Türk dili, ilk ortaya çıktığı zamanlardan bugüne çok büyük bir alana yayıldı, çok büyük değişikler yaşadı. Bugün dünyada milyonlarca kilometre karelik bir alanda büyük bir çeşitlilik içinde konuşuluyor. Bu gerçeklik de bu dili dünyanın en stratejik dillerinden birisi yapıyor. Seksen milyondan fazla konuşuru ile Türk soylu dillerin en büyüğü olan Türkiye Türkçesi, Selçuklu’dan Osmanlı’ya oradan Cumhuriyet’e ulaşan çizgide büyük değişiklikler yaşadı. Söz varlığından alfabeye dek kendini sürekli çağın koşullar

Edebiyat alanında bir makale veya tez nasıl yazılır? Edebiyat çalışmaları, genelde bir sanat eseri olan edebi metne yöneliktir; dolayısıyla diğer sosyal bilimlerin yöntemlerine göre kendine özgü farklılıkları vardır. Elinizdeki bu kitap, alanın gerektirdiği bilgi ve becerileri kazandırmayı amaçlamaktadır. Kitapta Türk Dili ve Edebiyatı, Türkçe Eğitimi ve yabancı filolojilerin lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri için tüm bilimsel süreçler kolay anlaşılır bir dille anlatılmaktadır.

İki nehrin birbirine karıştığı, nehirlerin denizlere ulaştığı yerlerde çok özel türler gelişir. Ne nehir canlılarına ne denizdekilere benzerler. Zira buralarda kendine özgü bir flora ve fauna gelişmiştir zamanla. Disiplinlerarasılık ve sanatlararasılık da böyledir. Son derece bereketli imkânlara gebedir. Disiplinlerin birbirine değdiği yerlerden harika melez disiplinler doğar. Tıpkı sanatların birbirine karıştığı yerlerden gözalıcı eserlerin ortaya çıktığı gibi... Bu çalışmada, genellikle ayırdımına fazl

Edebiyat bir uygarlığı veya bir devri anlamanın onun ruhuna nüfuz etmenin en iyi yollarından biridir. Tarih kitaplarını okuyarak yapamazsınız bunu. Zira onlar çoğunlukla geçmişi savaşlar, krallar ve sınırlar karmaşası içinde sunarlar. Oysaki çağın ruhu, bir şarkıda, bir ilahide veya bir hikâyede daha iyi hissedilir daha içeriden yakalanır. O yüzden bazen sırf geçmişi daha iyi anlamak için edebi metinleri okumak gerekir. Türkçede antik uygarlıkların tarihine dair, telif veya çeviri çok kitap var ama onlar

Şurası kesin ki vicdanlı bir öğretmen, sürekli yeni şeyler öğrenir, onları kendi bilgi dağarcığının bir parçası hâline getirir, bilgilerini yenileriyle güncel ve taze tutar, metotlarını sürekli yeniler ve sınıfına bu yeni bilgiler ve yeni öğretme metotları ile gider. Hiçbir zaman mevcut bilgileriyle yetinmez, eski bilgilerle sı-nırlamaz kendini, daima yeni şeylerin susuzluğunu çeker.Sosyal bilimlerin başat şubelerinden biri olan edebiyat bilimi, bilimsel yetkinliğini oldukça geç zamanlarda ispat etmiştir. B

İdeoloji ve sanat ilişkisi, sanat ve edebiyat tarihlerinin şu veya bu şekilde değinmeyi sevdiği bir konudur. Ama çoğu, bu ilişkinin doğasını sistematik olarak ele almadan yapar bunu. Edebiyat ideoloji ilişkisine dair de hatırı sayılır bir literatürle karşılaşırız. İşte elinizdeki bu kitapta önce sanat tarihinin gelişimi içinde ideolojinin yerine bakıldı sonrasında ideoloji kuramları kronolojik olarak özetlendi. Ardından da ideolojinin tanımı, işleyişi ve araçlarına bakıldı. Devamında ise belli başlı ideolo

Bu kitapta Türk öyküsünün 1923-2000 arasındaki macerası altı dönem halinde anlatıldı. Her dönem önce belli eğilimler sonra da onlara yön veren isimler üzerinden özetlenmeye çalışıldı. Ama edebiyatı öykü üzerinden birtakım dönemlere ve akımlara ayırmanın gayesi, sadece değişmeyi göstermekti yoksa elbette aşılmaz setler yoktu aralarında. Kitapta ayrıca has edebiyat ve popüler edebiyat ayrımına da gidilmedi. Cumhuriyet öyküsünün manzarasını bütüncül bir bakışla görebilmek adına öykünün bütün kıvrımlarına eld

Bu çalışmanın ilk amacı, edebiyat biliminin diğer sosyal disiplinlerle ilşkisinden doğan yeni imkânları ele almaktır. Ancak bunun tam olarak ortaya konabilmesi için öncelikle edebiyat biliminin araştırma nesnesi olan edebiyat sanatının diğer bilimlerin araştırma nesneleri ile ilşkilerine göz atmak gereği vardır. Bu sebeple her bir bölümde, edebiyat sanatının ilgili bilim dalının araştırma malzemesi ile etkileşimi ele alınmıştır. Örneğin, edebiyat bilimi ve dilbilim ilşkisinin ele alındığı bölümde, önce her

Selçuk Baran kahramanlarının haklılığına okuru inandırır. Onları sahiplendirir. Okur onun acılı ve toplumun, kent yaşamının yaraladığı kahramanları ile bir empati kurabilir. Bu dikkate değer bir yazarlık başarısıdır. Kalabalığın içindeki yalnız kadınlar, ölümü bekleyen ihtiyarlar, olmak istediğini olamamış memurlar çıt çıkarmayan bir ağlayış gibi anlatılırlar. Erkek gözü ile belki de görülemeyecek pek çok ayrıntı, onun çok özel dikkati ve duyarlılığı ile işlenir. Bu da onun döneminde Türk öykücülüğü için mu

Elinizdeki bu çalışma 1896-1894 Yılları Arasındaki Türk Romanında Yabancılar ve Azınlıklar adını taşıyan bu çalışmanın temel amacı, Türkler nezdinde yabancının tarihsel köklerini ortaya koymaya çalışmak, Türk insanın nezdinde yabancının mensup olduğu milliyete, sosyal tabakaya göre farklılık gösterme nedenlerini yakalamak, tarihi süreç içerisinde sahanın önemli bir alt dalı olan roman çerçevesinde belirlemektir. Toplumsal hayatla ilgili pek çok ayrıntı, çok farklı kaynakların ve metinlerin taranması suretiy