İnsanlık ciddi bir uygarlık kriziyle karşı karşıyadır. Medeniyetin beşiği doğu toplumları geçmişlerinden habersiz ilkel bir süreci yaşamaktadırlar. Değerlerinden uzaklaşan doğu, atağa geçen batıya uygarlık kavramını terk etmekle kalmamış, onun uydusu, taklitçisi sömürgesi olmuştur. Birkaç asırdır uygarlık, batı ile özdeşleşmiştir. Geçmişin uygarlık merkezi derin bir uykuya dalmış, efendilerinin uysal veya barbar köleleri durumuna gelmiştir. Doğu iflas etmiş bir fabrikatörün, fabrikasında hamal olarak çalış

Belki de yazılmayanı yazmadık, belki de söylenmeyeni söylemedik. Bin defa, belki de yüz bin defa tekrara girdik sayfalar arasında. Ama sormak lazım! Ama haykırmak! Bu acının izlerinde, gözyaşlarımızın rengi birbirinin aynı, birbirinin tekrarı değil midir? Atatürk'ün evlatları! Öyleyse, bırakın gözyaşlarımız içimizde, bırakın gözyaşlarımız dışımızda çağlasın ve sonsuza dek, biz onu anlamaya ve anlatmaya çalışalım. Mendilleriniz hazır mı? Çünkü; Saat 9'u 6 geçiyor...

Yaşadığımız demokrasiyi ve seçimleri açıklayabilecek tek kavram Post - Hakikat kavramıdır. Aslında biz Post-Truth yani Post-Hakikat kavramı ile 2002 yılında tanışmışız. Farkındalık eksikliğimiz maalesef bazı şeyleri anlamamızı geciktiriyor. 2002 yılında AKP ve Erdoğan seçimleri tek başına kazanarak iktidara geldi. Türkiye'de Erdoğan gibi politikacıların artan otoriterizmi de bu kavram ile açıklanıyor. Kavram o kadar yaygın kullanıldı ki, 2016 yılında Oxford Sözlükleri post-hakikati yılın sözcüğü seçti. Pos

Buda, ömrü boyunca hak ve adaleti arayan önemli bir düşünürdür. Hakikati doğmalarda değil, bilgide aramıştır. Bilginin temelinde ise insanın kendisini tanıması vardır. İnsanın neyi yapacağı veya neyi yapamayacağını bilmesi gerekmektedir. Buda insanı yücelten, merkeze koyan her türlü yaklaşımı reddetmiştir. Soyut ve hayatta karşılığı olmayan tanrı tartışmalarına girmemiş, insanın içindeki ıstırabı nasıl dindirmesi gerektiğine dair çözümleyici önerilerde bulunmuştur. Buda makamı, mevkileri, sınıfları reddet

Bu kitap, her bakımdan tartışma yaratacak bir kitap. Birinci baskısı kısa sürede tükenen kitabın gözden geçirilmiş baskısını yapmayı yayıncılık sorumluluğu olarak görüyoruz. Kitap Türkiye'nin 150 yıllık yönetiminin etnik topografyasını ele almakta ve siyasal sonuçlara varmaktadır. Yazar bunu yaparken, geniş bir kaynakçadan ve saha çalışmalarından yararlanmaktadır. Yazar çalışmasını şöyle tanımlamaktadır: Bu kitap; ırkı, cinsi, cibilliyet, etnik kökeni, dini inancı, mezhebi, meşrebi her ne olursa olsun, bir

Rabıta, Atatürk'ün Yasaklanan Kitabı, Atatürk ve Cumhuriyet'e Kuşatma: Yahuda kitaplarından sonra, gizem dolu bir kitaba imza atıyor Hüseyin Hakkı Kahveci. Kitap, Mermi böyle patladı. Hem bir ülkenin hem de bir âlemin altı üstüne geldi. cümlesi ile başlıyor. Ortalama bir ki­tap okuruna şaşırtıcı gelecek bir tablo sunuyor Hüseyin Hakkı Kahveci: Lenin, Mustafa Kemal Atatürk, Mustafa Suphi, Mir Sultan Galiyev ve En­ver Paşa...Kitaba adını veren Mühürlü Vagon Ekim Devrimi'nin önde­ri Lenin'i İsviçre'den Rusya'y

Taksim Gezi Parkı olayları. Bazı kişilerin yürekleri hopluyordu. Yetkililer, güngörmüşler ve çokbilmişler, olan bitenlere akıl sır erdiremiyor, insanları durmaktan nasıl alıkoyacaklarını bilemiyorlardı. Bilseler de, bildiklerinin uygulanmasına zaten izin verilmiyordu! O günler bir duranın bin 'Duran Adam' olduğu günlerdi... Türkiye'yi değiştiren Direniş Hareketinden yaklaşık doksan beş sene önce İstanbul işgal altındadır. Ateşkes imzalandıktan sonra Mekke ve Medine Komutanı Fahrettin Paşa üç ay, Irak'taki

Eren Erdem bu kitabında, din elbisesini tersten giydirenleri, dini kullanarak kapitalizme eklemlenenleri, dinci akımın ekonomi-politiğini ele alıyor. Bu felsefenin önde gelen temsilcisi ise, bugün gündemin en çok anılan kişisi olan Fethullah Gülen ve onun başını çektiği örgütlenmedir. Daha o zamanda, dokunanın yandığı dönemde, Eren Erdem Gülen cemaatinin İslam dinini kullanarak ABD'nin desteğiyle nasıl da devlet içinde örgütlendiğini örnekleriyle gösteriliyor. Nurjuvazi, aynı zamanda Fethullahcıların toplat

Dünyanın en büyük devrimci teşkilatçısı olan Mustafa Kemal'in, bu yönüyle henüz yeterince bilinmediğini fark ettim. En önemli amacım; gerçek milliyetçiliğin uygulayıcı önderi olan büyük dehanın anlaşılabilmesi için, dünyadaki bilim insanlarını disiplinler arası ortak çalışmaya yönlendirebilmek. Böylece daha güzel bir dünyanın, ancak Mustafa Kemal gibi devrimci teşkilatçılarla olanaklı olabileceği gerçeğinin üstünü örten emperyalist örtü kaldırılabilecek ve bu gerçeğin teorik ispatına uygun bir kapı ardına k

Mutluluğun anahtarını yalnızca kendi elinde tutabileceği bir kutuya hapseder bir yanı eksik kalanlar. Bazı yaralar kalbin tam ortasından başlar. Orada büyüyüp dal budak verir. Sürgün sürer, yaprak verir, çiçek açar ve sonunda tüm ruhu sarar. Adları da vardır bu yaraların. Kimininki aşk, kimininki ayrılık, kimininki anne... İpek'in yarasının adı annedir. Annesi hayattayken bırakıldığı ve önceleri alışamadığı yatılı okul, annesinin kaybından sonra genç kızın zorunlu yuvası olur. Sonra... Sonra hayat başlar.

Seçilmişlerin bu ülkeye yaptığı kötülüğün bedelini Anadolu insanı ödemeye devam ediyor. Kabahat bizde herhalde, yani anne babalarda. Çocuklarımızı kavga, şiddet ortamında güvensiz yetiştiriyoruz. Yokluğu, problemi küçücük yüreklere duyuruyor ödünü koparıyoruz. Sevgisizlik arttıkça şiddet artıyor, mücadelemizi sevgisizliğe yapalım, evreni kaplasın sevgimiz. Ruhumuz, ışığıyla yıkansın. Tüm dinler, bunu istiyor insanlıktan. Unutmayalım ellerimizi uzatırsak bir zerre mutluluk da bizim parmaklarımıza değecekti

Beton ve çelik yığınları arasında koşturup duran Ve zamanda sürüklenip , boşlukta asılı kalan insanlar Yer açın sevgiye ve iyliğe Karşılıksız vermenin mutluluğunu yaşayın, yaşatın Umut edin dirençle Dünyanın cennete evrilişini güçlendirin Güzelim barış yurdunun harcı Her gün daha erdemli yaşamaya azmeden Onurlu insanların biriktirdiği iyiliklerle yeşerecek Teriniz fedakarca karışsın güneşin ışığına İnanın ve sevgiye şükredin En küçük iyiliğin bile boşa gitmediği En bereketli topraktır; şefkatle

Alevi inancı hakkında kamuoyunun yeterli bilgisinin olmadığı gibi, kendisini Alevi olarak tanımlayanların birçoğunun bile Aleviliği bilmedikleri bir gerçektir. Başka gerçekler ise; bilgili olanın güçlü olacağı ve her inanç sahipleri gibi Alevilerin de inançlarını özgürce yerine getirebilmeye haklarının olduğudur. Bu kitapta; Alevi inancının temel amaç ve içeriğini, Alevi inancı ile benzeşen diğer inançları, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Alevilere yönelik yaklaşımlarla birlikte, konu ile ilgili birçok bil

Ne güzel şey bölüşmek Ekmeği suyu Türlü yemişi Kırmak soğanı ekmeğe Ekmeği çaya katık etmek İnsan sofralarında doymak ne güzel Paraya. Karaya. Yalana İnat !

MEB Tavsiyelerine Uygun 10 Kitaplık Set - 23 Nisan - Ela ile Lale - Umut ile Mutlu - Haydi Oyuna - İp Atla - Yaramaz Mırnav - Kurnaz Horoz - Sıla İle Suna - Adaş ile Candaş - Kış Geldi

Yaşamın bize kattıklarıyla geliştirdiğimiz sezgi yetimiz en değerli hazinemizdir. Daima bizimle olan iç görümüz sayesinde biliriz meselenin tam olarak nereye gittiğini, yapmamız gerekeni... Biliriz de yapamayız, engel olamadığımız bir akıntı sürükler olması gerekenin ırmağına, yeniden yıkanarak her seferinde geçeriz zamanın örseleyen girdabından, yanlışlarımız doğrularımızla biz oluruz.

Bundan önce yazmış olduğum kitaplarımda gerçekle yüzleşildiği gibi, bu kitapta bilmediğiniz bir çok gerçekle karşılacaktır.Yazdıklarım ayniyle vaki olacak.Tabii olacağı olmadan önce yazıyorum.Yarın çok geç olmasın. Türk Milleti ve Atatürk Cumhuriyeti, büyük bir ihanet ve kuşatmayla karşı karşıyadır.Yaşanan ihanet ve oyundan,kuşkusuz, en büyük zararı Türk Milleti görmektedir. Bugün türk Milleti evangelist ve siyonist bir kuşatmayla karşı karşıya kalmıştır. Bu durum 1938 yılında Atatürk'ün edebiyete intikal