It is a reality that global practitioners have been facing problems in teaching English as a foreign language. These problems have turned out to be chronic despite the changing winds and shifting sands of foreign language pedagogy. If we consider that each country, region, school, teacher, and learner has its own characteristics, one can better visualize the immense diversity of the variables that can impact on learning. This diversity requires a practical perspective of pedagogy that foregrounds contextual

Hiç bilmediğiniz bir yerde gözlerinizi açsanız, üstelik geçmişinizi ve buraya nereden, nasıl geldiğinizi de hatırlamıyor olsanız ne yapardınız? F'nin Hikâyesi bu sorunun cevabını arayan bir karaktere odaklanıyor. Ancak karakterimiz böylesi zor bir durumun içindeyken hayatta kalmak, gündelik ihtiyaçlarını karşılamak gibi durumlar sebebiyle bu cevap arayışına istemeyerek de olsa ara vermek zorunda kalıyor. Fakat bununla da bitmiyor; nereden geldiğini bilmeyen karakterimiz, nereye gideceğini de bilmediği bir

İnsanlar için yaşadıkları hayat eşsizdir, yoldan çevirdiğiniz herhangi birine hislerini, hüzünlerini, neşesini, kısacası yaşadıklarını sormaya kalksanız; size anlattıkları ciltlerce kitabı dolduracak kadar çok olacaktır. Ve yine de gözlerine baktığınızda söyleyecek çok şeyi olduğunu görürsünüz. Gelgelim bir insanın kendisini anlatmaktaki coşkusu ne kadar sınırsızsa başkalarının onu tasviri o ölçüde zavallıcadır! Sözgelimi birisi ölmüştür; ölen ne kadar iyi, ne kadar güzel, ne kadar zeki veya ne kadar çirkin

Bilinen şu ki; insan dinamik bir yaratıktır. Bireyler sadece yaşadıklarından değil, hayatın tüm eylemlerinden etkilenir, öğrenir, ders alır ve gelişerek insanlaşırlar. Zaten insanoğlu için hayatı yaşam yapan dinamik de insanın bu insanlaşma sürecinden başka birşey değildir. Bu şiirlerin yazarı Yusuf Demir, şiirlerini kendi insanlaşma sürecini baz alarak yoğurmuş hayatın temel dinamikleriyle. Ve bu temel dinamiklerden yola çıkarak ortaya koymuş şiirin doğal imgelerini. Sonuçta ortaya okudukça anlaşılan