Kırklareli Dereköy’deki çiftlik evini bir butik otele dönüştüren yazar Zafer, İstanbul’da bir türlü “evrilememiş”, kendi deyimiyle “tersine doğal seçilim” yaşamış ve sonucunda da İstanbul’dan göçmüştür. “Eğer kalsaydım,” der, “gittikçe vahşileşen yaşam beni yiyip bitirecekti.” Zafer, elindeki yaşamla hissettiklerinin arasındaki büyük çelişkiyi gördükten sonra kurduğu yeni düzende, dokuzuncu kitabını yazmaya karar verir. 2020 yazında, pandemi nedeniyle bomboş kalan oteline gelen bir kadın, onun akıp g

Ejder Aydın, kendi deyimiyle tesadüfen yaşar. Annesi ve babasının ani ölümüyle çocukluğu çalınmıştır. Geçirdiği trafik kazasından kalma, yüzünde ömür boyu taşımak zorunda olduğu bir yara izine sahiptir. Önceleri tüm bunlara bir mana vermekte zorlansa da, büyüdükçe kendi öfkesini, yalnızlığını ve üzüntüsünü tanımıştır artık. Kimseye iyi davranmak zorunda olmadığını, sadece güçlü olması gerektiğini düşünür. Konak Otel'in resepsiyonunda tesadüfen tanıştığı Cahide adlı takatsiz bırakan cinsten güzellikte bir ka

Aikido Türkiye´de yeni yeni taninmaya baslayan bir uzakdogu sporu. Bütün uzakdogu sporlarinda oldugu gibi derin bir felsefe içeriyor. Hakan Karahan´in kaleme aldigi Yeni baslayanlar için Aikido, bu sporla ilgilenen ve yeni baslayanlara rehber olabilecek bir kaynak. Yazar, kitabi kaleme almasinin en önemli nedeni Aikido´nun Türkiye´de yayilmasi gayreti ve ülkemizde bu sporu tanitan herhangi bir yayin bulunmamasi oldugunu vurguluyor. Hakan Karahan Siyah kusak sinavim tam bir 1 saat 10 dakika sürdü. Ben son 20

Bir Dojoda çalışan siyah kuşak sahipleri, aslında en beyaz, en saf olanlardır. Tezat gibi görünse de doğru. Bir siyah kuşaklı karşısına gelen kar gibi beyaz kuşaklı talebeyi yıllarca eğitir. Bu sadece beden ve teknik değil, aynı zamanda ruh eğitimini de içine alır. Zaman geçer bir de bakarsınız, o beyaz kuşak çalışmaktan simsiyah olmuş, o siyah kuşak ise çalıştırmaktan eskimiş, aşınmış, rengi kaçmış ve artık beyazlamıştır.

Geçmişiyle yüzleşme cesaretini göstermiş olanınız var mı? Bugün olduğunuz yerden bakınca yaşadığınız hayatı acısıyla tatlısıyla gözden geçirmek kolay mı? Bunu yaparken insan kendisine karşı ne kadar dürüst olabilir? 21 yılını finans sektöründe geçirdikten sonra en tepedeyken her şeyi elinin tersiyle itip ‘kendi istediği gibi’ yaşamayı seçen Hakan Karahan, hayatın onu getirdiği yerden geçmişine, bugününe, hayata, ölüme, işe, aşka, paraya, politikaya, evliliğe, sekse ve aldatmaya bakışını sorguluyor. Üstün

“Canın mı yanacak? Evet belki. Ama ensendeki namlunun baskısının, belindeki acının ne önemi var. Başar be evladım. Bu kadar gerilim içinde olman saçma değil mi? Buraya Carla’yı bulmaya gelmedin mi? Peki sana kim rahat rahat, elinde koymuşsun gibi kızı bulacağını vaat etti? Kıvranmadan, acı çekmeden savaş mı var? Kim sana her attığın adımda önündeki bütün engellerin eriyip yok olacağına dair söz verdi? Hiç kimse. Sen hiç kimsenin geçmediği yollardan bile olsa geçip Carla’yı kurtarmak üzere tek başına hareket

“Şifrelenmiş, ona göre yetiştirilmiş, silahları, refleksleri bileylenmiş savaşçı formatındaki kaftanı ben mi omuzlarıma aldım? Yoksa şallarla pelerinleri dağıtanlar bana bunu özel olarak mı diktiler? Özgür dünyada kader tutsağı olmak diye bir kavram var mı? Sigaramı söndürdüm. Düşünüp taşınmanın önemi yok bu saatten sonra. ‘Kalın kafanı yorma boşuna oğlum’, diye mırıldandım Beretta’yı usulca okşayarak. İçeride korumam gereken iki kişi var. Hayatları tehlikede... Ve ben birisine aşığım.” Yakışıklı, Aiki

Fakat şimdi gerçektir. Geçmiş, şimdi ve geleceği ayıran hiçbir şey yoktur. hepsi şu anda toplanmıştır: Gerçek budur. tereddüt etmeden karar verdiğin an. "Marubashi", Sen söyle! -"Marubashi". Hayat köprüsü.