Mareşal Montmorency, on yedi yılın sonunda karısına, Jeanne de Piennes’i, küçük kardeşi Mareşal Damville’in hainliği yüzünden ayrıldığı karısına kavuşmuştu. Bir rüyadaymış gibi Damville’in ona Jeanne’ın sevgilisi olduğunu yalandan itiraf ettiği sahneyi yeniden görüyordu… kardeşiyle onu olay yerinde ölü bıraktığını sandığı düellosu… ve Piennes Kontesinin, Montmorency Düşesinin kayboluşu. Boşanmasını, kalbinden söküp atamadığı ilk karsının hayali ile hiçbir zaman sevmediği bir başka kadınla evliliğini yeniden

Michel Zévaco'nun kült eseri Pardayanlar şanına yakışır özel baskısıyla karşınızda. Fransızca aslından tam metin çevirisiyle 10 kitaplık takım, el işçiliğiyle hazırlanan hakiki deri ciltli olarak koleksiyonerleri ve meraklılarını bekliyor. Sınırlı sayıda üretilen bu özel baskıda natürel yağlarla işlenmiş vejetal dana derisi, usta mücellitlerin el işçiliğiyle sıcak baskı ve yaldız baskı teknikleri kullanılarak hazırlanmıştır. Sette yer alan kitaplar: 1. Pardayanlar 1 / Pardayanlar 2. Pardayanlar 2 / Parda

Michel Zévaco'nun kült eseri Pardayanlar şanına yakışır özel baskısıyla karşınızda. Fransızca aslından tam metin çevirisiyle 10 kitaplık takım, el işçiliğiyle hazırlanan hakiki deri ciltli olarak koleksiyonerleri ve meraklılarını bekliyor. Sınırlı sayıda üretilen bu özel baskıda natürel yağlarla işlenmiş vejetal dana derisi, usta mücellitlerin el işçiliğiyle sıcak baskı ve yaldız baskı teknikleri kullanılarak hazırlanmıştır. Sette yer alan kitaplar: 1. Pardayanlar 1 / Pardayanlar 2. Pardayanlar 2 / Parda

Michel Zévaco'nun kült eseri Pardayanlar sert kapaklı baskısıyla karşınızda. Fransızca aslından tam metin çevirisi yapılan, iplik dikişli 10 kitaplık takım, özel baskılı çanta hediyesi ile koleksiyonerleri ve meraklılarını bekliyor. Sette yer alan kitaplar: 1. Pardayanlar 1 / Pardayanlar 2. Pardayanlar 2 / Pardaillan’ın Aşkı 3. Pardayanlar 3 / Fausta 4. Pardayanlar 4 / Fausta’nın Yenilgisi 5. Pardayanlar 5 / Pardaillan ve Fausta 6. Pardayanlar 6 / Chico’nun Aşkı 7. Pardayanlar 7 / Pardaillan'ın Oğlu 8. Pa

İki Demir Çarpışınca, birbirlerini canından çok seven dostlar, birbirlerinin can düşmanı olurlar. İki Demir Çarpışınca, sihirli bir aşk diyarı olan Venedik, kanlı devrimlerin yaşandığı bir kente dönüşür. İki Demir Çarpışınca, mazlumun zalimden alacağı en büyük intikam, onu affetmek olur. Fransız yazar, gazeteci ve film yönetmeni Michel Zevaco’dan, aşk, merhamet, dostluk ve affetmek üzerine kısa ama eksiksiz bir roman…

Türk okurunun “PARDAYANLAR” adıyla tanıdığı, yayımlandığı ilk yıllarda okurların ilgisini fazlasıyla çeken, hafızalarda yer edinen seri kitapların yazarı Michel Zevaco’nun okurlarımız için özenle, yeniden ve sadeleştirerek yayıma hazırladığımız “KARA ŞEYTAN” isimli romanı sade bir anlatımla yazılmış sürükleyici bir romandır. Michel Zevaco retorik (güzel söz söyleme sanatı) profesörlüğü ve gazetecilikte elde ettiği bilgi ve yetkinliği diğer romanlarında olduğu gibi “KARA ŞEYTAN” başlığıyla Türkçe’ye çev

Şövalye de Pardaillan, savaş çarkının dişlileri arasında yaşlanmaya yüz tutmuş, elli yaşlarında bir adamdır. Fransa ve diğer komşu ülkelerin bozuk yollarını çok iyi tanıdığı, en yüksek ücreti verenin hizmetine giren paralı askerlerden biridir. Pardaillan, yaz-kış zırhlı elbise giyer, topuklarına kadar uzanan bir kılıç taşır. Fransa'nın hemen her yanını karış karış bilir, girdiği yüzlerce çarpışma sonucunda vücudu baştan başa yara izleriyle kaplı, yanık yüzlü, son derece saf, yürekli, korku bilmez bir k

“Bir kere daha karşı karşıya gelmiş bulunuyoruz madam... Daha öncekiler ne kadar müthiş, ne kadar amansız olursa olsun, bu yeni başlayan mücadele yanında hepsi basit bir çocuk oyunu gibi kalacak, çünkü bu mücadele, son ve en büyük mücadelemiz olacak ve birimizden birinin ölümüyle bitecek.”Paris’in güzeller güzeli çiçekçisi Brin de Muguet, herkesi kendine hayran bıraksa da gönlünü aşka kapamış genç bir kızdır. Etrafı sürekli akbabalarla çevrilidir. Ancak Kont Odet de Valvert âşık olduğu bu genç kızı sessizce

“Hep gurur... Bu adam tepeden tırnağa gurur. Kendisine teklif edilen taçları, tahtları hep gururu yüzünden reddetti. Her türlü parlak geleceği, mevkiyi gururu yüzünden tepti. Gururu yüzünden meteliksiz bir maceracı olarak kaldı. Ömrü boyunca yalnız gururuna hizmet etti ve şimdi de gururu yüzünden mahvolacak! Orada kendisini ölümün beklediğini seziyor! Sezdiği halde gitmemeyi gururuna yediremiyor.”Sorrientès düşesi ve İspanya kraliyet elçisi unvanıyla Fransa’ya yeniden gelen Fausta, aradan yıllar geçmesine r

“Prenses Fausta’ya, İspanya kralına ve dehşet verici engizisyona meydan okuyan ve onları alt eden, bütün bunları sadece bir arkadaşına unvan ve servet sağlamak için yapan bu eşine rastlanmadık adam kimdi? Tanımadığı bir delikanlıya yardım etmek uğruna hayatını çılgın bir tasasızlıkla tehlikeye atıveren, kralın emirlerini büyük bir vakarla hiçe saymasını bilen bu insan kimin nesiydi? Bir krala yaraşır ihtişam ve zenginlik içinde yaşayabilecek kadar geniş topraklara sahipken, bu toprakları yoksullara bırakıp

“Bir kelimeye karşılık bir kılıç darbesi çok değildir herhalde, ne dersiniz? Tabii, çok değildir. Sizin söylediğiniz o bir tek kelime, benim gibi serseri bir şövalyenin düşüncelerini sadece biraz değiştirdi. Benim bir tek kılıç vuruşum ise koca bir krallığın yüzünü değiştiriyor!” Fransa’da ipler kopma noktasındadır. Politik oyunların, bilek kuvvetinin önüne geçtiği, kimsenin kimseye güvenmediği bu taht mücadelesinde son kozlar oynanmış, taraflar maskelerini indirip burun buruna gelmişlerdir. Bundan sonra

“İstersem bunların hepsi benim olur... Haydi Jehan, işte hazineler önünde duruyor. Bu kıymetli taşlardan yalnızca birkaç tanesini alsan bile zengin oldun demektir. Koca yığından birkaç taşın eksik olduğunu kim fark edecek ki?”Fausta’nın saklı hazinesi gizemini korumaktadır. Hazinenin peşinde olanlar ise giderek daha kindar, daha bencil ve daha acımasız bir yaratığa dönüşürler. Tabiri caizse hazine bir ayna görevi görür ve ona bakanları gerçek yüzleriyle tanıştırır böylece dost da düşman da açığa çıkar.Hazi

“Öyle sanıyorum ki siz, insanlara yardım etme maskesi altında kendi mutluluğunuzu aramakla meşgulsünüz. Fakat inanın bana... Çok gezmiş ve çok görmüş bir adam olarak söylüyorum ki mutluluğu insanlara hükmetmekte bulamazsınız! Bizler, sizlerden çok daha kalabalık olan, hürriyeti seven insanlar, birkaç gözü dönmüş kral, dük ya da rahip için hayatımızı ve saadetimizi feda etmek istemiyoruz.”3. Henri’nin ölümü taht mücadelesinde yeni bir sayfa açar. Zira 3. Henri ölmeden önce Papa V. Sixtus’a gönderdiği mektupt

“Bakın, artık Şövalye Pardaillan’dan eser kalmadı. Şimdi şu adam, zayıf ve korkak bir çocuktan başka nedir ki?.. Geçirdiği birçok sarsıntıdan ve benim o meşhur ilacımı içtikten sonra kendisinde korkudan başka hiçbir duygu kalmamış bulunuyor. O muhteşem gücü ve zekası tamamen mahvoldu. O korkunç kuvveti uçtu gitti. Baksanıza, ayakta duracak gücü kalmamış... Hâlâ yaşaması bile bir mucize...”Fransa tahtına kimin geçeceği hâlâ meçhuldür. 2. Felipe, arkasına engizisyonun kanlı gücünü alarak her türlü zorbalığı d

“Sevilen bir kadının fethi, bir tahtı fethetmekten daha kıymetli ve daha ilginçtir. Hayatınızı yaşayın küçüğüm! Tanrım... Yaşamak, güzel olan her şeyi sevmektir. Büyük ovaların temiz havasını, yazın yemyeşil ormanları, kışın karla kaplı toprağı, ürkek ve yalvaran gözlerle bakan hayvanı, yoldan geçen zavallı adamı... hepsini seviyorum ben! Siz de sevin! Nerede olursanız olun, hayatı sevin.” 3. Henri Fransa tahtını terk edip kaçınca ortalık hepten karışır. Bir yanda Paris Kralı Henri de Guise, diğer yanda

“Şövalye, kıza derin bir acıyla kendinden geçmiş bir halde bakıyordu. Bası alevleniyor, düşünceleri bir kovandaki arılar gibi uğulduyordu. Bu an, tehlikeli fakat aynı zamanda zevkliydi.” 24 Ağustos 1572’ye sayılı günler kala… Paris bir taraftan birbirine âşık genç insanların hissettikleri mutluluklara, yasadıkları hayal kırıklıklarına ve trajedilere ev sahipliği yaparken diğer taraftan da kraliyet üzerinde dönen entrikalarla boğuşuyordu. Kısa bir süreliğine de olsa Protestanlar ile Katolikler arası

Bu roman, içtimai ve sosyal hayatın en yüksek ve asil derecelerinden, esfel-i safilin denilen denaniyet ve alçaklığa kadar düşmüş kişileri, yazar kendi zamanında ki tüm Paris hayatını en ince detaylarına kadar ele alarak anlatan bir roman olduğu gibi akıcılığı ve edebi yönü ile de, doğu ve batıda ün kazanmış tüm roman yazarlarının seviyesinde bir anlatım ile kendisini bu sanatta ispatlamıştır. Bir yanda en gönül çekici vahşi doğa çiçekleri gibi ürkek ve nazenin ve de rengarenk çiçek misali masum matmazeller

Pardayanlar'ın yazarı Michel Zévaco'dan bir aşk, kahramanlık ve intikam romanı. Haksızlığa uğrayarak tutuklanan Orlando Candiano hem âşık olduğu Leonora'yı hem de babasını kaybeder. Babasının gözleri kör edilmiş ve tutuklanmıştır. Sevdiği kız ise düşmanlarından birinin eşi olmuştur. Altı yıl sonra hapisten kaçmayı başaran Orlando hem aşkını hem de uğradığı haksızlıkları unutmamıştır. Bu büyük hesaplaşma, Zévaco'nun kalemiyle hayat bularak, okuyucusunu sürükleyici bir maceranın içine çekiyor.