Aydınlanmadan Kemalizme Yetke ve-ya Özgürlük Kısa Özet "Bu çalışma bir bakıma iddialı, bir bakıma iddiasız bir çalışma, bir denemedir. İddialılık savı bütünüyle yeni bir dizge üretmek ya da üretilmiş bir düşünsel dizgeyi çürütmek hakkını ileri sürmesinde değil, kendi çerçevesi içinde kimi özgün görüşler ve bağlamlar öne sürmesinde yatmaktadır. Bu çerçeve yetke ve özgürlük sorunsalının Kemalist yönetime ve onun, kendine özgü yollarla ulaşmaya çabaladığı Aydınlanma paradigmasının nasıl ve hangi kanallardan u

Bu çalışma Genç Marx’ın Felsefik Kökenleri’ni sorgulayan ilk kitabı izlemektedir. “Köktenciliğin Alacakaranlığı” altbaşlıklı ilk kitapta antik, erken- çağcıl ve Alman düşüncelci ve romantik kimi seçkin düşünürlerin genç Marx üzerindeki etkileri ele alınmıştı. Burada ise, başlangıçta tasarlanan çerçeve içerisinde “genç Marx üzerindeki ütopyacı, Fransız ve Britiş etkileri irdeleme” amaçlanmış olmakla birlikte; değişik sebepler ve en başta da oylumsal nedenlerle, yalnızca (en tanınmış dört düşünürüyle) Fransız

Köktenciliğin Alacakaranlığı altbaşlığını taşıyan bu çalışma, Karl Marx'ın felsefik düşüncesinin kökenleri, şekillenmesi, gelişimi ve vargılarıyla ilgili çok geniş bir araştırma tasarısının (Marx ve Felsefe) ilk kitabı olarak düşünülmüştür; ve böyle olarak, 19. Yüzyıl Almanyası koşullarında Onun, Antik Grek, erken-çağcıl ve Alman düşüncelci geleneklerinden kaynaklanan beslenme damarlarını yoklamayı amaçlamaktadır. Bunun ardından, genç Marx üzerindeki ütopyacı, Fransız ve Britiş etkileri irdelemeyi amaçlayan

Celal A. Kanat'ın Hegel'in Devlet ve Toplum Felsefesine Giriş adlı çalışmasıyla başlayan incelemesi, elinizdeki kitap, Hegel'in Devlet ve Toplum Felsefesi'yle devam ediyor. Celal A. Kanat'ın Hegel felsefesinde devlet ve toplum üzerine olan incelemesinin 2. ve 3. kitabından oluşan ve Minerva'nın Baykuşu alt başlığını taşıyan bu titiz çalışma, alanında Türkçede ortaya konmuş en kapsamlı çalışma olma iddiasını taşıyor. Ve bu iddianın hakkını veriyor. Uzun bir araştırma, adanma ve emek sürecinin ardından okuru

Tinin Merdiveni uyuyan, taşlaşmış Tin olarak Tinin, doğada çoktan sergilemiş olduğu arı varlığını aşarak, kendi hakikatine Saltık İdenin kozmik gerçekliğinde ulaşması sürecini; kendini insansal varoluşun bütün form ve aşamalarında serimleyen bu öz-çelişkili mantıksal süreci, anlatan bir eğretilemedir. Tin toplumcul insan için genelde bilinçtir ve nesnesinin onun kendisi-için-varlığı olduğu uğrakta, o Özbilinçtir; ?varlık olan ?Ben' ve ?Ben' olan varlık olarak, o artık arı özbilinçtir. Tümel özbilincin ger

Atina halkerki birçok bakmdan, herhangi bir çacl dizgeden daha halkerksel gözükmekte (Russell, 95) ise de, yine de kendi ortamna ve kendi çana özgü toplumsal ve snfsal kstlanmlara edüen bir halkerki idi ve Platon açsndan özellikle önemli bir olgu olarak Sokratesi ölüme gönderen bir rejimdi. Bununla birlikte, Platonun bu yönetim tarzna kartl daha nesnel temellere de sahiptir ve O bunu, sk sk deindiim gibi Devletin varkalm sorunuyla balantlandrmtr. Hegel gibi, O da halkerki yönetimindeki toplumlarn, edimsel b

Celal A, Kanat bu çalışmasında insan metafiziğinin ölümünü insanın ´ölümü´nden yola çıkarak anlatmayı amaçlıyor. Kanat´a göre bu, dirîmbilimsel bir ölüm olmaktan çok. kendimize ve dünyaya ait bilgimizi olanaklı kılan bilgibilimsel bir ölümdür. Zihinsel/bilişsel yetislyle tüm dünyayı kucaklayabilecek biricik varlık olan insan, kendisini doğadan ve dış dünyadan koparıp, sahip olduğu doğal katmanı denetim altına alarak bastırdı. Bu örtük ikiliği olumsuz yollarla aşna çabası sc olumsuzları yadsınaya ve olumlula