At the end of the complete text will be found a shorter version based on the original draft of the poem. This is included for the benefit of reciters and their audiences who have found the entire poem too long for declamation. I have tried to obviate a difficulty, without officiously exercising the ungrateful prerogatives of a literary executor, by falling back on a text which represents the author’s first scheme for a poem—never intended of course for recitation.

The contents of this volume require some exp­lanation of an historical nature. It is scarcely re­alised by the present generation that Wilde’s works on their first appearance, with the exception of De Profundis, were met with almost general condem­nation and ridicule. The plays on their first produ­ction were grudgingly praised because their obvious success could not be ignored but on their subsequ­ent publication in book form they were violently assailed. That nearly all of them have held the sta­ge is st

The very interesting and richly coloured masque or pantomimic play which is here printed in book form for the first time, was invented sometime in 1894 or possibly a little earlier. It was written, not for publication, but as a personal gift to the author’s friend and friend of his family, Mrs. Chan Toon, and was sent to her with the letter that follows and explains its origin.

The chief advantage that would result from the establishment of Socialism is, undoubtedly, the fact that Socialism would relieve us from that sordid necessity of living for others which, in the present condition of things, presses so hardly upon almost everybody. In fact, scarcely anyone at all escapes.Now and then, in the course of the century, a gre­at man of science, like Darwin a great poet, like Ke­ats a fine critical spirit, like M. Renan a supreme artist, like Flaubert, has been able to isolate hi

Yaşantısı, şiiri, iğneli üslûbu, hazırcevaplığı ve sanat üzerine özgün düşünceleriyle tanınan Oscar Wilde Kırık Kalpler Bahçesi'nde masal türünü ancak kendisinin çıkarabileceği bir seviyeye çıkarıyor. Türün kanonik özelliklerini koruyor, hatta en iyi örneklerini veriyor. Ancak bu metinler dil işçiliği, okura fazla sezdirmeden öyküye yaklaşması, Wilde'a has nüktedanlığı ve kıssadan hisselerin yine ancak bu sıra dışı şairden beklenecek suretlere bürünmesiyle aynı zamanda masaldan çok daha fazlası. Yoksul gen

"Artık şehrimin tüm çirkinliklerini, tüm acılarını görebiliyorum ve kalbim kurşundan yapılmış olsa da ağlamaktan kendimi alamıyorum." 19. yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan Oscar Wilde'ın Mutlu Prens ve Diğer Hikâyeler isimli kitabı; iyilik, mutluluk, paylaşmak, bencillik, kibir, merhamet gibi önemli pek çok duyguya yer veren beş öyküden oluşuyor. Şiirsel bir dille ve sihirle parıldayan, küçük-büyük herkesin ilgiyle okuyacağı bu kusursuz derlemede; şahit olduğu yoksulluk ve kötülükler karşısında hiç

(Hikayemizin sonunda boşluk doldurmalı konu tarama soruları ile sözlük ilavesi vardır. ) This book contains the stories Lord Arthur Savile's Crime and The Canterville Ghost by famous Irish author and dramatist Oscar Wilde. In these stories, Oscar Wilde plays with terms like Fate, Life, Death and Fear and provide us with his very own point of view on such difficult terms. He will not only startle you, but also make you laugh. Dorlion Readers (Stage 4) Dorlion Readers is a series of retold and simplified s

Şehirde, upuzun bir sütunun üzerinde Mutlu Prens'in heykeli yükseliyordu. Baştan aşağı, kaliteli altın yapraklarla süslüydü; gözlerinin yerinde ışıl ışıl iki safir vardı, kılıcının kabzasında büyük bir kızıl yakut parlıyordu. Oscar Wilde'ın bu kitabı birbirinden güzel ve eğlenceli beş masaldan oluşuyor. Bunlar: Mutlu Prens, Bülbül ve Gül, Bencil Dev, Sadık Dost ve Şahane Fişek. Büyük bir yazın ustası olan Oscar Wilde bu yeteneğini masal alanında da konuşturuyor.

Oscar Wilde Reading Zindanı Baladı adlı muhteşem manzumesinde Charles Thomas Wooldridge adlı bir askerin kısa süren hapishane yaşamını ele alır. Wooldridge, Kraliyet Atlı Muhafız Alayı'nda bir subaydır. Genç karısının kışladaki askerlerden biriyle gizli gizli görüştüğü dedikodusunu duyar. Deli gibi sevdiği karısı Laura'yı girdiği bir hiddet nöbeti sonucu öldürdükten sonra gidip polise teslim olur. Mahkeme onu taammüden cinayetten idam cezasına mahkûm eder. Ancak Wooldridge'in iyi halinden emin olan halk, on

Teleny, Oscar Wilde'in birkaç yakın arkadaşıyla kaleme aldığı eşcinsel bir aşkı anlattığı, eşcinselliği estetikle ele alan, edebi açıdan çok ince işlenmiş tasvirlerle süslü eseridir. Wilde, yaşadığı dönem göz önüne alındığında, bunu saklamayıp toplumun tabularına ve göreceği dışlanmalara rağmen, özüne sahip çıkmayı başarabilmiş ender kişilerdendir. Teleny, eşcinsel bir ilişkiyi, bu ilişkideki dalgalanımları cesurca anlatan bir kitap. aynı cinsten iki kişinin birbirine duyduğu yakınlığı naif bir dilde anlatm

Oscar Wilde, Reading Hapishanesi'nde mahkûmken, kıskançlık yüzünden karısını öldüren süvari Charles Thomas Wooldridge idam edilmeden önce üç haftalığına Reading Hapishanesi'ne gönderilir. Wooldridge'in durumundan etkilenerek yazdığı bu şiirde Wilde sadece onun değil bütün mahkûmların yaşadıklarını, dönemin hapishane koşullarını anlatır. Yargılayan ve yargılanan hiyerarşisi üzerinden aşka, dini inanca ve affetme becerisine dair evrensel tespitlerde bulunur. Oscar Wilde'ın son eseri olması bakımından da külli

İrlandalı yazar Oscar Wilde'ın ilk olarak kendi çocukları için yazdığı, sonra da tüm çocukların okuması için yayımlattığı bu birbirinden güzel ve etkileyici masallar, her yaştan okura hitap ediyor. Dostluk, sevgi, fedakârlık ve mutluluk temaları taşıyan, hem büyük hem küçük okurlarımızın severek okuyacağı bu masallar aynı zamanda dünya edebiyatının klasikleri arasındadır.

Bir duygudan kurtulmak için yılların geçmesini bekleyenler sadece sığ kişilerdir. Kendi kendisinin efendisi olan bir kişi, bir zevki yaratabidiği gibi kolaylıkla bir acıya son verebilir. Tamamıyla gereksiz şeylerin bizim için zaruri hale geldiği bir çağda yaşıyoruz. Hayatta iki türlü trajedi vardır: Biri istediğini elde edememek, diğeriyse istediğini elde etmek.İkincisi en kötüsüdür, gerçek bir trajedidir. Kendini sevmek, ömür boyu sürecek bir aşk hikayesinin başlangıcıdır.

Şehrin yukarı kısmında, uzun bir sütunun üzerinde Mutlu Prens'in bir heykeli vardı. Heykel baştan aşağı altın bir tabaka ile kaplıydı ve gözleri safirdendi. Heykelin kılıcının kabzasında kocaman bir yakut bulunuyordu. Herkes bu heykele imrenerek bakıyordu. Sanattan anladığını göstermek isteyen bir Şehir Konseyi üyesi, insanların kendisinin de kullanışlı olmadığını düşünmelerinde korkara: Rüzgar gülü kadar güzel dedi, Fakat pek de kullanışlı değil diye ekledi. Oğlunun ağladığını gören anne aya bakarak has

I walked, with other souls in pain, Within another ring, And was wondering if the man had done A great or little thing, When a voice behind me whispered low, That fellow's got to swing. Dear Christ! the very prison walls Suddenly seemed to reel, And the sky above my head became Like a casque of scorching steel; And, though I was a soul in pain, My pain I could not feel. I only knew what hunted thought Quickened his step, and why He looked upon the garish day With such a wistful eye; The man had killed the t

It is winter, answered the Swallow, and the chill snow will soon be here. In Egypt the sun is warm on the green palm-trees, and the crocodiles lie in the mud and look lazily about them. My companions are building a nest in the Temple of Baalbec, and the pink and white doves are watching them, and cooing to each other. Dear Prince, I must leave you, but I will never forget you, and next spring I will bring you back two beautiful jewels in place of those you have given away. The ruby shall be redder than a re

Lady Bracknell. Well, I must say, Algernon, that I think it is high time that Mr. Bunbury made up his mind whether he was going to live or to die. This shilly- shallying with the question is absurd. Nor do I in any way approve of the modern sympathy with invalids. I consider it morbid. Illness of any kind is hardly a thing to be encouraged in others. Health is the primary duty of life. I am always telling that to your poor uncle, but he never seems to take much notice . . . as far as any improvement in his

"Bir akşam minik bir kırlangıç yalnız başına uçuyordu. Bütün arkadaşları altı hafta önce Mısır'a göç etmişti. Ama o, dünyanın en güzel sazıyla biraz daha zaman geçirmek için geride kalmıştı. Derken uzun sütunun üstündeki heykeli gördü." Usta yazar Oscar Wilde'ın; minik bir kırlangıçla Mutlu Prens'in iyilik, sevgi, paylaşmak, acı, merhamet, arkadaşlık temalarıyla örülmüş ve klasikleşmiş hikâyesi, minik okurlar için Günberk Gülderen tarafından dilimize uyarlandı ve resimlendi!

Historical criticism nowhere occurs as an isolated fact in the cicivilisation or literature of any people. It is part of that complex working vilisation towards freedom which may be described as the revolt against authority. It is merely one facet of that speculative spirit of an innovation, which in the sphere of action produces democracy and revolution, and in that of thousphere thought is the parent of philosophy and physical science; and its importance as ght a factor of progress is based not so much on

The octagon room at Sir Robert Chiltern's house in Grosvenor Square. [The room is brilliantly lighted and full of guests. At the top of the staircase stands LADY CHILTERN, a woman of grave Greek beauty, about twenty-seven years of age. She receives the guests as they come up. Over the well of the staircase hangs a great chandelier with wax lights, which illumine a large eighteenth- century French tapestry—representing the Triumph of Love, from a design by Boucher—that is stretched on the staircase wall. On