Uzun yıllar akademinin, bürokrasinin ve siyasetin içinde olan Prof. Dr. Mustafa İsen'in bu çalışması bir muhacir köyünün anatomisi niteliğindedir. Türkiye'de muhacir kime denir? Osmanlı'dan günümüze nerelere yerleşmişler? Beraberlerinde getirdikleri kültürlerini nasıl korumuşlar? Sonrasında Türkiye'de başlayan hızlı değişim dalgasıyla nasıl dönüşmüşler? Ve bunlar gibi birçok sorunun cevabını anlamak için 1960'lardan günümüze Nalköyü ve civarını, İsen'in kaleminden dinlemek yeterli olacaktır.

Zamanın sultanı olmak var, coğrafyanın sultanı olmak var... Dünün sultanı olmak var, gönlün sultanı olmak var... Hint'in sultanı olmak var, Rum'un sultanı olmak var... Doğu'nun sultanı olmak var, Batı'nın sultanı olmak var... Kılıcın sultanı olmak var. sözün sultanı olmak var... Aşkın, bir de aşkın ve şiirin sultanı olmak var... Fatih Sultan Mehmet yanında yavuz Sultan Selim var. Kanuni Sultan Süleyman ve Adile Sultan var... yetmedi, Gazi Giray Han var Sehbaz Giray var... Kadı Burhaneddin var Şah İsmail va

Kadim bir insanlık kültüdür ölüm. Her devirde sanat da dokunmuştur ona. Ölüm de sanata dokunmuştur. Dilin en yalın ve en etkileyici duruşunu buluruz ölümde. Ve mersiye... Mersiyeler, klasik şiirimizin en yüksek duyuş katlarından birisidir. Bir hesap olduğu kadar hesaplaşma da vardır mersiyelerde. Ölüm dile durur en yakıcı haliyle. Mustafa İsen nicedir sahasında öncü çalışma niteliği taşıyan bu metniyle, bir kez daha karşımızda. Dile Duran Ölüm, şüphesiz bir anlama ve anlatma kabiliyeti. Bin yılın içinden bu

Yoğun bir kültürel ve edebi birikime sahip olan Balkanlar tarihin erken dönemlerinden beri Türklerin yaşadığı yörelerden biridir. Bu toprakların kendine has dokusu ve kültürü Osmanlı uygarlığının da etkisiyle daha da zenginleşmiştir. Kitap bölgenin derinlikli Türk kültürüne dikkat çekerken, bir Rumeli türküsünden alınan "Varayım Gideyim Urumeli'ne" ifadesiyle de okuru bölgeyi keşfetmeye çağırmaktadır.

Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kosova, Romanya, ve Moldova´da yaşayan soydaşlarımız başka kültürel birikimlerinin yanı sıra Türk edebiyatı ile ilişkilerini de sürdürerek Türkçeye yeni ürünler kazandırmaktadırlar. Bu derlemede bu ürünlerin çocuk şiiri boyutunu sunuyoruz.

Sadeleştirerek okuyucuya sunduğumuz Heşt Behişt, Anadolu sahasında yazılmış ilk, Türk Edebiyatı´nda yazılmış ikinci Şairler Tezkiresi´dir. Aynı memlekette bulunan resmi daireler, şahıslar arasında gönderilen resmi belge ve katiplere verilenhüviyet varakası gibimanalara gelmekle birlikte Tezkire, bellibir meslekte şöhret sahibi olmuş şahıslar, özellikle şairler hakkında bilgiler verip şiirlerinden örnekler sunan eserler olarak tanımlanabilir. Konusu, edebi şahsiyet, eser ve bunların çevredeki tesiri olması d

Kenuları edebi kişiler, eserleri ve bunların çevredeki etkileri olan şair tezkireleri, Klasik Edebiyatımızın birinci elden kendine has bir değerlendirme ve eleştirisini içlerinde bulundururlar. Bu özelliklerden dolayı sözü edilen eserler, kültür tarihi üzerinde çalışmalar yapanların, özellikle de Divan Edebiyatı araştırmacılarının temel başvuru kitapları durumundadır. Bu türün Türkçe´deki en önemli örneklerinden biri olan Latifi Tezkiresi ya da tam adıyla Tezkiretü´ş-şuara ve Tabsıratü´n-nuzema yazıldığı ta

... Farklı alfabelerde Türkçe olarak yayınlanmış bütün divanlar, bu çalışmaya konu edilmiştir. Meseleye bu kapsam çerçevesinde yaklaşılınca sadece Batı Türkçesinin örnekleri değil, Doğu Türkçesi çerçevesi içinde yayınlanan eserler de çalışmaya dahil edilmiştir. Çizilen bu çerçeveye Aşık edebiyatı mensupları da eserlerini divan olarak adlandırmışsa dahil edilmiştir. Bu kapsamın içine divançeler de dahildir. Zaman zaman rastlandığı gibi divanın bir bölümü Farsça ise bu tip eserler de incelemeye dahil edilmişt

... İçindekiler bölümünde de kolayca görüleceği gibi kitapta yer alan metinler, ağırlıklı olarak biyografi, şehir ve kültür ilişkisi, yani benim öğrencilik yıllarımdan beri büyük sevdam şuara tezkireleri ile alakalı çalışmalarla Balkanlar ve bunların dışında yer alan müstakil makalelerden oluşuyor. Yazılar, bu anlamda bir mütecanis görüntü sergilemekle birlikte, sonuçta uzun bir dönem içinde yapılmış araştırmalar toplamından meydana geldiği için mahiyeti gereği bu tarz yayınlarda rastlanabilecek konu dağını

Her biri yeni bir akademisyen tarafından baskıya hazırlanmış olan bu divanlar, gerçekten “Zirvedeki Şiir Ustaları”nın eserleridir. Dizide, divanların hem yeni hem de eski harflerle yazılmış hallerinin bir arada bulunması, Edebiyat öğretmenleri, öğrenciler ve araştırmacılar açısından tam bir kaynak özelliği taşıyor.

Her biri yeni bir akademisyen tarafından baskıya hazırlanmış olan bu divanlar, gerçekten “Zirvedeki Şiir Ustaları”nın eserleridir. Dizide, divanların hem yeni hem de eski harflerle yazılmış hallerinin bir arada bulunması, Edebiyat öğretmenleri, öğrenciler ve araştırmacılar açısından tam bir kaynak özelliği taşıyor.

Her biri yeni bir akademisyen tarafından baskıya hazırlanmış olan bu divanlar, gerçekten “Zirvedeki Şiir Ustaları”nın eserleridir. Dizide, divanların hem yeni hem de eski harflerle yazılmış hallerinin bir arada bulunması, Edebiyat öğretmenleri, öğrenciler ve araştırmacılar açısından tam bir kaynak özelliği taşıyor.

... Elinizdeki çalışma, Osmanlı hanedan mensuplarının şairliklerine yönelik bir ilgi sağlar, ardından da onların divanları üzerine daha yoğun bir alaka doğurur, giderek onların musiki, hat, gibi başka sanat dallarındaki emeklerine yönelik alakaların ortaya çıkmasına vesile olursa amacına ulaşmış sayılacaktır. Şüphesiz bizim yaptığımızla yetinilmemeli, giderek Osmanlı hanedanı gibi diğer Türk hanedan mensuplarının da benzer ilgileri çağdaş okuyucunun önüne sunulmalıdır, düşüncesindeyiz. -Mustafa İsen-Ali Fua

İÇİNDEKİLER : - Önsöz - Âlî - Hayatı - Eserleri - Künhü'l-Ahbâr - Künhü'l-Ahbâr'da Şair Biyografileri - Tarih ve Biyografi - Âlî'ye Kadar Osmanlı Ülkesinde Umûmî Tarihler - Dışındaki Biyografi Geleneği - Suarâ Tezkireleri - Şakâik Telif, Tercüme ve Zeyilleri - Künhü'l-Ahbâr'da Biyografi - Künhü'l-Ahbâr'da Eserlerden Örnek Verme İşlemi - Künhü'l-Ahbâr'ın Şairlerle İlgili Kaynakları - Kaynak Olarak Adı Geçenler - Tenkid İçin Adı Geçenler - Adı Geçmediği Halde Kullanılan Kaynakla

İnsan hayatının en yalın ve acı gerçeklerinden biri olan ölüm düşüncesi, çeşitli biçimlerde ifade edilegelmiştir. Bilindiği gibi, bunun edebî dildeki ifadesi mersiye, ağıt ya da tazarru´lardır. Kitap, hazırlayanın mersiye´ye dair uzun ve öğretici bir girişi ile padişahlara, devlet ileri gelenlerine ve arkadaşlara yazılmış mersiye örneklerini içeriyor. Prof. Dr. Mustafa İSEN bu eserde, insan hayatının en yalın ve acı gerçeklerinden biri olan ölüm düşücesinin, mersiye formu şeklinde şiire yansıyan boyutunu;