Bertolt Brechtin 1939 yılında kaleme aldığı ünlü oyunu Cesaret Ana ve Çocukları, dramaturji notları ile beraber ilk kez Kürtçe-Kurmancîde. Dayika Wêrîn Û Zarokên Wê, di dîroka teatroyê de yek ji lîstîkên herî baş ku li dijî şer e. Brecht û hevalên wî di 1939a de ji dagiriya Naziyan direvin û derbasî Swêd dibin. Piştî vê bi 5 mehan, Almanya Polonyayê îşgal dike. Û Brecht bi hêrsa li hemberî vê îşgalê Dayika Wêrîn Û Zarokên Wê dinivîse. Ev lîstika ku babeta wê têsîra wêranker a şerên Ewropayê ye, xefleta çîn

Şarasan, ya da gerçek adıyla Sarkis Tütüncüyan, ilk baskısı 1914’te, Osmanlı halkları için uğursuz bir yıl olan 1915’ten tam bir yıl önce yapılan bu eseri kaleme alma gerekçelerini şu sözlerle anlatır: “Küçük yaşlardan itibaren tiyatroya ve tiyatroculara olan ilgi ve merakım, babamdan kalan bir fotoğraf albümünü karıştırırken rastladığım birkaç Türkiyeli Ermeni tiyatro emekçisinin fotoğrafları ile karşı konulmaz bir hal aldı. Onları birer mücevhermiş gibi özenle yerlerinden çıkarıp cebime yerleştirdim. Ta

1907 yılında, İstanbul Belediye Başkanı Rıdvan Paşa, bir yol yapımıyla ilgili olarak Bedirhanilerle yaşadığı ihtilaf sonucunda öldürülmüş, ardından, bu olay kullanılarak tüm Bedirhaniler sürgüne gönderilmiştir. Emir Bedirhan kitabının bu olaya bir tepki olarak yazıldığı söylenebilir. Kitap, 20. yüzyılın başlarında İstanbulda yaşayan ve Kürt milliyetçiliğinin temellerini atan aydınların ruh halini yansıtması ve bu konudaki ilk kaynaklardan biri olması bakımından, Kürt tarih yazımında çok önemli bir yere sahi

Bu kitap çalışmasında, Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları, Tiyatro Boğaziçi ve bir sendika tiyatrosu deneyiminin birbirini takip ettiği dönemleri anlattım. Fakat bu anlatı bir tarih değil; olsa olsa, bir tarih yazımına kaynaklık edebilecek bir düşünceler silsilesi. Tıpkı tiyatro çalışmalarımızda olduğu gibi, oyunu tek başıma kurmak istemedim. İsteyen oyuna dahil olabilir diyerek yazdım. Ömer Faruk Kurhan

Sevilay Saral tarafından kaleme alınan Bir Kadın Uyanıyor gerçek bir hayat hikayesinden yola çıkılarak yazıldı. Hikayesini anlatan kadın ile yazar ve oyuncu bir araya geldi; saatler süren söyleşilerde anlatılan hayat hikayesi sahne üzeriyle de ilişkili biçimde kaleme alındı. Bir Kadın Uyanıyor, kadınların tiyatrosu formunda sahnelenen ve BGST Yayınları tarafından kitaplaştırılarak yayımlanan ikinci oyun. BGST Yayınlarından çıkmış olan 7 Kadından sonra bu tek kişilik kadın oyununda da hem sahne üstü hem de

Küresel iklim değişimi, içinde bulunduğumuz yüzyılın en çetin ekoloji sorunlarından birisi. Modern endüstriyel ekonominin can damarı olan fosil yakıtların tüketilmesi sonucu atmosfere salınan seragazları birikerek iklim değişimine neden oluyor. Aşırı iklim olayları daha şimdiden geniş insan topluluklarını etkilemeye başladı. Yakın geleceğe dair bilimsel tahminler deniz seviyelerinin yükseleceğini, aşırı sıcak ve soğukların yaşanacağını, sel, tayfun ve kuraklıkların sıklaşacağını öngörüyor. Yaklaşan ekolojik

Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nda sürdürülen çalışmalardan biri olan 45'lik Şarkılar projesinin şekillenme sürecinde, zihinlerde beliren temel soru şuydu: Kentlerde yaşayıp Batı müziği eğitimi almış müzisyenlerin, yaşadığımız coğrafyanın insanlarına hitap edebilecek, buralı' bir müzik yapmasının koşulları nedir?. Bir türkü düzenlemesindeki enstrüman kullanımından, şarkı sözü ve beste çalışmalarına; konserlerden, sahnede seyirciyle/dinleyiciyle kurulan ilişkiye kadar çok geniş bir yelpazede yanıt oluş

Yüzyılın iki büyük düşünürünün yıllar önce yaptığı bu tartışma iki konu etrafında odaklanır: Bilimsel bilginin gelişimi nasıl yorumlanmalıdır? Siyasal mücadelede adaletin, bir başka deyişle etiğin yeri nedir? Foucault'ya göre, tarihte bilgi üretimini farklı çerçeveler belirlediği için, her çağda farklı bilimsel söylem tipleriyle karşılaşırız. Chomsky ise kendi dilbilim kuramından hareket eder ve insanın doğarken beraberinde getirdiği bir yaratıcılık kapasitesi olduğunu savunur. Siyasal mücadele, bir sınıf

Michael Albert'ın Noam Chomsky ile yaptığı bu uzun söyleşi entelektüellerin sorumluluğu üzerine bir tartışma ile başlıyor. Buradan hareketle sosyal bilimlerin ve kültürel kurumların işlevi, ABD'de ve dünyadaki sol hareketlerin başarıları ve başarısızlılıkları, aktivist bir etiğin ve özgürlükçü bir muhalif örgütlenmenin nasıl olması gerektiği gibi bir çok konu ele alınıyor. Söyleşi tarzı, zaman zaman okuyucuda burada ele alınan her konunun aslında çok daha etraflıca tartışılmaya ihtiyacı olduğu duygusu uyand

Pilavdan Dönenin Kaşığı Kırılsın dostluğa, birlikte mücadeleye, dayanışmaya dair bir oyun. Üç arkadaşın 20 yıllık bir süreçte yaşadıklarının, aralarındaki ilişkinin, eğilimlerinin ve kişiliklerinin değişiminin hikayesi. Kavgaların, dostlukların, güzel günlerin, zor zamanların, hayallerin ve hayal kırıklıklarının hikayesi. Biri hastalansa diğerinin de yatağa düştüğü çocukluk günlerinden, hiçbir konuda anlaşamayıp yine de yan yana durmaya çalıştıkları orta yaşlarına kadar geçen zamanın hikayesi. Pilavdan Dön

Beş Kadın, Kadın Masalları, Uykudan Önce, Düş Dostları ve Kadın Doğum feminist bir tiyatrocunun 19972002 yılları arasında 8 Mart Kadın Etkinliklerinde sahnelenmek üzere kaleme aldığı kadın oyunlarıdır. Beş oyun da oyun örgüsü, karakterler ve ele alınan konular bakımından birbirinden farklılaşır: lise mezuniyetinden on iki yıl sonra buluşan kadınlar, yazarlarından öykülerinin değiştirilmesini talep etmek için canlanan masal kahramanları, yatak odasında bir araya gelen üç kız kardeş ve arkadaşları, bir kadın

Yunan Mitolojisi'nde İkarus, tüy ve tutkalla imal edilmiş kanatlar kullanarak uçarken, tedbirsizliği sonucu denize çakılır. ikarus'un sonu, bilginin ihtiras ve aşırı özgüvenle kullanılmasından doğacak felaketi temsil eder. Bertrand Russell bu kitabında, politik ve ekonomik kurumların hâkimiyetini koruması halinde, bilim ve teknoloji alanında gözlenen gelişmelerin yaratacağı karanlık dünya hakkındaki korkularını paylaşır. Modern bilim insanlarının uçmayı öğrettiği toplumlar, tıpkı İkarus gibi felakete sürük

1917 DEVRİMİ'NİN ARDINDAN BOLŞEVİZM TÜM DÜNYADA OLDUĞU GİBİ İNGİLİZ SOLUNDA DA İLGİYLE KARŞILANIR. B. RUSSELL, 1920'DE BOLŞEVİZMİ YERİNDE İNCELEMEK İÇİN İŞÇİ PARTİSİ'NDEN BİR HEYETLE RUSYA'YA GİDER. RUSSELL'lN BU ZİYARET SIRASINDAKİ İZLENİMLERİNİ AKTARAN ELİNİZDEKİ KİTAP, SOVYET DENEYİMİNİN İLK YILLARI HAKKINDA BİR BAŞVURU KAYNAĞI OLARAK KABUL EDİLİR. BU ÇALIŞMA, RUSYA'YA YAPTIĞIM BİR ZİYARETİN ÜRÜNÜDÜR... İZLENİMLERİMİ, BOLŞEVİKLERE KARŞI VEYA BOLŞEVİKLERİN YANINDA BİR TUTUMLA DEĞİL, OLABİLDİĞİNCE TARAFSIZ

Uluç Esen ve Cüneyt Yalaz'ın birlikte yazdığı Yeni Bir Hayat İçin, BGST Yayınlarının Tiyatro Kitaplığı dizisinin üçüncü oyun kitabı olarak okuyucuyla buluşuyor. İlk kez 2000 yılında seyirci karşısına çıkan Yeni Bir Hayat İçin, yurt içi ve yurt dışında 150 kez sergilenmiş ve övgüyle karşılanmıştı. Yeni Bir Hayat İçin, her açıdan sıradan ve ortalama bir hayat süren Selim Özben'in yeni bir hayat kurma 'maceralarını' anlatıyor. Selim, doğa sporlarından internete, gece hayatından sanat kurslarına uzanan birçok

Bilim ve Postmodernizm Tartışması'nın ikinci cildi olan elinizdeki bu kitap şu tanıdık soru etrafında bir tartışmayı içermektedir: Bilimden kaynaklandığı düşünülen kötülükler, bilimin yapısına mı dayanmaktadır; toplumsal yapıya mı? Postmodernistlere göre modern bilim ve rasyonel araştırma Hakikati araştıran tarafsız bir pratik olarak görülemez; Batı'ya özgü tarihsel koşulların bir ürünüdür. Bu nedenle, kaçınılmaz olarak sömürgeci, cinsiyetçi, ırkçı veya tahakkümcü eğilimler barındırır. Albert, Chomsky ve

Vandana Shiva Su Savaşlarında, yerel topluluklara ait su haklarının tarihsel gerileyişini ele alıyor. Uluslararası su ticaretini, baraj inşaatlarını, yeraltı suyu madenciliğini ve sulu tarımı inceleyerek dünyanın nasıl yok edildiğini ve yoksul halkların çok değerli bir ortak mülk üzerindeki haklarından nasıl mahrum bırakıldıklarını gözler önüne seriyor. Günümüzde çoğu zaman etnik veya dinsel savaşlar şeklinde maskelenen önemli pek çok ihtilafın, aslında kıt ve yaşamsal öneme sahip doğal kaynaklar üzerinde y