Cizvitleri tanımlamak için ''Dünyanın Gezgin Azizleri'', ''Kilise'nin Militanları'' ve ''Tanrı'nın Şövalyeleri'' gibi tabirler kullanılmıştır. Kanaatimizce Cizvitleri tanımlamak için başka sıfatlar da kullanılabilir. Tarikatın kuruluşundan beri her dönemde zamanın işaretlerini iyi okuyabilen Cizvitleri incelemeye değer hale getiren yönlerinden biri de bu olsa gerekir. Cizvitleri günümüzde de çeşitli alanlarda en önlerde görmekteyiz. Cizvit okullarının Türkiye'deki tek örneği ''St. Benoit'' dir. Cizvitlerin

Yunus Emre'nin yaşadığı çağ Anadolu'da Anadolu Selçuklu Devleti'nin parçalandığı, yer yer beyliklerin kurulduğu, bu geçiş döneminde halkın sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel çalkantılar içinde bulunduğu bir dönemdir. Yunus'un hayatı ve düşüncesini incelerken içinde bulunduğu çağın koşullarını ilk planda bilmemiz icap eder. Zaten Yunus'u yücelten unsurlardan birisi de, O'nun içinde bulunduğu çağ ile bütünleşmesi, çağının insanına bir kurtuluş ışığı uzatabilmesi ve dertlerini dile getirip derman olabil

Dinler arası ilişkiler ve özellikle Hıristiyan-Müslüman diyaloğu konusunda bütün dünyada yaşanan gelişmelerde olduğu gibi Türkiyedeki gelişmeleri de uluslararası stratejilerden bağımsız gelişmeler olarak düşünemeyiz. Ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan globalleşen dünyada dini açıdan da daha yakın temasların olması kaçınılmazdır. Katolik Kilisesinin ileriyi görerek önce Yahudilerle daha sonrada diğer bütün din mensuplarıyla kurmak istediği diyalogla, globalleşen dünyada her alanda daha yakın ilişkilere gir

Türkiye Türkçesinde Zamanda Türk edebiyatının önemli yazarlarının eserlerinden hareketle Türkiye Türkçesindeki zaman kategorileri incelenmektedir. Bu kategoriler şöyle sıralanabilir: Morfolojik zamanlar, zarflarla ifade edilen zamanlar, sıfat-fiillerdeki zaman ifadeleri, zarf fiillerde zamanlar, ikileme ile verilen zamanlar, ek fiildeki zaman ifadesi, sentaktik ve leksikolojik zamanlar.

Emeviler devrinden itibaren İslam Devleti'nin sınırları pek genişlemiş, İslamiyet, içine birçok milletler ve medeniyetler almış, dolayısıyla Arap dili ve düşüncesi, ele geçirilen yerler halkının dil ve düşünceleri ile ve ele geçirilen yerler halkının hayat ve düşünceleri de Arap hayat ve düşüncesi ile kaynaşmıştı.

Satranç oyunu bireylere birçok farklı özellikler kazandırabilir. - Kötü alışkanlıklara edinilmesine engel olur. - Süratli, doğru ve çabuk düşünebilmeye yardımcı olur, olaylara doğru yorumlarla yaklaşabilme yeteneklerini geliştirir. - Dikkatini tek konu üzerinde yoğunlaştırabilme alışkanlığı kazandırır. - Konulara karşı şüpheci yaklaşımı benimsetir, onları ezberci zihniyetten arındırır. - Mücadeleci bir ruh yapısına sahip olmanın Grekliliğini benimsetir. - Başarısızlıklar karşısında yılmamayı, başarı için da

Kur'an-ı Kerim, âlemlerin Rabbi olan Allah (c.c.)'tan bir lütuf olarak indirilmiştir. İnsanlara doğru yolu göstermek, hayatlarının her safhasında karşılaştıkları problemlere çözüm bulmak, evren, ölüm ve ölüm -ötesi yani gayb hakkında bilgi vermek için indirilmiştir. İnsanoğlu ancak Allah (c.c.)'ın Lütfi ile doğru yolu bulabilmiştir. Yarattıklarına sonsuz rahmeti olan Allah (c.c.) ilk insandan itibaren olmak üzere beşeriyeti vahiy ile şereflendirmiş, onlara hayatlarında yaşayacakları yolu göstermiş ve bunun

İçinde bulunduğumuz âlemin genel yapısı üzerinde ne söyleyebiliriz? Âlemi anlamak için nelere sahibiz? Kâinatla bizim ilişkimiz nedir? Ne ölçüde Onu anlayabiliyoruz? Onu anlamak için kullandığımız bilgi kaynaklarının değeri nedir? Bize âlemi anlama hususunda ne derece yardım edebilirler? Âlemi anlama konusunda sahip olabileceğimiz veya başvurabileceğimiz başka bilgi kaynakları var mıdır? Âlem hakkında bize ilk bilgi veren kaynak nedir? Çünkü ilk insan olan Âdem (a.s.)in yaratılışında, bir kısım bilgiler ken

Ediplerin okuyucu ile kurduğu iletişim, kendine has bir zeminde gelişir. Edebi metnin estetik bağlam ile terkip edilen ifade ve takdim yönü araştırılırsa, edebiyat ve iletişim mesleklerindeki müşterekler daha iyi görülür. Edebiyat ve iletişim müşterekliği, okulu bitirdikten sonra istihdam problemi yaşayan öğrencilerimiz için de yeni bir ufuk açmaktadır. Üniversite eğitimi sonunda hizmet sektöründe görev yapacak uzmanlar; kendileriyle ve çevreleriyle sağlıklı iletişim kurdukları müddetçe başarılı olabilece

Türkiyede İslam ekonomisi üzerine yapılan çalışmaların sayısı henüz yeterli seviyeye ulaşmış değildir. Gerek diğer sistemlerle mukayeseli çalışmalar, gerek teorik tespitler ve gerekse pratik ihtiyaçlara yönelik çalışmalar, sayılara yanında muhteva olarak da henüz başlangıç denilebilecek bir aşamadadır. Bu nedenle İslam ekonomisi üzerinde daha çok çalışmaya ve bu konudaki araştırmacılara ihtiyaç vardır. Bu kitap, sekiz aynı çalışmadan oluşmuştur. Bu derleme, özellikle İslam Ekonomisi üzerinde araştırma yapac

İnsanın yaşadığı doğanın tasviri ve doğa karşısında insanın konumunu tespitle işe başlayıp, ilk insan uygarlıkları üzerinde kuş uçuşu tespitlerde bulunduk. Mezopotamyada kurulan uygarlıklardan Sümer, Elam, Akad, Asur ve Babil uygarlıklarına; Mısır, Hindistan ve Çin düşüncesine değindik. En son da Anadolu Hitit, Frigya, Lidya, Urartu uygarlıklarına, Girit, İonya ve Yunan filozoflarına nihayet Roma felsefesine değindik.

İdeoloji kavramı, 20. yüzyılın en çok tartışılan dahası peşine en çok düşülen kavramlardan biridir. Kapitalizme alternatif teori olarak ortaya çıkışından ve 20. yüzyıl başında pratikte uygulanmasından sonra daha da ehemmiyet kazanmış, sonradan gelişen ve bu ideolojilerin varyantı ideolojilerin de katkılarıyla geçtiğimiz yüzyıl adeta bir ideolojiler çağı olmuştur. Bu çalışmamızda biz, ideoloji kavramını terim olarak, tarihsel gelişimiyle birlikte inceledikten sonra, diğer alanlarla mukayesesini yaparak, kavr

Hücre üzerine bir deneme olan bu etüdümüz, Mikrokosmos-I başlığında incelediğimiz atom yanında, canlılığın temel birimi olan Hücreyi incelemekte ve Hücre içindeki harika âlemlere işaret etmektedir. İnsan, kendi yapı taşları da olan bu âlem içindeki harikaları bildiği ölçüde diğer varlıklarla, evrenle ve alemlerin yaratıcısı ile ilişkilerini düzenleyebilir. Nerden geldim, nereye gidiyorum? sualini kendisine sormayan ve bu suale ilişkin cevaplarını bulamayan insan, sonsuzluk okyanusunda rastgele dolaşan tekn

Herman Melvillein 1850lerde sarf ettiği şu sözler, Evanjelikalizmin Amerikalılar üzerinde yaptığı etkiyi ortaya koymaktadır:Biz Amerikalılar özel, seçilmiş halkız, günümüzün İsrailiyiz. Bu dünyanın özgürlüklerinin bulunduğu gemiyi yürütüyoruz. Büyük şeylerin bizim ırkımızdan olacağını Tanrı önceden belirledi, insanlık da bunu umuyor ve büyük şeyleri ruhumuzda hissediyoruz. Geri kalan milletler kısa süre içinde bizim bakımımız altında olacak.

Bu eser, dinlerin kökeni üzerinde yıllar süren bir etüdün sonucudur. Dinlerin kökeni sorunu, bu konu ile ilgilenenlerin asırlar boyunca merak ettiği bir husustur. Gerçekten ilk dinin hangisi olduğu konusunda, sadece dinler tarihi üzerinde çalışanlar değil, antropologlar, sosyologlar, etnologlarda kafa yormuşlar, çeşitli çalışmalar ortaya koymuşlardır. Bu çalışmaların pek çoğuna biz bu kitapta değinilmiş, eleştirilerde bulunulmuş ve değerlendirilmiş. Bu bakımdan elinizdeki eser, bir bakıma dinler tarihi çalı

Çifte standart, Batının seçilmiş toplum inancı ile demokratik düşünce ikileminin politikasına yansımasıdır! Tarihleri, peygamber, filozof, köle katliamıyla, kölecilikle ve sömürgecilikle oluşturulmuş milletler Tanrının çocukları ya da seçilmiş toplum olabilir mi?p> Seçilmiş toplum varsa, tarihinde kölecilik, sömürgecilik, peygamber ve filozof katliamı olmayan toplum olması gerekmez mi?p> Yeryüzünde seçilmiş olan tek varlık insandır ve o yeryüzünün her yerinde ve her toplumda vardır.

Ben Türk şiirini gül-i ra'nâya benzetiyorum; yarı sarı yarı kırmızı... Halk ve divan geleneğinden beslendiği için iki renkli. Rengini, kokusunu bizim havamız, suyumuz ve toprağımızdan alan, bizim besleyip büyüttüğümüz bir gül. Edebiyatımızı doğru anlayabilmek için önce zihnimizdeki ikiliği kaldırmamız gerektiğine inanıyorum. Türk kültürü, tarihi ve sanatı gibi edebiyatı da bir bütün. Şiir de bu bütünlük içinde gelişimini sürdürüyor. Farklı estetik çizgilere sahip olmakla birlikte, ortak bir kültür birikimi

Bu kitap, Pakistanlı ve yabancı bütün Müslüman üniversitesi öğrencilerine ithaf edilmiştir. Böylelikle onlar, batılıların harabe haline getirdikleri vatanları üzerinde, Müslümanlar aleyhine kurdukları gizli planlar ve antlaşmaları değerlendirmek, kötü niyetli eylemlerini de hüsrana uğratarak çok geç olmadan önlemek imkânına sahip olacaklardır. Meryem Cemile

Buhara Yahudileri Türkistanın en eski etnik-dini guruplarından birisidir. Özellikle geçmişte Özbekistanda daha çok Semer kant, Buhara, Taşkent ve Kokandda, Tacikistanda ise Duşanbede yoğun olarak yerleşen Buhara Yahudileri, zaman zaman Türkistan tarihine ve kültürüne renk katmıştır. Uzun süre İslamın egemen olduğu bu coğrafyada Müslümanlarla birlikte yaşama tecrübesinin bir örneğini veren Buhara Yahudileri bölgede egemen kültürden etkilenmiştir. Buhara Yahudileri, son yıllarda özellikle Sovyetlerin dağılmas