Nisan 1616’da yine aynı yerde ölen Shakespeare, İngiltere’nin ulusal şairi ve “Avon’un Ozanı” olarak da tanınır. Shakespeare, bilinen eserlerinin çoğunu 1589 ile 1613 yılları arasında üretti. İlk oyunları çoğunlukla komedi ve tarihî oyunlardı, bu türlerle on altıncı yüzyıl sonunda kültür ve sanatın zirvesine

Yalı Uşağı, Mahmut Yesari’nin 1941 yılında kaleme aldığı ve TRT’de radyo oyunu olarak da seslendirilmiş olan bu eser: Mösyö Marcel Pagnol’un 1929 yılında yazmış olduğu ve Alexander Korda tarafından 1931 yılında bir Fransız drama filmi de olan Marius isimli dört perdelik eserinden uyarlanmıştır. Yazar bu eserinde Meyhaneci Temel Reis’in oğlu Zeynel ile köfte arabası sahibi Kirli Çıkı Raziye’nin kızı Seher’in aşkı üzerinden bir sahil kasabası halkını, deniz tutkusunu, insan gönlünün asla yaşlanmadığını…

Arf Sabiti, Oyun “Arf Sabiti” adını dünya matematik literatürüne geçiren dahi matematikçimiz Cahit Arf’ın yaşamını ve hayatı boyunca mesleği ile vatan sevgisi arasında kalarak sürdürdüğü mücadelesini gözler önüne serer. Biyografik ögelerle beslenmiş, dram türündeki oyun, Cahit Arf’ın hayatından kesitler sunmakta ve ülkemizin önemli bir sorunu olan “beyin göçü” olgusuna dikkat çekmektedir… Dört Delikli Düğme, Ucuz bir otel odası... Bir kadın ve bir erkek... Hayatın sillesini yemiş iki insanın sevgiy

Yetmiş Üç, 2020-2021 döneminde İstanbul Büyük Şehir Tiyatroları “Şehir Yazarını Arıyor” projesi kapsamında kaleme alınan ve reji atölyesi gerçekleştirilen bir oyun. Cumhuriyet’in 100. yılına gönderilen bir mektupla açılsa da bu mektup oyunun finaline kadar açılmamaktadır. Neredeyse 100 yılın panoramik görünüşlerini doğrudan doğruya fotoğrafik olarak değil de kendi iç dünyasının süzgecinden geçirerek aktaran Meryem Merve Özçakır, labirentin içinde sıkışan cumhuriyetin ‘modern insanını’ bir de deprem enkazın

“Kütle Bölü Hacim, Goethe'nin izinde postmodern bir tragedya... Tüm mitolojilerin, söylencelerin, deyişlerin, büyülü efsunlu sözlerle yeniden bir okuması... Şiirselliğin derinlerine gizlenmiş sırlar... Başlangıca, öze dönüş... Tanrıların, sultanların, hanların, beylerin, generallerin dünya ganimetleriyle sınanması... Yoğunluk eşittir: kütle bölü hacim... Ne kadar az yer kaplarsan o kadar yoğunsun. Ne kadar yoğunsan o kadar ‘akıllı’... Çarpma Hissi, İntihar salgını altında bir gelecek... İntihar düşünce

İdeal Bir Koca, karanlık bir sırrı olan bir politikacı ile erdemli olma kararlılığında sınırı aşan genç karısı arasında geçen tartışmalı bir oyun. Oyunun hikâyesi, zamanımızdan epeyce uzağa, 1890’lara kadar uzanıyor… Ancak aynı zamanda şaşırtıcı derecede güncel. Oscar Wilde'ın incelikle işlenmiş dili, onu harika bir okuma ve oyun metni yapıyor. Kendine güvenen, genç ve ilkelerine sıkı sıkıya bağlı karısı Gertrude, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı kocası Sir Robert'ı, ideal koca olarak görür. Ne var ki, kocası