Eğlence ve iş dünyasının kesiştiği noktalar çevresinde işlenen bir dizi cinayet ve bunun yarattığı ürküntülü atmosferi yaşatıyor bize bu kez Edgar Wallace. Bu kez işin içerisinde, Scotland Yard dedektifleriyle görüş alışverişi yapan Amerikan dedektifler de var. Son derece heyecanlı sahnelerin gerçekçi bir biçimde ve başarıyla zihnimizde canlandırıldığı usta işi bir polisiye romanı daha

Edgar Wallace bu kez bizi borsaya götürüyor. Burada yaşanan spekülasyonlar çevresinde dönen baş döndürücü olayların içine sokuyor. Kendine özgü üslubuyla anlattığı bu spekülasyonlarla bağlantılı cinayetler, gizemli ve metafizik olaylar, tutkulu aşklar Londra’yı mekân tutmuştur. Heyecan ve merakın yanında edebi zevkin de alınabildiği bir polisiye eserle karşı karşıyayız.

Ünlü İngiliz yazarı Edgar Wallace (1875-1932), yine olağanüstü bir romanla karşımızda. Bir seri katilin korkunç cinayetleri, tarihsel bir arka planla desteklenerek anlatılmaktadır. Korkunç olmasının yanı sıra gizemli ve son derece heyecanlı anlatımı ve King Kong’un prototipi diyeceğimiz bir orangutan olan Dagh’ın da roman kahramanlarında birisi olması romanın çekiciliğini artıran önemli etkenlerden. Yarattığı yeni polisiye tarzıyla çığır açan Edgar Wallace’tan etkisini uzun süre üzerinden atamayacağınız tüy

Londra’nın tehlikeli ve pislik içindeki arka mahallelerinden birisinde, karanlık bir gecede işlenen gizemli bir cinayet etrafında dönen ilginç olaylar… Beyaz Maske olarak tanınan ünlü ve sırlarla dolu bir hırsızın yaptığı hırsızlıkların bu cinayetle olan bağlandığını heyecan ve şaşkınlıkla okuyacağız. Ünlü İngiliz polisiye yazarı Edgar Wallace’ın Londra ve Güney Afrika arasındaki gizemli örgü yumağını nasıl çözdüğünü hep artan bir merakla izleyeceğiz. Yoksul çocuklarına bakabilmek için zengin kadınların mü

Odasına çıkınca kasayı açtı ve defterini çıkardı. Son sayfaları dikkatlice okudu ve hiç adeti olmadığı halde Lak'ı düşünerek güldü. Çünkü bu sayfalarda ölümünden sonra kendisini ünlü yapmaya yetecek birçok olay yazılıydı. Bu gibi anıları yazmak belki delilikti, fakat gururu ve tehlikenin heyecanı bu hatayı unutturuyordu. Daha doğrusu yalnızlık onu bu defteri doldurmaya yöneltiyor ve gecenin sessiz saatlerinde en samimi bir arkadaş gibi ona sarılıyordu.

Ünlü İngiliz oyun yazarı, romancı ve gazetecisi olan Edgar Wallace (1875-1932), King Kong’un da yaratıcısı olarak bilinmektedir. İki yüze yakın eseri film ve radyo uyarlaması yapıldı. Polisiye romanlarında ilk kez dedektifler yerine gerçek polisleri yazdı. Yazma ve editörlük aşaması da dahil değişik bir çalışma tarzıyla ürettiği eserleri ilgi gördüğü kadar eleştirilerin de hedefi olmuştur. Bu romanında da Londra’da gerçekleştirilen gizemli bir hırsızlığı kendine özgü üslubuyla anlatmaktadır.

Edgar Wallace’ın 13 Numaralı Oda romanında profesyonel dolandırıcılar çok, kahraman bile onlardan biri.” –The Spectator Hapisten yeni çıkan Johnny Gray, eski dostu Peter Kane’i ziyaret ettiğinde o günün nice kötü olaya gebe olduğunu bilmemektedir. Kane ile karanlık bir geçmişi paylaşan polis katili Emanuel Legge de kendisini ziyaret etmek için tam o günü, kızının düğün gününü seçmiştir. Johnny Gray bir öfke kasırgası içinde, Kane’in biricik kızını emanet ettiği yeni kocası Binbaşı Floyd’un en uğursuz tür

1920’lerde Büyük Britanya’da satılan tüm kitapların dörtte birini sadece tek bir kişi kaleme almıştı: Edgar Wallace.” –Harry Pearson J. G. Reeder gözleri iyi görmeyen, çekingen, sıradan ve pejmürde bir adam gibi görünebilir. Ancak görünüş yanıltıcıdır. Bu orta yaşlı adam savcılık için çalışırken sıradışı zihnini zorlayacak pek çok davayla karşılaşsa da hepsinin altından kalkmayı bilecektir. Edgar Wallace, birbirinden ilginç sekiz vakanın yer aldığı bu öykü derlemesinde okurlara J. G. Reeder’ın zihnin

The hush of the court, which had been broken when the foreman of the jury returned their verdict, was intensified as the Judge, with a quick glance over his pince-nez at the tall prisoner, marshalled his papers with the precision and method which old men display in tense moments such as these. He gathered them together, white paper and blue and buff and stacked them in a neat heap on a tiny ledge to the left of his desk. Then he took his pen and wrote a few words on a printed paper before him. Another breat

Odette Rider is fired by Thornton Lyne after rejecting his favors. Jack Tarling, a detective who has been working in China and just returned to London, visits his cousin Thorton Lyne at his store to discuss his cashier Milburgh's embezzlement. In his anger with Odette, Lyne decides to try to blame her for the embezzlement instead. Tarling immediately falls in love with Odette. Lyne is found dead in the park with one of Odette's nightgowns wrapped around his gunshot wound and it doesn't look good for Odette.

This thriller by Edgar Wallace is a perfect example of the Edwardian era's suspense novels which were the most popular form of fiction after the pulp romances of that time. It depends upon twists and turns and unexpected surprises and keeps the reader wondering what's next. The Clue of the Twisted Candle also includes an unflappable hero and a thoroughly despicable villain (an Albanian aristocrat with an unlimited thirst for power and honor). Reading it today is a lot of fun and gives one a sense of that by