Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kandil'e gidiyorum... "Ova bitti, karşımızdaki sarp dağlara tırmanmaya başladık. Güneş dağların arkasında kaybolurken, tepelerdeki tek tük bulutlar bir renk cümbüşü içinde adeta dans ediyordu... Önce kıpkızıl oldu tüm bulutlar, sonra pembeleştiler, en sonunda da eflatun oldular. Biraz sonra dağların zirvesinden koskoca bir dolunay yavaş, yavaş yükselmeye başladı. Bronz renkli bir dolunaydı bu. Ayın üstündeki kahverengi dağlar bile seçilebiliyordu. Ve Dolunay dağların tepelerine asılmış devasa bir projektör
30 TL.
Tükendi
12 Mart, Deniz, Yusuf, Hüseyin, İdamlar Atilla Keskin, "68´li dönem"de, Deniz´ler, Hüseyin´ler, Yusuf´lar, Sinanlar´la aynı ideali paylaşıp yeryüzü biraz daha aydınlık olsun diye yüreğinde kıvılcımlarla yola çıktığında, Ortadoğu Teknik Üniversitesi son sınıf öğrencisiydi. Fedâkarlık, inandığı yolda yürürken tehlikeyi hesap etmemek, ideal ve kader ortaklığı, o kuşağın en belirgin özellikleriydi. O günlerde en önde yürüyenler ya öldürüldüler ya da hemen yanı başlarında bir arkadaş canında soludular ölümü. D
160 TL.
Tükendi
Zorunlu Yalnızlık, Doktor Ergunun trajik yalnızlığının öyküsüdür. Doktor Ergun Kuzguncukta büyümüş, hümanist, mesleğinde çok başarılı, yardımsever bir ortopedisttir. Yaralı bir devrimci örgüt üyesinin yarasını sarması için kendisinden yardım talep edilir. Ettiği Hipokrat yeminine hep sadık kalan doktor ikirciklenmeden bu isteği yerine getirir. Ne ki, iki gün sonra yaralı devrimcinin kaldığı hücre evi basılmış ve içindekiler öldürülmüştür. Devrimcilere yardım ettiği için polis teşkilatı ve hücre evini kendis
30 TL.
Tükendi
Benim aslan babamın bir acayip huyları vardır. İyi insan olmaya iyi insandır. Bağırıp çağırmaz, ne kadar yaramazlık yaparsam yapayım beni hiç dövmez. Ama çok, çok inatçıdır. Annemin dediğine göre ben de çok inatçıymışım. Keşke bu huyun babana benzemeseydi, der her zaman. Neyse ki babam benden daha inatçı olduğu için, her zaman babamın dediği olur. Bu pazar sabahı da aynısı oldu. Kimi cumartesi günleri kendisi akşam dokuzda onda yatağa girer. Ama kendisi uyumaya giderken bana da sıkı sıkı tembih eder: Sen d
25 TL.
Tükendi
Deniz Gezmişin arkadaşı olduğumu duyanlar bana hep, kendilerinin başından geçen Deniz Gezmiş öyküleri anlatırlar. Şimdiye kadar rastgeldiğim benim yaşımda veya benim yaşıma yakın bir çok insandan Deniz Gezmiş öyküleri dinlemişimdir. Halkımızın efsane yaratma olayını çok duymuştum. Deniz öykülerinde de bu efsane yaratma olayı çok canlı olarak tekrar tekrar karşıma çıktı. Bu öykülerin büyük çoğunluğunun gerçekle ilgisi yoktu. Ne ki; bu öyküleri anlatanlar yalan da söylemiyorlardı. Çünkü söylediklerine, kendi
12.04 TL.
Tükendi
Bisikletim eski olmaya eski, selesi hiç rahat değil, çamurlukları da başka renk. Frenleri de çubuk fren. Biliyorum çubuk frenler çabuk bozuluyor. Ama ne olursa olsun, bu benim bisikletim. Artık bisiklet kiralama yok. Geri götürürken geç kalma tehlikesi yok. Şimdi en çok arzu ettiğim şeyi gerçekleştirebilir, kendi bisikletimle bağımıza gidebilirdim, en çok buna seviniyordum...
40 TL.
Tükendi
Altmış üç yaşımdayım şimdi. Çocukluğumu, gençliğimi yazarken sanki yeniden büyüyor, büyüdükçe değişiyor, değiştikçe yaşantımı daha iyi anlıyor; niye, nasıl, neden sorularını daha iyi yanıtlıyabiliyorum. Basit, sıradan ve naiftir Afyon´a ilişkin yazdıklarım. Hemen her şeyin tekdüze, sıradan yaşandığı bu küçük kentimde aşırı sevinçler, aşırı acılar ender yaşanırdı. Bağa gitmek sevindirirdi beni, bahçemizdeki tavukların yumurtlaması ya da mahallemizde oynadığımız bir oyunda sigara kutusu kapaklarını üttürünc
110 TL.
Tükendi
Atilla Keskin, bu romanında iki DOST´un öyküsünü anlatmaktadır. Ayhan ve Kayhan,12 Mart, 12 Eylül darbelerinin zulmünü birlikte göğüsleyen iki dosttur. Sevgiyi, acıyı, sosyalist ütopyalarını, düşmanlıkları bile paylaşmışlardır. Sözcüğün tam anlamıyla dostturlar; uzun yıllara dayanan, sağlam, sapasağlam, sevgi sarmaşığıyla pekiştirilmiş bir dostluktur onlarınki. Ne faşist baskılar, ne örgütlerin katı kuralları, yanlışlıkları, perçinleşmiş, derin bir hümanizma üstüne kurulu bu dostluğu yıkamamıştır.
27.78 TL.
Tükendi
Zorunlu sürgünün ne demek olduğunu en çok Atilla Keskin´in gözlerinde görmüştüm… O susuzluğu… O derin hasreti… Yıllar önce gittiğim Almanya´da bana "Sen İstanbul kokuyorsun," diyerek sarılmıştı… Tıpkı Deniz´e, Yusuf´a, Hüseyin´e sarılır gibi… 5 Mayıs 1971´i, 6 Mayıs´a bağlayan uğursuz bir gecede uğurlamıştı arkadaşlarını son yolculuklarına, darağcına… O gece sadece Deniz, Yusuf ve Hüseyin asılmıyordu; bu ülkenin masumiyeti asılıyordu… Hüseyin İnan´ın darağcına giderken ondan son dileği, eğer bir oğlun olu
80 TL.
Tükendi
Zorunlu Gurbet ilticacının sürekli sırtında taşıdığı, indirmek istesede hiç inmeyen bir acı özlemdir. Yıllar geçtikçe ağırlaşır bu özlem. Sırtı bükülür zorunlu gurbetçinin. Dik durmaya çalışır, beceremez. Gittiği, gezdiği her yerde peşindedir bu özlem. Yediği her lokmada gelir boğazına dizilir. Hele de sözcükler, hele de müzik, bir tiyatro, bir sinama kendi dilinde... Sanılır ki kapağı Avrupa´ya atan kurtulmuştur; artık özgürdür. Öyle midir acaba? Kitabı okuduğunuzda öyle olmadığını sizler de gö
75 TL.
Tükendi
Atilla Keskin, son romanında 12 Eylül´ün dağıtıp parçaladığı hayatlara bakıyor. Fidan Mazlum ve Koray Nur çiftleri ekseninde farklı uçlara yönelen kişileri anlatıyor. Duygusal nedenlerle, kendilerini kanıtlamak veya kabul edilmek için sol hareket içinde yer alanların trajedisini, 12 Eylül´ün yumruğunu yedikten sonra roman kahramanlarının, çözülme, kişilik bölünmesi, yalnızlaşma, içe kapanış ve tutkulu aşklarını hikâyeleriyle aktarıyor bize. Romanda 12 Eylül döneminden başlayarak cezaevleri, örgüt içi çekişm
18.06 TL.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1