Evin sokağa bakan çatal kapısından gelen bu sesi duyan anam; iki eli hamur, çamaşır, bulaşıkta da olsa kaşla göz arasında sundurmadan aşağı beton merdivenleri telaşla, çifter çifter iner: “Geldim canım halam, bir tane halam” diyerek çatal kapının sürgüsünü bir çırpıda çekip halasını koltuklardı. Şekerpınar Mahallesinden yokuş yukarı İsmet Paşa mahallesine kadar Hüsniye Halayı yedekleyip getiren komşu kızı Serpil, anamın ısrarlarına rağmen eve girmez, emaneti emin ellere teslim etmenin huzuruyla geri dönüp g

Zira yaşanmadan bazı doğruların yakalanması her zaman mümkün olmuyor. Burada, el yordamıyla doğruları ararken pek çok yanlış da yapan bir genç adamın yaşamından kesitler var. Aradan şunca yıl geçmiştir. Ama, zaman zaman bazı yanlışlarım aklıma geldikçe; Ah benim salak oğlum, ah benim şaşkın oğlum! diye kendi kendime söylenirim ve hala hayıflanırım... Bu kitap, 20li yaşlardaki bir genç adamın günlüklerinden oluşuyor. Onun okuldaki, kentteki ve köyündeki yaşamından, kare kare çekilmiş fotoğraflar netliğinde

Her dalga üzerime biner sanki, Bir yel eser, bir rüzgar, Bir hasret akar, bir efkar basar. Deli olmuş gönül kabuğuna sığamaz, kuş olup uçmalı mı acep? Kalabalığın içinde kalakalmışım Bir ben, bir de sessizliğin sesleri...