Sakin halkı, monoton ve yavaş yaşamıyla tanınan Quiquendone kenti, yüzyıllardır tek bir kavganın olmadığı, kimsenin kimseyle anlaşmazlık yaşamadığı, insanların duygudurumlarının bile değişkenlik göstermediği, kentin kamu görevlilerinin hayatları boyunca inisiyatif kullanmadan, hiçbir önemli karar almadan görevlerini yürüttüğü bir yerdir. Ne var ki bu durağan hayat, Doktor Ox’un kente gelişiyle birlikte değişmeye başlar. Kendi seyrinde sessiz sakin devam eden hayat birden bambaşka bir düzene girer. Bu durum

Bir balonda başlayıp ıssız adada devam eden heyecan seviyesi çok yüksek bir macera… Onlarca kez ölümle karşı karşıya kalan beş savaş tutsağı bir balonla kaçmayı başarabilmişlerdi. Ancak onlar için yeni ve tehlikeli bir serüven daha başlıyordu. İnmek zorunda kaldıkları adada esrarengiz koruyucuları olmasa belki de hiç biri hayatta kalamayacaktı

"Ne yazık ki birçok insan, aslında mutlu olduğunu mutluluğunu kaybedince anlar." Bertrand Russell “Dünya’nın Merkezine Yolculuk”, “Ay’a Yolculuk” ve “Denizler Altında Yirmi Bin Fersah” adlı romanlarıyla, bilimkurgunun öncüsü olarak kabul edilen Fransız yazar JULES VERNE (1828-1905), olağanüstü hayal gücünü, döneminin teknolojik ve bilimsel gelişmeleriyle harmanlayarak çocukların olduğu kadar büyüklerin de yaşamlarında yeni pencereler açmıştır. 11 yaşındayken “denizlere açılmak” hayaliyle evden kaçan küçük J

“Hiç seyahat etmiş miydi? Büyük olasılıkla, çünkü dünya haritasına kimse onun kadar hâkim değildi. Paylaşacak detaylı bilgisinin olmadığı hiçbir yer yoktu. Kulüpte, yolunu kaybetmiş ya da şaşırmış gezginlerle ilgili ortaya atılan binlerce görüşü kimi zaman çok az sözcükle, kısaca ve açık bir şekilde düzeltirdi... Her yeri gezmiş biri olmalıydı, en azından zihninde... Bununla birlikte kesin olan bir şey vardı, o da Phileas Fogg’un senelerdir Londra’dan ayrılmadığıydı.” Phileas Fogg, kimsenin hakkında bir

Mösyö Vidal çok sevdiği erkek kardeşinin düğünü için Macaristan yollarına düşer, yolculuğun gemi ayağında sevimsiz bir adamla karşılaşır. Ama müstakbel yengesinin ailesiyle tanıştığında söz konusu sevimsiz adamı ardında bırakır, ya da öyle olduğunu sanır… Düğüne yaklaştıkça talihsizlikler de genç âşıkların peşini bırakmıyor gibidir. Görünmezlik, gaipten sesler, takıntı ve gerçek aşk… Peki, her şeye rağmen Wilhem Storitz’in sırrı açığa çıkarılıp genç âşıklar mutluluğa kavuşabilecek midir?

Max Huber ve John Cort, Afrika seyahatleri sırasında bakımını üstlendikleri küçük Llanga ve onlara refakat eden ekiple birlikte medeniyete dönüş yolundadır. Ancak beklenmedik talihsizlikler onları Afrika’nın göbeğine, balta girmemiş Oubangi Ormanına sürükler. Burada karşılaştıkları şeyse bilimde çığır açarak adlarını tarihe yazacaktır, ya da öyle olduğunu sanırlar. Afrika’nın gizemli ormanları, oranın daha da gizemli sakinleri ve umulmadık bir kral… Peki, tüm zorluklara rağmen Max Huber, John Cort ve yoldaş

Tanıtım Metni: SİYAH LALE - ALEXANDRE DUMAS Fransız romancı 1802 yılında doğdu. Romanları konu zenginliği bakımından önem taşır. Küçük yaşta babası ölünce, öğrenimini çabucak bitirmek zorunda kaldı. Yirmi yaşındayken cebinde yirmi frankla Paris’e gitti. 1826’da küçük bir hikâye kitabı yayınlayarak yazı hayatına başladı. Üç yıl sonra “III. Henry ve Sarayı” adlı tarihî bir piyes yazdı. Bu eser ona ün kazandırmaya yetti. Eserlerinde sadece ilgi çekici olayları anlatmıştır. Kahramanları hakkında konuşma yolu

“NATURE’S CREATIVE POWER IS FAR BEYOND MAN’S INSTINCT OF DESTRUCTION.” In 1866, several sea accidents took place in different parts of the World. Suspecting that the cause of these accidents is a giant monster, natural sciences professor Aronnax and his two friends set out on a research ship. Eventually, the team discovers what was thought to be a monster! During the encounter, when Professor Aronnax and his friends fell into the sea, they realized that the monster was indeed a submarine. The captain

Günümüzde bir dünya turu atmak için seksen gün gerekmeyebilir ama 1870`lerde, bu gezi neredeyse imkânsızdı. Yakın çevresinde düzenli bir yaşama sahip, titiz ve dakik biri olarak tanınan bir İngiliz beyefendisi olan Phileas Fogg, Reform Kulübü`ndeki arkadaşlarıyla servetini ortaya koyduğu bir iddiaya tutuşur ve bu geziyi seksen günde tamamlayacağını söyler. Geçmişi hakkında hiçbir şey bilinmeyen, zengin ve kibar Phileas Fogg`a yeni uşağı Jean Passepartout eşlik edecektir. Bay Fogg ve Passepartout, küçük bir

Setin İçindeki Ürünler Küçük Kara Balık Seksen Günde Dünya Turu Mutlu Prens Ahbap Kaplumbağa

Yaşları sekiz ila on dört arasında değişen bir grup yatılı okul öğrencisi ertesi sabah çıkacakları deniz seyahati için geceden kamaralarına yerleşip uyumuştur. Ne var ki yatı iskeleye bağlayan halatlar bilinmeyen bir nedenden ötürü çözülünce yat rüzgârın da etkisiyle açık denize sürüklenir, ardından kopan fırtınayla birlikte ıssız bir adanın kayalıklarına çarpıp parçalanır. Böylece başlarında bir tane bile yetişkin bulunmayan on beş çocuk için zorlu bir yaşam mücadelesi başlar.

Kendi halinde bir adam olan Gulliver ailesiyle sakin bir yaşam sürmekteyken geçim sıkıntısı onu gemilerde çalışmaya yöneltir. Gulliver denizaşırı seferler yapan gemilerde dünyayı dolaşmaya başlar. Bir gün korkunç bir fırtına gemisini batırır ve macera burada başlar. Gulliver kendini, her şeyin ufacık olduğu garip bir ülkede bulur. Bu ülkenin yerlileri Gulliver’in bir dev olduğunu düşünerek onu esir alırlar. Bu ülkeden zorlukla kurtulan Gulliver ikinci gezisini daha garip bir yere, devler ülkesine yapacaktır

Arka Kapak Yazısı: В течение 186… года весь мир был поражен необычайным по смелости научным опытом, беспримерным в истории ученых исследований. Члены «Пушечного клуба», основанного группой артиллеристов в Балтиморе после Гражданской войны в Америке, задумали установить связь с Луной – да, да, с Луной, не более и не менее, – пустив в нее ядро из пушки. Председатель клуба Барбикен, автор проекта, заручившись советами астрономов Кембриджской обсерватории, подготовил все необходимое для выполнения этого неслыха

Liverpool tersanelerinde gizemli bir gemi inşa edilmektedir. Güzergahı, hatta gerçek kaptanın bile kim olduğunu bilmeyen mürettebat heyecan ve endişeyle denize açılacakları günü bekler. O gün sonunda geldiğindeyse bilinmezlik içinde uçsuz bucaksız denize yelken açarlar. Forward isimli gemi nereye gidecek? Gerçek kaptan kim ve neden kendini gizliyor? Birlikte yola çıktığınız yoldaşlarınıza en kötü anlarda gerçekten ne kadar güvenebilirsiniz? Peki, her şeye rağmen Forward bilinmeyen amacını başarabilecek mi?

“Burası gerçekten Türkiye’nin başkenti mi? Ters yöne gitmiş olmayalım? Şurası Haliç değil de binlerce buharlı gemisiyle Thames Nehri olmasın? Bakınız, şuradaki cami Ayasofya değil de Aziz Paul Katedrali! Bu şehrin Kostantiniyye olması imkânsız, burası Londra!” Hollandalı Van Mitten uşağıyla Kostantiniyye’nin topraklarına ayak bastığında aklında sadece dostu tütün tüccarı Keraban’ı ziyaret etmek, Üsküdar’daki evinde ağırlanmak ve bölgeyi gezmek vardır. Tam da o gün, Boğaz’dan karşıya geçiş için yeni bir verg

“Deliriyor muyuz yoksa? Acaba kenti büyük bir hastaneye mi dönüştürmek gerekecek?” Damarlarında cıva, ayaklarının altında yüzlerce iğne varmışçasına hareketli ve coşkulu bir biliminsanı gibi görünen eksantrik Doktor Ox, yaşamları alabildiğine tekdüze, ağırkanlı insanların yaşadığı Quiquendone kentinin aydınlatılması işini üstlenir ve bunun için bir gaz fabrikası inşa ettirerek çalışmalara başlar. Ancak gaz borularının döşenmesiyle birlikte kentte esrarengiz olaylar baş gösterir. Jules Verne'den bilimsel yan

Macellanya, Amerika'nın güneyinde, Ateş Topraklarında resif ve adalardan oluşan bir bölge. Bu topraklarda yerlilere yardım ederek özgürlük aşkıyla yaşayan ve "Ne Tanrı ne de efendi!" diyen Kaw-djer adında gizemli bir adam da bulunmakta. Macellanya aynı zamanda fırtınalar bölgesi. Yeni bir koloni kurmak için Amerika'dan yola çıkan gemi de bu şiddetli fırtınalardan birine yakalanır ve içindeki göçmenlerle birlikte kayalıklara çarpıp parçalanır. Yerlilerin kurtarıcısı olan Kaw-djer göçmenlere yeni bir yaşam k

Jean Cornbutte, oğlunun ve birkaç tayfasının başka bir gemiyi zor durumdan kurtarmaya çalışırken denizde kayboldukları haberini alır. Bunun üzerine bir keşif gezisi düzenlemeye ve bu cesur adamları kurtarmaya karar verir. Yılların deneyimli denizcisi Baba Cornbutte, yanına yardımcı kaptanı Penellan'ı, oğlunun nişanlısı Marie'yi, yiğit tayfalarını ve kızak köpeklerini de alarak Kuzey Kutbu'na doğru yelken açar. Ne var ki kış erken bastırınca Grönland buzullarının arasında mahsur kalırlar. Bahar gelip de buzl

İngiltere’nin en seçkin okullarından Chairman’ın on beş öğrencisi, tatillerini gemi gezisinde geçirmeye karar verir. Yola çıkmalarına az bir süre kala kaptan dahil tüm tayfa karadayken geminin halatları kopar ve yaşları 8 ila 14 arasında değişen çocuklar denizde bir başlarına kalır. Aileler dahil herkesin yaşamlarından ümit kestiği öğrenciler ıssız bir adaya düşer. En büyük sınavlarını hayatta kalma mücadelesi içindeyken verirler. Chairman ismini koydukları adalarına eli kanlı haydutların ayak basmasıyla da