Çocukların sevgili yazarı Seza Kutlar Aksoy, şimdi sizi komik ve macera dolu bir dünyaya davet ediyor. Bu kitapta okul çağındaki çocukların başından geçen şaşırtıcı ve eğlenceli öyküleri okuyacaksınız. Anaokulu öğrencileri bir papağanın arkasına takılıp hayvanların konuştuğu büyülü bir bahçeye giriyorlar. İlkokul öğrencisi Memo, bir saatle arkadaş olup geçmek bilmeyen zamanları hızlandırıp, su gibi akan saatleri yavaşlatıyor. Büyülü Bahçe’nin sayfalarını çevirdikçe onların maceralarına siz de katılacaksınız

“Bir yerde yaşamak, orayı tanımak; bilgi, araştırma, sevgi, saygı ve emek gerektirir. O zaman kendimizi korur gibi yaşadığımız çevreyi tanır ve koruruz. Yeryüzünü tanıdıkça, kendimiz de büyürüz, gelişiriz. Dilerim siz de Uçan At ve Tufan ile birlikte serüvenler yaşar, İstanbul’un güzelliklerini birlikte keşfeder ve tanırsınız.” Seza Kutlar Aksoy Arkeoloji meraklısı, yaratıcı, sevgi dolu bir çocuk Tufan. Ama kendini biraz yalnız hissediyor. Kardeşinin doğumuyla pabucunun dama atıldığını düşünüyor. Okul arkad

Uç uç böceğim Uğurböceği Cıra, beneklerinin sayısını dokuza tamamlamak için annesinin yanından ayrılmak zorundadır. Parlak beneklerine büyülü üç sözcüğü bulduğunda kavuşacaktır. Bu sözcükler neler dersiniz?

Pembe bir balık, "Kum kadar param olsun!" diyen balıkçı, tatlı mı tatlı bir kız... Balıkçı Amca, Pembe Balık'ın pembe pullarının peşinde. Küçük İdil ise balık dostunu kurtarmaya kararlı! Bakalım sıkı dostlar bu işi başaracak mı?

Sözcükler, kuşlar ve notalar Şerafettin, derece ile girdiği yeni okulunda kendini bambaşka bir çevrede bulur. Bir yandan yeni çevresine uyum sağlamaya diğer yandan da okulda uğradığı zorbalıklarla baş etmeye çalışır.

Çocuklar doğayı ve yaratmayı seviyorlar, bozmayı değil; tıpkı Şeker Kız gibi Arkadaşlarından farklı bir hayal dünyası var Şeker Kız'ın: Elmalarla, zeytinlerle konuşuyor; tavukların sırtına binip oradan oraya koşturuyor, masalların içinde yaşıyor. Bu yolculukları sırasında doğaya yapılan kötülüklerin farkına varıyor; altın için kesilen zeytin ağaçlarına, yol yapmak için yeşil otlakları yok edilen ineklere ve hormonlu meyvelere üzülüyor. Derken, taptaze elmadan bir ısırık alıyor ve...

Okulöncesi çağındaki çocuklar için dünya, keşfedilmeyi ve öğrenilmeyi bekleyen düzinelerce sorunun iç içe geçtiği koca bir yumak. Gün boyunca Neden?, Nasıl?, Niçin? gibi sorularla hayatı anlamlandırmaya ve yakın çevreleri ile iletişim kurmaya çalışan minikler için soru sormak vazgeçilemez bir eylem. Nil, tüm akranları gibi soru sormayı çok seviyor. Tabii sorular da Nil'i... Kahramanımız neden minnoş bir kedi ya da renkli bir çiçek olmadığını sorgularken çocuksu duygu ve düşüncelerle kendi kişisel özellikle

Erken uyumayı kimse sevmez, tabii uykunun önemini bilmiyorsa eğer! Okulöncesi çağındaki çocukların pek çoğu gibi Nil de uyumayı sevmiyor. Gözlerini erkenden yummak yerine gece boyunca oyuncaklarıyla oynayıp eğlenmeyi tercih ediyor. Uykunun kendisine sağlayacağı yararları bilmediğinden, her gece türlü oyunlar peşinde koşturarak bir türlü uykunun yumuşak kollarına kendini bırakmıyor. Nil, uykuya direndiği gecelerden birinde, göz kapaklarını daha fazla açık tutamayıp renkli bir rüyaya dalıyor. Kendini serüve

Nun, bencillikten uzaklaşmamızı sağlayandır. Başka insanların, başka canlıların da var olduğunu, havanın suyun kıymetini öğretendir. Herkesin bir Nunu Olmalı 2011 Alma Ödülü adayı Seza Kutlar Aksoydan, her çocuğun kendinden bir şeyler bulacağı, duyarlık ve iyi yüreklilik özlemiyle yüklü çağdaş bir fantastik roman. Cansu için sıkıcı bir öğleden sonraydı. Çikolata yiyebilmek için evi birbirine katması, ders çalışmamak için bin bir takla atması bile bu ruh halini değiştiremiyordu. Biri gelip de Bugün başına

Düşlerinizden asla vazgeçmemeniz dileğiyle 2011 ALMA Ödülü Türkiye adayı Seza Kutlar Aksoydan tadı damağınızda kalacak sımsıcak öyküler Çocuk ve gençlik yazınının usta kalemlerinden Seza Kutlar Aksoy, yepyeni öykü kitabı Düşler Tramvayı ile beş farklı çocuğun çocukça dünyasına doğru renkli bir yolculuğa çıkarıyor okurlarını. Düşler Tramvayının her bir durağında ayrı bir sürpriz bekliyor okurları: Yere göğe bakınan ama hayatındaki eksikliği bir türlü bulamayan Mutlunun arkadaşlarına anlattığı hüzünlü öykü il

2011 ALMA Ödülü Türk iye adayı Seza Kutlar Aksoydan, kremalı pasta tadında, dört başı mamur bir masal ziyafeti Çocuk yazının usta kalemlerinden Seza Kutlar Aksoyun Küçük Prenses ve Kardelen adlı çok beğenilen masal kitabı, dördüncü basımıyla bundan böyle Tudem Yayınları kataloğunda. Günümüz dünyasında yaşayan bir Masal Cadısı düşünün. Ormandaki kulübesinde yalnız başına kalan, yıllardır insan yüzü görmediği için cadılık meziyetleri pas tutan, hatta süpürgesini bile uçurmayı başaramayan bir cadı. Televizyon

Romanımızın kahramanı Tomurcuk bu oyunun ustalarından biriydi. Her sabah oyununu kuruyor, büyük bir keyifle kurduğu oyunu izliyor ve elbette çok eğleniyordu. Tıpkı bebekleriyle oynar gibi Üstelik bu bebekler canlıydı. Kendiliklerinden konuşup oynadıkları için, Tomurcuka onları sadece izlemek kalıyordu. Ama bazen her şey denetiminden çıkıyordu. Küçük kız böyle zamanlarda kendini oyunun içinde buluveriyordu. Çizgi film izlerken kahramanlardan biri olmak gibi bir şeydi bu. Ya da akvaryuma bakarken balık ol

Soluk soluğa okunacak melodik bir ilk gençlik romanı: Aşk Kalır Kaleme aldığı okul öncesi ve çocuk kitaplarıyla büyük beğeni kazanan, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği tarafından dünyanın en prestijli çocuk ve gençlik edebiyatı ödülü, Astrid Lindgren Anma Ödülü (ALMA) için Türkiyenin 2011 yılı adayı olarak gösterilen Seza Kutlar Aksoy, ilk defa gençler için yazdı. Üstelik son derece estetik bir tema üzerine: Müzik Aşk Kalır, gençlik sorunlarını ustalıkla dile getiren bir roman. Yazar, Denizin, Umutun, Bahr

Ben düşleyerek, okuduğum kitaptaki yere, sen de resim yaparak, git canının çektiği yere.

"Roman nasıl bitiyor?" diyor. "Sevgililer birbirine kavuşuyor mu? Yoksa?" "Henüz bilmiyorum. Ucu açık olacak. Kararı okur verecek. Ben yazar özgürlüğümden vazgeçiyorum. Bu bir yolculuk romanı olacak. Yolculuklar sürprizlerle doludur. Bilirsin!" "Ayrıca," diye devam ediyor Umut, yazdığım bir roman. Bir ilk roman. Kahramanlarım da birer insan. Kişilikleri yok mu? Bırakırım iplerini. İstedikleri gibi davransınlar. İsteyen ipini koparsın, isteyen bağlı kalsın. "Olasılıklar, karşılaşmalar, denk düşmeler, ayrı

Babasının Noktacık´ı Annesinin Biricik´i Zannetmiş sevilmediğini, Ayrılınca babasıyla annesi Ama anlatınca sincap gerçeği Mutlulukla dolmuş kalbi 2007 TUDEM Edebiyat Ödülleri Resimli Kitap Yarışması Birincilik Ödülü