Cennette Üç Kişi - Eskiden önemli görevlerde bulunmuş olan ve biraz da bunama belirtileri gösteren üç yaşlı kişi, ülkeyi cennete çevirmeğe kalkarsa, hele bunu ihtilal yoluyla yapmak isterlerse, neler olur? Onlar bunu size gülümseterek sunuyor bu oyunda. Uzun Bir Hecedir Aşk - Dünyanın en eski konusu olan ve Yunus Emre'nin ‘uzun bir hecedir' dediği aşk, herkes için yenidir. Eğer iki sevgili kırk yıl sonra buluşurlarsa ne olur, bu yüzleşmenin sonu nereye varır? Herkes bunu başka türlü yorumlar. Bu da onlarda

Acıya yazgılı Kadınlar - Oyun, tarihteki bazı ünlü kadınların, gerek kendi tutkuları ve istekleri, gerek konumları ve doğalarının sonucu olarak, fırtına estiren eylemlere neden olmalarını işleyen bir yazgılar zincirini anlatmaktadır. Yaşamadan Yaşlanmak - Bazı insanlar vardır, yaşamlarını kendi elleriyle çekilmez hale getirmeleri yetmemiş gibi, bunu kötü kaderlerine bağlarlar. Günün birinde geriye baktıklarında, güzel yaşamak yerine, yaşarmış gibi yaptıklarını görerek, derin bir mutsuzluk yaşarlar. Ama zama

Kitapta bulunan dokuz öykü, toplumun değişik kesimlerinde yaşanan olayları içermekte olup, insanların bu olaylar karşısındaki tepkilerini anlatmaktadır. Bu tepki bazen bencillik ve kurnazlık, bazen umut ve korku, bazen başkaldırı ve üzüntü olmaktadır. İşte, onlardan birinin yaptığını düşündüğü kurnazlığın, kendisine nasıl bir tuzak hazırladığının öyküsü... "Osman Bey yorgunluk ve uykusuzluktan bitkin, kendini koltuğa attı. Çok iyi bir iş yapmış olmanın keyfiyle, elini küpün içine sokup altınları okşamaya b

"FIRTINA KADINLAR"... Bir bölümünün, yaşadıkları çağlarda kendilerinin fırtınalar estirdiği, bir bölümünün de dünyaya getirdikleri çocuklarıyla çok büyük başarılar kazandıkları on ünlü kadının yaşamından kesitler sunmaktadır. "KAPLANLA SU PERİSİ"... Atatürk'le iki yılı aşkın bir evlilik yaşamış olan Latife Hanım'ın köşesine çekilerek, anılarıyla başbaşa kaldığı bir sırada, ziyaretine gelen bir arkadaşının torununa, bazı anılarından söz etmesini işlemektedir. "ESKİ DOSTLAR" ise... dört eski arkadaşın, yıll

ALTIN KAFESTE YANGIN (V. MURAD) Oyun, ruhsal dengesizlik nedeniyle, tahtta ancak üç ay kalabilen, tahttan indirildikten sonra 28 yıl ailesiyle birlikte özgürlüğünden yoksun bırakılan Sultan V.Murad'ın acı dolu günlerini anlatır. FİYASKO Apayrı beklentileri olan beş kardeşin, uzunca bir süre sonra, evlenmeğe karar veren engelli kardeş için bir araya geldiklerinde, kimisinin bencil ve umursamaz, kimilerinin duyarlı davranışlar sergilemelerini anlatan oyun, beklenmedik bir biçimde biter. Or

İnançlar, töreler, görenekler Hızla ağını örmekte kader. Hıçkırıklar boğazlarda düğümlenmiş Acı püskürtmekte bacalardan töreler... Kulaklar çığlıklara kapalı Baksa da, görmüyor gözler. Uzakta çığlık çığlık üstüne Erdem susmuş, utanç uykuda... Kitaptaki her üç oyunu pek güzel açıklar bu şiir... El bebek gül bebek büyütülmeye çalışılan, adları en sevilen çiçeklerden biri olan ‘gül'le özdeşleştirilen kızların, çocukluklarını gereği gibi yaşayamayışları bir yana, büyüdüklerinde de töreler, toplumsal alışka

Çağımızın en büyük sorunu terör... Nerede, ne zaman, kimin canını yakacağı bilinmeyen büyük dert... Yalnız bireyleri değil, ülkeleri ve halkları da vuran, üzen, sarsan bir sorun... Kitaptaki her üç oyunda bu sorun işlenmektedir... "Huzur Düşmanları"nda, yanlışlıkla cezaevine düşerek, terörün acısını yaşamış olan birinin, özgürlüğüne kavuştuktan sonra bile, yalnız kendisinin değil, tüm ailesinin terör nedeniyle huzura kavuşamayışının izleri görülmektedir... "Sözün Bittiği Yer" oyununda, terörün en çok analar

İçimizden bazılarını eleştirirken, güldürü ögesini kullanarak, hem nalına, hem mıhına vurmak istedik. Böylece toplum olarak şaşkınlığımızı, kurnazlığımızı, beklentilerimizi, kaygılarımızı,şapşallığımızı ve cinliğimizi ortaya koyarken, "Ne Günlere Kaldık" oyununda, aile içinde yaşanan değişimi, "Nur Baba Efsanesi"nde , insanların söylenti ve söylencelere olan ilgisini, "Kızımız Evlenmek İstiyor" oyununda, gelenek ve göreneklerimiz çerçevesinde ortaya çıkan kuşkuları gülümseterek göstermeğe çalıştık. Dudakla

Karanlığın Gözleri'nde, aynı tarihlerde yaşayan beş ünlü Rus yazarının yaşamından kesitlerin yanı sıra, zamanın Rusya'sına bakış sunulmaktadır. Yanlış Hedef'te, Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlandığı İzmir'de, zaferin lideri olan Mustafa Kemal Atatürk'e karşı yapılmak istenen yok etme girişiminin nasıl önlendiği anlatılmaktadır... Kahkaha ve Hıçkırık'ta ise, ünlü komedi oyuncusu Charlie Chapline ile Adolf Hitler'in, apayrı alanlarda başlayan serüvenlerinden kesitler sunarken, Hitler'in insanları ağlatm

İnsanoğlu İlk Çağlardan beri anlayamadığı, algılayamadığı bazı olayları doğaüstü güçlerle ilişkilendirmiş, bu nedenle değişik tanrılar yaratmış, zor zamanlarında onlara sığınmak durumunda kalmıştır. Aslında güçsüz olan, ancak çıkarları için bu durumu abartarak, insanları baskı altında tutmak gerektiğini düşünen bu tanrılar, her çağda varlıklarını sürdürmüşlerdir. Günümüzde süpergüç konumundaki devletlerin yaptığı gibi... Binlerce yıl önce yaşanan Troia savaşında ve savaş sonrasındaki gelişmelerde, b

Dünya kurulduğundan beri adalet konusu insanlık tarihinde önemli bir yer tutmuştur. Adaletin sağlanamadığının düşünüldüğü durumlarda, pek çok olay olmuş, savaşlar bile görülmüştür... Bireyler, beğenmedikleri adaleti kendileri sağlamak için, yeni acıların yaşanmasına neden olmuşlardır. Adaleti sağlamaya çalışan kurumların duvarlarına "Adalet Mülkün Temelidir" yazıları yazılmış, konunun önemi vurgulanmıştır. Ancak her şeye karşın, hele son zamanlarda, adalet konusu daha çok konuşulmaya başlanmış, bu konuda or

Her üç oyunda umutların, umutsuzlukların, coşkuların, kaygıların, beklentilerin harman olduğu bir coğrafyada, başka tarihlerde ve başka olaylar özelinde yaşananlar gösterilmeye çalışılmıştır. Her olayda bir çıkış noktası bulunacak ve umutların yeniden yeşermesi için, insanın özündeki gücün buna yeterli olduğu görülecektir.

Yavan Dünya'da, kimliği, kişiliği ve konumu ne olursa olsun, her insanın geçmişinde anımsamak istemediği, yaptığı için pişmanlık duyduğu olayların, bir gün açığa çıktığında, kişinin yaşamında ne gibi sancılı gelişmelere yol açtığını görmekteyiz. En Uzun Gün'de ise, 2. Dünya Savaşı'nın baş suçlusu olan Hitler'in, savaşın son gününde kapandığı sığınağında neler düşündüğü anlatılmak istenir. Kızgın mıydı, yılgın mıydı, yoksa yönetme tutkusu ve en büyük olma düşünün peşinde koşacağına, resim yapmayı sürdürme

O ünlü masaldaki Prens, düşlerinin kadını Külkedisi'ni bulmak için, sarayında düşürdüğü ayakkabısının peşine nasıl düştüyse, ben de öylesi duygular içinde kıvranıyorum... Bulamayacağım korkusuyla... Bulacağım umuduyla... Güzellikte, saflıkta, incelikte benzeri olmayan sevgilimi, hep düşlerimde yaşatırken, bir daha göremeyeceğim sanısıyla... Yarın göreceğim umuduyla... Kollarıma atılacağın beklentisiyle.O ünlü masaldaki Prens, düşlerinin kadını Külkedisi'ni bulmak için, sarayında düşürdüğü ayakkabısının peşi

"Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar!.. Burada bir dost toprağındasınız. Huzur içinde uyuyunuz... Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız... Uzaklardan evlatlarını savaşa gönderen analar!.. Gözyaşlarınızı dindiriniz! Onlar bizim bağrımızdadır artık! Huzur içinde uyuyacaklardır... Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim de evlatlarımız olmuşlardır." Böylesine büyük bir komutanın ve devlet adamının emrinde savaşan bu gibi erlerin bu tür davranışları, ülkemizin gururu

Aşk konusunda erkekler bencil ve günü yaşamaya yatkın oldukları halde, kadınlar düşlerine daha çok yaslanırlar. Düşlerindeki beyaz atlı prensin, aradıkları ya da yazdıkları öykünün nesnesi olmasını beklediklerinden, oluşacak bir düş kırıklığını daha yakıcı yaşarlar. Dünyanın en büyük aşkını kendilerinin yaşadığını sandıkları için, büyük şok yaşarlar. Oysa her aşkın yaşama şansı, kişinin direnme gücü kadardır. Direnmekse, tutkuların karşısında korunmasızdır. Gerçek sevgi, alçakgönüllülük, hoşgörü ve mantık