Son yıllarda yapılan tarih, arkeolojik ve dil bilim çalışmaları ve yeni bulgular, bıraktıkları kültürel izler hâlâ güçlü bir şeklide yaşayan Anadolu’nun sessiz ve gizemli insanları Luvilere daha da ilgiyle bakmamızı gerektiriyor. Büyük bir erk’e sahip olmadan yüzyıllarca varlığını ve kültürünü korumuş bu görkemli halkın bıraktığı kültürel mirasın günümüz Anadolu insanının dilinin, coğrafyasının, inancının şekillenmesinde çok önemli rolü olduğu artık kesinlikle fark ediliyor. 1997 yılında yayımlanan

Anadolu tragedyalar ülkesidir, olaylar hep yol ayrımına sürükler insanı. Günah ya da ceza yazgısal mıdır? Belki de yazgı denilen, yaşananlardır. İnsanın kendi başına yürüyeceği yollar kapalı olmamalıdır, yoksa başkaldırmak haktır. Binlerce yıldır farklı seslerin oluşturduğu bir kültür var Anadolu’da ve o sesler hâlâ yaşar. Öykümüz 1940-1950’lerde Ege Denizi’ne yakın bir kasabada geçer. On yıllarca süren uykusundan uyanmaya çalışan topraklarda yaşayan/yaşamış insanlardır kahramanlarımız. Sevdaya koşar y

Anadolu’nun oldukça zengin kültür mozayiğinin sessiz ve gizemli insanları Luviler, büyük ve güçlü merkezi yönetimler kurmamalarına karşın, varlıklarını ve kültürlerini yüzyıllar boyunca koruyarak önemli izler bırakmışlardır. Onlar, büyük olasılıkla, Eski Yakındoğu uygarlığını Batı’ya taşıyan ileticilerdi. Hititlerin İ.Ö. 2. binyıl çiviyazılı tabletlerinde “Luvilerin Ülkesi” anlamında kullandıkları “Luviya”nın, Anadolu coğrafyasının büyükçe bir kısmını kapsadığı anlaşılmaktadır. Daha önce yayımlanan Luviya

Bildiğimiz kağıdın atasını icat edenler, ilk kitabı şekillendirenler, bu kitaplardan, 200.000 gibi inanılmaz sayıda kitap biriktirenler bu kentin insanlarıdır. Mermeri ve bronzu hamur gibi işleyip eşsiz heykeller yaratanlar, dinsel inanışa ünlü Zeus Sunağı gibi bir tapınak yaparak eşsiz bir zariflik katanlar, dünyanın en dik tiyatrosu ile en büyük antik amfitiyatrolarından birini inşa edenler, inanılmaz uzunlukta ve teknikte su kanalları açanlar, sayrı evlerinde hekimliğin ve eczacılığın ilk kurallarını koy

Son yıllarda yapılan tarih, arkeolojik ve dil bilim çalışmaları ve yeni bulgular, bıraktıkları kültürel izler hala güçlü bir şekilde yaşayan Anadolu'nun sessiz ve gizemli insanları Luviler'e daha çok ilgiyle bakmamızı zorluyor. Büyük bir erk'e sahip olmadan yüzyıllarca varlığını ve kültürünü korumuş bu görkemli Anadolu halkının bıraktığı kültürel mirasının günümüz Anadolu insanının, dilinin, coğrafyasının, inancının şekillenmesinde çok önemli bir rolü olduğu görülüyor. 3500 yıl öncesinin, İ.Ö.2. binyıl çivi

Baukis ve Filemon çok eski bir Ege söylencesidir. Mitolojinin gizemli ortamında Anadolu insanın sevgi, erdem, adalet, masumiyet, ahlak gibi kendi yarattığı kavramlar karşısındaki duruşunu sorgular. Ege topraklarında yeşermiş bu söylence Anadolu kültürünün ulaştığı yüceliği yansıtır. Bugün sahip olduğumuz kültürün derinliğini gösterir. Anadolu kültürünün kaynaklarına ilişkin değişik çalışmaları olan Sefa Taşkın bu yapıtta, Baukis ile Filemon söylencesini güzel dilimizin inceliklerini kullanarak, şiirsel b

Dünyayı kirleten, ülkemizi de zehir çukurlarıyla donatmak isteyen siyanürcü şirketlerin tümüne birden ´Siyanürcü Ahtapot´ dedik. Türkiye bunlarla ilk kez karşılaşıyor! 560 yerde siyanürlü altın madeni işletmek için girişimde bulunmaları, Türkiye´yi yeni hedef tahtası seçtiklerini gösteriyor. Bunların en kötü ünlülerinden Eurogold, ülkemize Bergama üzerinden girmeye kalkıştı. Bunu Balıkesir-Havran, Eskişehir-Kaymaz, Gümüşhane ve Artvin izledi. Kimdir bu Eurogold? Eurogold sıradan bir çokulusl

Bugün Anadolu´nun kültür değerleri ile ilgili yüksek sesli sorular sormanın zamanıdır. Kentler güzeli Bergama´nın Zeus Sunağı Berlin´de ne arıyor? Ünlü Efes´in anıtsal heykelleri Viyana saraylarında yaşıyor mu? Menderes Magnesiası´nın duvar kabartmaları Paris´in Louvre Müzesi´ne hiç yakışıyor mu? Uşak´ın höyüklerinden ABD´ye kaçırılan Karun Hazineleri´nin Metropolitan Müzesi´nde işi ne? Geometrinin babası Tales´in kenti Milet´in koskoca pazar yeri binası, o görkemli belediye binasının girişi Ber

Bergama gibi uygarlıklara beşiklik etmiş bir kentte doğmuş ve yaşıyor olmak, Anadolu ve Bergama kültürünün kaynaklarına inmeyi Sefa Taşkın için bir görev durumuna getiriyor. Sefa Taşkın Ege Rüzgarları ve Mysia ve Işık insanları adlı kitapları ile tüm Anadolu insanının antik dönemden beri ürettiği değerlere sahip çıkarken Siyanürcü Ahtapot ile yalnız bugününe değil geleceğine de sahip çıkıyor. Bu kez, tarihin derinliklerinden ´Ey, sen Kaikos ve siz Mysia´nın akarsuları...´ diye seslenen Aiskhylos´u ´Ey Madra